Mürüvvet sözlük anlamı; mertlik, yiğitlik, cömertlik, erlik, kahramanlık, iyilikseverlik, insaniyet, adamlık, insanlığa uygun olan şeyi yapmak, güzel ve iyi şeyleri alıp kötü şeyleri ve halleri bırakmak gibi anlamlara gelir. Terim anlamı olarak mürüvvet; bir ailede çocukların doğumu, sünneti, evliliği, iyi bir göreve geçmeleri vb. olaylardan duyulan mutluluk, sevinç demektir. İşte mürüvvet kelimesi ile ilgili cümleler.
– Kimseye zulmetmeyen, yalan söylemeyen ve sözünde duran, mürüvvet sahibidir. (Hadis-i Şerif)
– Ne kaldı şurada alnımızın akıyla ilk torunumun mürüvvetini görmeye? (A. Ağaoğlu)
– Tek isteği ölmeden önce evladının mürüvvetini görmekti.
– Mürüvvet iffetli olmak, darlıkta ve genişlikte bol bol ihsanda bulunmaktır. (Hz Hasan)
– Allah Rasûlü (s.a.v) mürüvvet itibârıyla kavminin en üstünü, soy itibârıyla en şereflisi, ahlâk akımından en güzeli idi. Komşuluk hakkına en ziyâde riâyet eden, hilim ve sadâkatte en üstün olan, insanlara kötülük ve eziyet etmekten en uzak duran O idi. Hiç kimseyi kınayıp ayıpladığı, hiç kimseyle münâkaşa ettiği görülmemişti. Güzel ahlâkı ile bütün insanlar arasında temâyüz ediyordu. Herkes O’nu iyilik ve güzel davranışlarıyla tanıyor ve hürmet ediyordu.
– Üç çocuğunun mürüvvetini görmüş, sıra torunlarına gelmişti.
– Yedi yıl eğlendi, kaldı Seyrani Bütün tahsil etti ilmi irfanı Sendeyken her türlü mürüvvet kanı Bulmadın derdime çare İstanbul. (Aşık Seyrani)
– Eğer senin mürüvvetini göremezsem gerçekten gözüm açık gider.
– Mürüvvet, dili doğru olmak, arkadaşın kusurlarına tahammül göstermek, herkese iyilik etmek, komşunun sıkıntısına katlanmaktır. (Hz Hasan-ı Basri)
– Allâh Rasûlü (sav) nübüvvetten önce de mürüvvet itibârıyla kavminin en üstünü, soy itibârıyla en şereflisi, ahlâk bakımından en güzeli idi. Komşuluk hakkına en ziyâde riâyet eden, hilim ve sadâkatte en üstün olan, emniyet ve güvenilirlikte en önde gelen, insanlara kötülük ve eziyet etmekten en uzak duran, O idi. Hiç kimseyi kınayıp ayıpladığı, hiç kimseyle münâkaşa ettiği görülmemişti. Öyle ki Cenâb-ı Hak bütün iyi haslet ve meziyetleri O’nda topladığı için kavmi kendisine «el-Emîn» vasfını vermişti.
– Mürüvvet, her zaman sofrası açık olmak ve insanların işini görmek için hazır beklemektir.
– Ben senin mürüvvetini gördüm ya daha ölsem de gam yemem.
– Mürüvvet, sözünde doğru olmak, vaadini yerine getirmek, faydalı yerde bol harcamaktır.
– Çocuklarının mürüvvetini görmek için çok çabalamıştı.
– Mürüvvet, kulun, dinini muhafaza edip nefsini korkutması, misafirini iyi karşılaması, münakaşalarda, güzel davranması demektir. Ululuk ise, komşuya eziyet etmemek ve zorluklara göğüs germektir. Kerem de istemeden vermek, yerinde yemek yedirmek, saile yumuşak davranmak ve bol vermektir. (Hz Hasan)
– Aç gözlü (tamahkâr) ve yalancı olma ki insanlıktan uzak kalmayasın. Hakkı bâtıla katma ki ihanet görmeyesin. Bütün işlerinde yiğitliği (mürüvvet) gözetmelisin. (Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.)