Akıl; hafıza, düşünce, düşünme, kavrama, fikir, anlama yetisi, davranışlarını ayarlama melekesi, us, bellek gibi anlamlara gelir. İşte akl – akıl kelimesi ile ilgili cümleler.
– Hangi sivri akıllıya uydunuz da böyle yaptınız!
– Böyle bir sivri akıllı, bulaşık biri çıkar ortaya, dirliği düzeni berbat eder. (K. Korcan kaynak)
– Sular kesilecekti ama kovaları doldurmayı akıl edemedim.
– Yağmur yağacak gibi iyi ki akıl edipte şemsiyeyi aldım.
– Allah’tan bankaların kapalı olduğunu önceden akıl ettin de, borcumuzu hemen ödedik.
– Elektriklerin kesileceğini akıl edemediğim için ışıldakları şarj etmedim.
– Akıl kârımı şimdi senin yaptığın bu iş?
– Lütfen akıl hocalığı yapmaya kalkma, biz işimizi senden iyi biliriz.
– Akıl kutusu mübarek, her meseleyi çözüyor.
– Senin bu işi nasıl berbat ettiğine hâlâ akıl sır erdiremedim.
– Bunu aklımda tutacağım.
– Hala inanamıyorum, Akıl sır ermiyor sen bu işi nasıl eline yüzüne bulaştırdın.
– Şu ünlü ”genç şairlerimizden” sözüne oldum olası akıl sır erdirememişimdir.
– Sana akıl verecek bir adam da mı bulamadın?
– Bir görmeliydin o olayı, akıllara durgunluk verecek bir olaydı.
– Akıl defterini karıştırdığında, toplantıya gitmesi gerektiğini fark etti.
– Senin çocuk pek akıllı uslu görünüyor.
– Bir konuda sizden akıl almak istiyorum.
– Babama akıl danıştıktan sonra bu işe giriştim.
– Yenge sana akıl danışmam lazım, biraz bize gelsene.
– Kendi işiyle uğraşacağına bize akıl satmaya çalışıyor.
– Akıl yürüterek bu problemi çözebiliriz.
– Senin yapabileceklerine akıl yürütmek imkansız.
– Dün akıl almaz şeyler anlattı, hepimiz şok olduk resmen.
– O, bizim işi halledemez. Akıl için yol bir, bunu anla artık.
– Akılsız iti yol kocatırmış, git şimdi kendin düzeltmeye uğraş.
– Adamın söylediklerini dinledikçe insanın aklı duruyor.
– Sana akıl öğretecek bir adam da mı bulamadın?
– Ben ne yaptığımı çok iyi biliyorum, bana akıl öğretmeye kalkma.
– Bana akıl öğreteceğine kendi işiyle uğraşsın.
– Bunca şeyden sonra, onunla arkadaşlık yaptığına akıl erdiremiyorum.
– Sen sınavdan nasıl zayıf alırsın, akıl erdiremiyorum.
– Akıllı geçiniyorsun ama faturayı sana ödetmişler.
– Öyle yapmayacaktım, ama akıl bu ya!
– Bu tren kazası, akıllara ziyan bir olaydı.
– Bakanın akıllara ziyan açıklamalarına çiftçiler isyan etti.
– Bu soğukta gezmeye çıkmak akıl kârı değil.
– Geceyi balkonda geçirmen akıl kârı değil gerçekten.
– Yaptıklarının akıl dışı şeyler olduğunu birileri söylemesi lazım.
– O bakkalda biraz akıl zayıflığı var sanırım.
– Son günlerde yaptıklarına akıl erdiremiyorum.
– Beşinci kattan düşüp, burnu bile kanamamasını aklım almıyor.
– Şu slayt hazırlama işini bir türlü aklım almıyor.
– İzinsiz arabayı alıp gitmeni aklım almıyor.
– Yarışmayı kazandığını öğrenince, aklı başından gitti.
– Kaza yaptığımızı duyunca, aklı başından gitmese bari.
– Annemi öyle evin ortasında baygın görünce aklım başımdan gitti.
– Sabahtan beri matematik çalışıyorum, aklım başımdan gitti artık.
– Elbisem yırtılacak diye aklı çıkıyor.
– Çocuğum sınavı kazanamazsa diye aklı çıkıyor.
– Dur hele bir düşüneyim, söylediklerinden sonra aklım karıştı.
– Hasîbe Teyze mahallenin akıl hocasıdır. (Y. Z. Ortaç)
– Kardeşin ödev yapıyor, onu rahatsız etme de aklı karışmasın.
– Hangi partiye oy vereceğim inan aklım karıştı.
– Sevdiği aklına düşenin, gözleri boş boş bakar.
– Hayret doğrusu, bu usûlleri en iyi bilen yazarlar dahi bir üçüncü tâbiri sanki akıl edemiyorlar. (Rauf Tamer)
– Aklına düşen her şeyi yapmak zorunda mısın?
– Aklıma gelen başıma geldi, evi su bastı.
– Bu sene takıntısız sınıfımı geçmeyi aklıma koydum.
– Bu söylediklerimi aklına koy.
– İyi ki tüfek almayı akıl ettik anne. (A. Gündüz)
– Aklına koymuşsa, gelsin yanımızda çalışmaya başlasın.
– Senin aklın, benim kuzen de kaldı galiba.
– Sen işine bak, çocukta aklın kalmasın.
– Allah’ın akıl sır ermez bir hikmetidir. (R. N. Güntekin)
– Benim saçlarıma aklını takmış, kestir de kestir.
– Aklı başına gelince, iş işten geçmiş olacak.
– Çabuk koşun, nihayet aklı başına geliyor.
– İki taş arasında o kilidi alıp getirmesine Sav-Tekin bir türlü akıl erdiremiyordu. (M. N. Sepetçioğlu)
– Artık aklı başında olmamak onun işine geliyor sanki, böylece sorumluluktan kurtulacak, rahat edecek.
– Resmi öyle güzel yapmış ki görsen aklın durur.
– Aklım kesiyorsa kardeşinle ortak ol.
– Bu soruyu aklım kesti mi?
– Ah, niçin bu ince hesaplara daha evvel akıl erdirememişti. (R. N. Güntekin)
– Birden aklına esti, kalkıp sahile indi.
– Parayı nereye sakladığım aklına geldi.
– Aklıma geldi, kalkıp babama gittim.
– Onu niçin kırdım, aklıma takıldı düşünüp duruyorum.
– Yâd ellere gönül verdin de döndün / Gönül sana akıl erdiremedim. (Karacaoğlan)
– Bırak o bıçağı, aklından zorun mu var senin?
– Aklını başına al, yoksa bu içki seni öldürecek.
– Derslerine çalışmıyorsun, aklını başına al!
– Hele onlara yapılan ‘mum söndü’ iftirâsı aklın almayacağı bir şeydi. (Ergun Göze)
– Aklını başına almazsa başı belaya girecek.
– Burhan Amca aklını bozmuş diyorlar, kendi kendine konuşup duruyormuş.
– İslâmiyet, Yunan’ın akıl almaz ahlâksızlıklar meşheri mitolojisine hiçbir zaman iltifat etmemiştir. (C. Meriç)
– Bu sıcaklarda dışarı çıkma, Allah korusun aklını bozarsın.
– Bizim çocuk sinema ile aklını bozdu.
– Bilgisayarla aklını bozdu, yüzümüze bakmıyor.
– Çünkü bu uzak, silik hayalde rüyâ gibi aklın almayacağı şeyler var. (R. N. Güntekin)
– Misafirliğe böyle gidilir mi? Sen aklını peynir ekmekle mi yedin?
– Aklını peynir ekmekle yemiş bu çocuk, bu soğukta nereye gidiyor?
– Vergi dâiresinde bâzı çapraşık işi olanlar bana akıl danışmaya geliyorlar. (R. N. Güntekin)
– Televizyonu kapat, aklımın dağılmasına neden oluyor.
– Beni bir süre yalnız bırakın, yazı yazarken aklım dağılsın istemiyorum.
– Abim bizi görecek diye aklım gitti.
– Sende bu akıl varken daha çok çekersin.
– O elbiseye aklım gitti kız.
– Arkadaşının söylediklerine aklım takıldı.
– Aklı evvel bir ablası var, çok bilmiş.
– Senin gibi aklı evvele uymakla hata ettik.
– Bu akıl çok hoşuma gitti.
– Senin gibi aklı başından bir karış yukarı olan biri tanımadım.
– Aklı başından bir karış yukarı olmasa, gerçekten iyi insan.
– Hâlâ aklımda o tûfan yağmuru. (C. S. Tarancı)
– Bu telefon benim aklımı çalıyor.
– Aklını çalıp onu evlenmeye razı et.
– Ah dâima o, gözümde o, hayâlimde o, aklımda o, o! o! o! (N. Kemal)
– Arkadaşlarının aklını çalıp, okuldan kaçmışlar.
– Gördüğü araba aklını başından aldı.
– Kızın bir bakışı, aklını başından almaya yetti.
– Arkadaşının dedikleri aklıma yer etti, daha dikkatli olacağım.
– Onun sana söyledikleri aklına yer eder inşallah.