Allah’tan korkarak her türlü haramdan ve şüpheli şeylerden korunmaya takva denir. Takva; Allah korkusu ile Allah’ın yasakladığı şeylerden, önce şirkten, sonra da günahtan, günah ve haram olması ihtimâli bulunan şüpheli durumlardan, gereksiz şeylerden korunma, sakınma demektrir. Diğer bir ifade ile takva; korkma, sakınma, Allah korkusuyla günahtan kaçınmakta, Allah’ın emir ve yasaklarına uymakta titizlik gösterme. Allah’ın himâyesine girmek, emrini tutup azabından korunma anlamında kullanılan Kur’anî bir terimdir. Ayrıca takva; dünyâdan el etek çekip bir yere kapanma ve ibâdetle meşgul olma, züht anlamına da gelir. İşte takva kelimesi ile ilgili cümleler.
– Seyrek çember sakallı, çıkık elmacık kemikli, yüzleri riyâzet ve takvâ ile süzülmüş, elleri uzun kollu şal hırkalarında kilitli Türkmenistanlılar… (Ahmet H. Tanpınar)
– Âlimin takvâ sâhibi olması mutlaka lâzımdır (Kâtip Çelebi)
– Takvâ sâhibi olmak, ama takvâ sâhibi olduğunu hatır ve hayalden bile geçirmemek esastır. Takvâ sâhibi olduğunu sanan takvâ sâhibi değildir (Süleyman Uludağ)
– Takva insanı yücelten, Allah’a yaklaştıran üstün bir sıfattır. Sahibinden hiç kimseye zarar gelmez.
– Aşk âteşi yandırmayıcak zenb-i vücûdun / Takvâ ile bil mazhar-ı gufrân olamazsın (Osman Şems)
– Bir kul günaha girerim korkusuyla, yapılması mahzurlu olmayan bazı şeylerden bile uzak durmadıkça, müttakîler/takvâ sahipleri derecesine ulaşamaz. (Hadis-i Şerif)
– Rabbiniz olan Allah’a karşı takvâ sahibi olunuz! Beş vakit namazınızı kılınız. Ramazan orucunuzu tutunuz. Mallarınızın zekâtını hakkıyla ödeyiniz. İdârecilerinize itaat ediniz! (Bu takdirde doğruca) Rabbinizin Cennet’ine girersiniz. (Tirmizî, Cum’a, 80/616)
– Takva sözlükte; korunmak, sığınmak, sakınmak, çekinmek gibi mânalara gelir.
– Bir şey hakkında yemin eden kişi, sonra takvâya ondan daha uygun bir şey görürse, (yemininden vazgeçip) takvâya uygun olanı yapsın! (Müslim, Eymân 15)
– Allah’ım! Sen’den hidayet, takvâ, iffet ve gönül zenginliği istiyorum. (Müslim, Zikir, 72)
– “…Allah’ım! Nefsime takvâsını ver ve onu tezkiye et! Sen onu en iyi tezkiye edensin. Sen onun velîsi ve Mevlâ’sısın…” (Müslim, Zikir, 73)
– Bak! Sen ne kırmızıdan ne de siyahtan üstün değilsin. Onlara karşı ancak takvâ ile üstün olabilirsin. (Ahmed, V, 158)