Müsamaha sözlükte; göz yumma, hoş görme, aldırmama, kolaylık göstermek, yumuşak davranmak, hatayı görmezlikten gelmek anlamlarına gelir. Ahlâk terimi olarak müsamaha; insanlara yükümlülükler konusunda kolaylık göstermeyi, toplumsal yapıyı sarsıcı mahiyette olmayan hata ve kusurları hoş görmeyi, çeşitli düşünce, inanç ve davranışları özgürce dile getirmeyi ifade eder. Günümüz Arapça’sında müsamaha yerine daha çok tesâmuh ve semâha, Türkçe’de ise hoşgörü kelimeleri kullanılmaktadır. İşte müsamaha kelimesi ile ilgili örnek cümleler.
– Cezalar hiçbir müsamaha gösterilmeden derhâl tatbik ettirilirdi. (A. H. Çelebi)
– Ve aşk mâcerâları bir çeşit müsâmaha ile görülmeye başlar (Ahmet H. Tanpınar)
– O kadınlar ihtiyar talebeye balta oluyorlar ve ona azami müsamahayı gösteriyorlar. (S. F. Abasıyanık)
– Ölüleri müsâmaha ile anınız (Reşat N. Güntekin)
– Mutedid Emeviler ve onları tutan aşiretlere karşı hiç müsamaha göstermemişti.
– Çevre köylerin hanlı arazisinden faydalanmasına eskiden gelen o hoşgörü anlayışı çerçevesinde müsamaha gösterilmektedir.
– Abdullah b. Mübârek’in, “Helâl ve haram konusunda bir hadis rivâyet edildiği zaman kılı kırk yararcasına incelerdik, fazîlet konusunda rivâyet edilen hadislerde ise müsâmaha gösterirdik” dedikleri bilinmektedir (Süleyman Uludağ)
– Hidâyete vesîle olmanın yolu, hakîkat mahrûmu insanlara sabır, müsâmaha, merhamet ve muhabbetle, yâni gönül lisânı ile yaklaşmaktan geçmektedir. Bunun için de evvelâ, ihlâsı kendimize azık edinmeli; muhâtaplarımıza şefkatli, merhametli, sabırlı, müsâmahalı ve affedici bir sûrette yaklaşmalıyız.
– Katoliklere değil Bogomil mezhebindeki Bosna Hıristiyanlarına da çok müsamaha göstermiş ve onların devlet hizmetinde yetişmelerini sağlamıştır.
– Provokasyonlara, art niyetli girişimlere asla ve asla prim vermememiz lazım. Müsamaha göstermememiz lazım.
– Benim, onların bu iyiliklerine, hoşgörülerine, müsâmahalarına karşılık yapabildiğim tek şey, sadece bir teşekkür etmek olmuştu.
– Saygısız yorumlara müsamaha gösterilmeyecektir.
– Müsamaha, cömertlikten doğan güzel bir huydur. (Ali bin Emrullah)
– Hakemin sertliğe bu kadar müsamaha göstermemesi gerekirdi.
– Yaptıklarına daha fazla müsamaha edemem.
– İnsanları ebedî saâdete dâvet etmek, sabır ister, müsâmaha ister, bilgi ister, hâl ister.
– Teröre bulaşan hiç kimseye müsamaha göstermeyeceğiz.
– Büyüklerin bu ihmâle hiç de müsâmaha etmeyeceklerini pekalâ bilirlerdi (Sâmiha Ayverdi)
– Senin kimseye müsamaha gösterdiğin yok.
– Günahkârı, kendini o günahtan korumakta acze düşmüş, kanadı kırık bir kuş gibi merhamete muhâtap kılınız! Lâkin günahkâra olan müsâmahayı günâha, günâha olan nefreti de günahkâra taşırmayınız.
– Sana yeteri kadar müsamaha ettik diye düşünüyorum.
– Bu kadar müsamaha da fazla oldu.
– Kadına yönelik şiddete hiçbir zaman müsamaha göstermiyoruz.
– Biz misafirlere her zaman müsamaha gösteririz.
– Resulullah efendimiz; “Allahü teala Cennet’te, içerisinde keskin misk kokuları esen bir şehir yarattı. Suyu selsebil kaynağından gelir. Ağaçları nurdandır. Şehirde kusursuz güzellikte huriler dolaşır ki, her biri yetmiş perçemlidir. Hurilerden bir tanesi yeryüzünde görünseydi, doğu ile batının arasını aydınlatır ve yer ile gök arasını güzel kokusuyla doldururdu” buyurunca, dinleyenler; “Ey Allah’ın Resulü! “Bu yer kimin içindir?” diye sordular. Peygamber efendimiz; “Alacağını, müsamaha hoş görürlülük ile isteyen içindir” buyurdular. (Müsned-i İmam-ı A’zam)