Payidar; sağlam, devamlı, kalıcı, sabit, sürekli, ebedi, iyice yerleşmiş, sonsuza değin yaşayacak olan, ölümsüz, kalımlı gibi anlamlara gelir. İşte payidar kelimesi ile ilgili cümleler.
-Yeni hükûmetin adını ağzına alınca harâretle, “İnşâallah pâyidar olur” dedi. (Hâlide E. Adıvar)
– Böyle bir siyaset, sabit ve payidar bir membadan çıkar. (M. Şevket Esendal)
– Milletimiz ilelebet payidar olacaktır.
– Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. (Atatürk)
– Bir devleti ayakta tutan temel esaslardan biri de hiç şüphesiz ki ‘‘adâlet’’tir. Öyle ki; ‘‘Küfr ile pâyidâr olunur, zulm ile olunmaz!’’ sözü, Osmanlı’da bir darb-ı mesel hâline gelmiştir.
– Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. (Atatürk)
– Adâlet, devletleri ayakta tutan temel direktir. Öyle ki; “Küfr ile pâyidâr olunur, zulm ile olunmaz!” sözü meşhurdur. Bütün idârenin adâlet ile kâim olduğunu ifade için de; “Adâlet mülkün (idârenin) temelidir.” denilmiştir.
– İnsanımızı ne kadar kaliteli yaşatırsak, önem verirsek, ihtiyaçlarını ne derecede karşılarsak devletimiz o derece güçlü ve payidar olur.
– Fakat süratle değişen şu levhaların pâyidar bir tesîri olacak ki nihâyet beni sarstı. (Hüseyin C. Yalçın)
– Doğrusu Kur’ân’ı Biz indirdik; onun koruyucusu da Biz’iz! buyurmuştur. Böylece Kur’ân-ı Kerîm’in hiçbir kitaba nasîb olmayan ilâhî bir sıyânet ve himâye ile ilelebed pâyidâr olacağını bildirmiştir.
– Ve dehânın fethettiği diyarlar Süleyman’ın devletinden de pâyidar. (Rûşen E. Ünaydın)
– Kendini yığın hâline getiren bir millet payidar olamaz.
– Hayatın gâyesini, yiyip içmekten, hevâ ve hevesinin peşinde koşmaktan ibaret zannedip saâdet ve huzûru fânî varlığında ve nefsânî temâyüllerinde arayan kişi, ancak kendisini aldatmış olur. Çünkü hakikî saâdet, bitip tükenen değil, ebediyyen pâyidar olandır.
– Emr-i temeddünün bu minval üzere pâyidar olması için ahkâm-ı cezâ tertîbi lâzım gelip bu dahi fıkhın ukūbat kısmıdır. (Cevdet Paşa)