Payanda; dik durumdan ayrılmış bulunan duvarı tutmak için dayanan kalın direk, destek demektir. Diğer bir ifade ile payanda; eğilmiş, yerinden oynamış bir nesnenin düşmemesi için konulan dayak, destek anlamına gelir. İşte payanda kelimesi ile ilgili cümleler.
– Düşey bir taşıyıcıyı, binayı ya da tekneyi gerek dengede tutabilmek gerek devrilmesini, çökmesini ya da kaymasını engellemek amacıyla kullanılan ahşap ya da betondan göğüsleyici dayanağa payanda denir.
– Mimari lügatında ahşap tekniğine dayalı eski Türk mimarisinde zemin katın üstündeki çıkma bölmeyi (cumba) desteklemeye yarayan dayanaklara payanda adı verilir.
– Otomobil eşilen, doldurulan, payanda vurulan bir yoldan ilerliyordu. (Refik H. Karay)
– Payandalı istinat duvarı genellikle çok sağlamdır.
– Hakîkaten insan, sahip olduğu nîmetlerin aslâ elden çıkmasını istemez, dâimâ ebedîlik ve ölümsüzlük arzular. Kimisi ebedîliği evlât sahibi olmakta arar, neslinin kıyâmete dek sürmesini diler. Kimisi bedenine aşırı düşkünlük ve ihtimamda arar, asırlarca yaşamayı arzular. Kimisi kalıcı eserler bırakmakta arar, nâmını kendinden sonra da sürdürmeyi diler. Kimiyse mal-mülk yığmakta arar, servetinin gücüne dayanır, onu kendi varlığına payanda kılmak ister
– Firavun’un zulmüne payanda oldukları için, aynı âkıbetle ebedî hüsrâna dûçâr oldular. Zîrâ dünyevî menfaatler için zulme yaltaklanmak, ebedî bir zillet ve hüsran sebebidir.
– Bakım ve onarım yapılabilmesi için karaya çekilen teknelerin karada alabora olmasını engellemek için yerden ya da iskeleden destek alarak teknenin gövdesine yaslanan tahta dayanaklar da payanda olarak isimlendirilir.
– Payandalı balkon çok güzel görünüyor.
– Evvelâ oturduğu sedirin sol tarafındaki bir payandaya merbut ince bir zinciri (…) çocuğun boynuna geçirir. (Ahmet Râsim).
– Çökme tehlikesi geçiren duvara payandaladık.