Gürültü; uyumsuz, düzensiz bir biçimde çıkan, rahatsız edici her türlü ses, patırtı, şamata demektir. Ayrıca gürültü; birçok kişinin karıştığı, bağırışmalarla karışık kavga, karışıklık, tartışma, münâkaşa, büyük etki uyandırmak gibi anlamlara gelir. İşte gürültü kelimesi ile ilgili gerçek ve mecaz anlamlı cümleler.
– Odadakilerin gürültüsü televizyonun sesini bastırmaya başlamıştı.
– Öğretmenin gür sesi, sınıfın gürültüsünü bastırmaya yetmişti.
– Öyle her gürültüye pabuç bırakacak bir adam mı sanıyorlar beni?
– Hafta sonu için yaptığım öneriyi gürültüye getirdiler.
– Gürültüye getirip izni kopardı.
– Yaptığım pasta gürültüye gitti.
– Kıyâmet mûsikîsi olan cazbandın vahşî gürültüsü insana medeniyetsiz bir kavmin âyinlerini hatırlatıyor. (Refik H. Karay)
– Verdiği paralar gürültüye gitmesin diye uğraşıyor.
– Gürültü edip işi yokuşa sürmek istiyorsun.
– Dışarıda çok gürültü var.
– Gemi baş döndüren bir gürültüyle indi sulara. (Ç. Altan)
– Galata rıhtımı denilen yere ayak basar basmaz etrâfın kalabalığı ve gürültüsü beni sersem etmişti. (Kerîme Nâdir)
– Barın bütün gürültüsünü bastıran kahkahaları bundan sonra başladı.
– Gece gece kapı önünde gürültü etmeye utanmıyor musunuz?
– Bu arabanın egzozu çok gürültü ediyor.
– Gürültüden dolayı uyuyamıyorum.
– Okulda en çok bu sınıf gürültü ediyor.
– Sınıfta gürültü çıkmasın diye uyarıda bulundum.
– Bizim târihimizde pek çok fikir ve pek az gürültü aramak hakkın iken pek çok gürültü ve pek az fikir bulacaksın. (Cenap Şahâbeddin)
– O kadar çok gürültülüydü ki konuşamadık.
– Adamın iş yerinde gürültü çıkarmaya çalışma.
– Atı çelik levhaların gürültüsünden ürkmüştü. (Ahmet Hâşim)
– Yaptığım öneri gürültüye geldi.
– Tuhaf bir gürültü duydum.
– Kapı büyük bir gürültü çıkararak açıldı.
– Yaptıkları teklifler gürültüye geldiği için göz önüne alınmadı.
– Gürültü nereden geliyor?
– Yanlış bilgilerle, salonu gürültüye vermeyin.
– Her gece sarhoş gelip gürültü çıkarıyor.
– Karanlıkta bana çarpıp da gürültü yapmamaya dikkat ederek kapıyı açtım.
– Ortalığı gürültüye verip, soygun gerçekleştirmişler.
– Onlar gürültü çıkarıyorlar ve kavga ediyorlardı (Hâlide E. Adıvar)
– Hafta sonu için yaptığım öneriyi gürültüye boğdular.
– Gürültüye boğup bir haftalık izni kopardı.
Gürültü ile ilgili atasözleri ve anlamları
Gürültü ile ilgili deyimler ve anlamları