Çürük; çürümüş olan, sağlam ve dayanıklı yapıda olmayan, iş göremez, hastalıklı, sakat, sağlam bir temele veya kanıtlara dayanmayan, vurma veya sıkıştırma yüzünden vücutta oluşan mor leke gibi anlamlara gelir. İşte çürük kelimesi ile ilgili gerçek ve mecaz anlamlı cümleler.
– İki çürük dişi vardı, çektirdi.
– Diş hekimi onun çürük dişini çekti.
– Çürük temele ev yapılmaz.
– Ben çürük dişimi çektirdim.
– Yabancı, kirli, çürük dişlerini göstererek gülümsüyordu. (Ö. Seyfettin)
– Hasan, kardeşinden çürük elmayı çöpe atmasını rica etti.
– Çürük olan ne kadar meyve ve sebze varsa hepsini çöpe attım.
– Çürük iple kuyuya inmeye kalkışırsanız sonunuz felaket olabilir.
– Çürükleri barındırmaz yaylaların yaylası. (H. Taner)
– Ağaçdan topladığımız erikler çürük çıktı.
– Üç gündür, bayat bir sandviç, çürük bir elma ve biraz bozuk yoğurt dışında hiçbir şey yemedim.
– Evdeki çürük çarık eşyaları ayırdık.
– Hemen her gece sille tokat adamakıllı dayak yiyor, her yanı çürük içinde. (A. İlhan)
– Evde bekleyen bütün yumurtalar anında çürümüş.
– Allah kimseyi çürük tahtaya bastırmasın.
– Çürük çıktığı için işe almamışlar.
– Dolapta çürük bir şey bırakmadım.
– O çürük kalbiyle birşey yapamaz.
– Çürük çıkan elmaları ayıkladım.
– Sepetteki bir çürük elma bütün sepeti çürütür.
– Çürük çıkmak için can atan, sözde kahramanlar var.
– Oğlu da kendisi gibi çürük çıkmış.
– Çürük elmaların hepsini bir poşete koymuş ve almış da gelmiş.
– Çürük merdivenle dama çıkmaya çalışırsanız sonunuz felaket olabilir, yani sağlam olmayan malzemeyle iş yapmak sakıncalıdır.
– Senin söylediklerin çürük bir iddia, buna inanmamı bekleme.