Bıçak; bir sap ve çelik bölümden oluşan kesici araç yada çeşitli kesme işlerinde kullanılan keskin ağızlı araç demektir. İşte bıçak kelimesi ile ilgili gerçek ve mecaz anlamlı cümleler.
– Bıçak sırtı ile ceviz kırıyordu.
– Sinirinden bıçak sırtı ile masaya sertçe vurdu.
– Küçücük bir tarla yüzünden kanlı bıçaklı olduk.
– Bu iki aile kanlı bıçaklı kavgalı. Ne yapıp edip bunları bir şekilde barıştırmamız lazım.
– Ekmek bıçağını getir de ekmekleri bölelim.
– Bıçak kemiğe dayandı, artık bu yerde duramam.
– Bıçak kemiğe dayandı mı başkaldırır, canını sakınmaz, hakkını ister. (A. Ağaoğlu)
– Boşuna uğraşma, evin yanışına öyle üzülmüş ki ağzını bıçak açmıyor.
– Eşiyle boşandığından bu yana Fatma’nın ağzını bıçak açmıyor.
– Köy delikanlılarının bıçak çekmeye elleri bile değmedi. (M. Ş. Esendal)
– Bu balta bıçak gibi kesiyor.
– İlişkilerini bıçak gibi kesti.
– O gittiği günden beri Zeynep kadının ağzını bıçak açmıyor. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Satış görüşmeleri bıçak gibi kesildi.
– İlaç ağrıyı bıçak gibi kesti.
– Bu tatlı sohbetin arasında kapı çalındı, lakırtıları bıçak gibi kesildi. (H. Edip Adıvar)
– Bıçak suyu kesiyor, bilemek lazım.
– Bıçak kınını kesmez derler, merak etme sana sorun çıkarmaz.
– Bıçaksırtı bu yarışı da kaybettik.
– Bu defa bizim at bıçaksırtı kazandı.
– Hiçbirimizin çenesini bıçak açmıyordu. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Arkadaşların birbirini sırtından bıçaklaması doğru değil. Bunu ancak düşmanlar yapabilir. (S. Dölek)
– Ayşe bugün bıçak altına yatıyor, haberiniz var mı?