Kuyruk; hayvanların çoğunda, gövdenin sonunda, alt yanında bulunan, omurganın uzantısı olan uzun ve esnek organ ve kuşlarda, gövdenin alt yanında bulunan tüy demeti demektir. Bu organa benzeyen uzantıya da kuyruk denir. Ayrıca kuyruk; insanların sıra beklemek için art arda durarak oluşturduğu dizi, birisinin arkasına takılıp ondan ayrılmayan kimse gibi anlamlara da gelir. İşte kuyruk kelimesi ile ilgili gerçek, yan ve mecaz anlamlı cümleler.
Kuyruk ile ilgili gerçek anlamlı cümleler
– Karşısında ona havlayan, kuyruğunu dikmiş beyaz, iri bir çoban köpeği duruyordu.
– Kuyruk kedilere hem estetik ve sevimli bir görüntü katar hem de dengelerini sağlamalarına yardım eder
– Kedilerin kuyruğu bedenlerinde ve iskelet sistemlerinde omurgalarının bir uzantısı gibi görünür.
– Köpek bizi görünce sevinçten kuyruğunu salladı.
– Köpek insana kuyruğu vasıtasıyla güler ve teşekkür eder.
– Koca çoban köpeği, kuyruğu havada, kulakları dikilmiş, hem koşuyor, hem havlıyordu.
– Ahmet, deliğe sıkışan yılanın kuyruğunu kopardı.
– Abim biraz önce ben yokken kuşun kuyruğunu kesmiş.
Kuyruk ile ilgili mecaz anlamlı cümleler
– Kuyruğa girip, su faturasını ödedim.
– Bizim kedi, kuyruğu dikip çatıya kaçtı.
– İftar vakti insanlar, kuyruğa girmiş pide bekliyordu.
– İnanmayın ona, söyledikleri kuyruklu yalandan başka bir şey değil!
– Bankamatikte kuyruk olduk, sıramızı bekliyoruz.
– Kuyruk olmadan, erkenden gidip işimizi halledelim.
– Öğrenciler kuyruk yapmış, okul bahçesinden çıkıyordu.
– İstanbul’da alışveriş Merkezlerinin önünde bugün de uzun kuyruklar vardı.
– Lezzetli dondurma üretince, müşteriler kuyruk yapmaya başladı.
– Adamın kuyruğuna basacak kadar kötü olaylar yaşanmıştı.
– Dananın kuyruğu bu gece kopacak, inşallah hayır demezler.
– Sonunda yaptıkları ortaya çıktı, dananın kuyruğu koptu.
– Ben Ceylanı beklerken evde de dananın kuyruğu kopuyordu.
– Şampiyonluk yarışında dananın kuyruğu bu hafta kopacak.
– Bütün gece boyunca şirket müdürüne kuyruk sallayıp durdu.
– Fırsatını bulsalar, kuyruğuna teneke bağlayıp eğlenecekler.
– Tüm sınıf, kuyruğuna teneke bağlayıp alay etmeye devam etti.
– Beğenmedikleri oyuncunun kuyruğuna teneke bağlayıp yolladılar.
– İşini düzgün yap, yoksa kuyruğuna teneke bağlayıp yollarım.
– Azarı işitince, kuyruğunu kıstırıp kaçtı.
– Ona karşı eskiden kalma bir kuyruk acısı vardı.
– Tez zamanda, kuyruğu titrer inşallah.
– Kuyruğu titretmeden, tüm mirasını paylaştırmış.
– Gözlerime kuyruk çekip geliyorum.
– Sabahtan beri kuyruğu yanmış it gibi geziyorsun.
– Kuyruğu kapana kısılınca, gelip bizden yardım istedi.
– Kuyruğu kapana kısılınca, babam ne isterse yaparım demeye başlamış.
– Öğretmen yanına çağırınca, kuyruğunu kısmaya başladı.
– Kuyruğunu kısmadan, hakkını savunmaya devam etti.
– Babası kuyruğunu tava sapına çevirmiş, bir daha buralara zor gelir.
– Genç kızlar, şımarık çocuğun kuyruğunu tava sapına çevirdiler.
– Zehra elinde kalem, gözlerine kuyruk çekiyordu. (Atilla İlhan)
– Çoğu yirmi yaş civarında, sürü sepet öğrenci genç, kuyruğa girmiş, sırasını bekliyor. (Atilla İlhan)
– Mehmet, kuyruğu ile birlikte geliyor.
– Gül gibi yavrusunu bırakıp da evlenecekmiş. Kuyruk sallaya sallaya oğlumu öldürttü. (Yahya Kemal)
– Ama hâlâ bilet var diye bekleyen en aşağı beş bin kişi güzel bir kuyruk yapmışlar. (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
– İki kişinin arkasından kuyruğa girdiği sırada, seyis biletlerini alıyordu. (Necati Cumalı)
Kuyruk ile ilgili yan anlamlı cümleler
– Uçağın kuyruğu baya büyüktü.
– Gelinliğin kuyruğu yerdeki tozları süpürüyordu.
– Makinenin kuyruğu sıkıştı.