Taassup sözlükte “bağnazlık” anlamına gelir. Din terimi olarak taassup; din, ahlâk, adet, görüş ve düşünce gibi konularda haksızlık ve husumet derecesine varacak ölçüde bir saplantıya düşmek, aşırı taraftarlık, körükörüne bağlılık, bâtılda ısrar gibi anlamlara gelir. Yakalamak, kuşatmak, sarmak, bağlamak anlamındaki asb (usûb) kökünden türeyen ve kendi soyuna yardım etmek, körü körüne bağlanmak manasına gelen taassup, genelde asabiyetle eş anlamlı kabul edilir. Terim anlamı olarak Taassup; doğru veya yanlışlığına bakılmaksızın bir düşünce veya ekolün savunuculuğunu yapmak, mensubu olduğu din, mezhep ya da partiyi her halükârda desteklemek, doğruluğu araştırılmadan karşıt düşünceye saygısızlık etmek, bir düşünceye bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başkasını düşünmemek, ayrıca kendi yandaşlarına ister haklı isterse haksız olsunlar mutlak destek vermek, onların tarafını tutmak demektir. İşte taassup kelimesi ile ilgili cümleler.
– Talat Bey’in mâcerâsından sonra bütün âilede garip bir boşanma taassubu başlamıştı. (A. H. Tanpınar)
– Onların edyân-ı sâire erbâbının kâffesini müebbet cehennem ateşlerine namzet gören müfrit taassubu… (H. Z. Uşaklıgil)
– Taassubun çevrelendiği öyle bir muhit ki kimse bana inanmaz da herkes ona inanır. (E. İ. Benice)
– Bâzı cezbeli müridlerin heyecan taşkınlığı içinde söyledikleri; “Benim şeyhim bir şeyi dilerse Allah onu mutlakâ verir…” gibi sözler; muhabbet, hürmet ve bağlılığın, hadd-i lâyığından çıkarak, ifrat ve taassup derecesine varmasının bâriz bir misâlidir.
– Herhangi bir delile, derinlemesine bir bilgiye dayanmadan bir fikre, bir şahsa körü körüne olan bağlılıktır taassup.
– Taassup, insanlığın manevî gelişmesi önündeki en büyük engellerden biridir.
– Mânevî terbiye yolculuğuna çıkanların, rehberleri olan mürşidleriyle münâsebetlerinin en sahih ölçülerini dile getirmeye çalıştık. Yine bu münâsebetlerde haddi aşan muhabbet ve bağlılıkların, insanı nasıl taassup ve taşkınlıklara sürükleyebildiğine, yani ayakların kaydığı
bâzı tehlikeli noktalara dâir îkazlarda bulunmaya gayret ettik.
– Cehâletin hissî taassupla feverânına meydan vermemek vazîfem iktizâsıdır. (Y. Z. Ortaç)