Müptezel; saygınlığını yitirmiş, hakir, bayağılaşmış, itibarsız, haysiyetsiz, değersiz, aşağılık, çokluğundan dolayı değerini yitiren; elden ele, dilden dile düşmüş anlamlarına gelmektedir. Müptezel argo‘da ise uyuşturucu satan ve/veya kullanan kimseler için kullanılmaktadır ve bağımlı anlamına da gelmektedir. Aynı zaman “ortalık malı” anlamında kullanımı söz konusudur. İşte müptezel kelimesi ile ilgili örnek cümleler.
– “Müptezel birçok merasim; eğilip bükülmeler, yatmalar / Şaklabanlıklar, gösterişler, ardı ardına aldatmalar / Fırka, milliyet, lisan namıyla daim ayrılık / En samimi kimseler arasında ciddi açık / Enseden arslan kesilmek, cepheden yaltak kedi / Müslümanlık bizden evvel böyle bir zillet görmedi.” (Mehmet Akif Ersoy)
– Yıkılıptır bu cihan sanma ki bizde düzele / Devleti çarh-ı denî verdi kamu mübtezele (Sultan III. Mustafa).
– Temel Paşa’nın apoletlerini sökecek müptezel henüz anasından doğmamıştır. (Devlet Bahçeli)
– Bu sene yemiş pek müptezel (Şemseddin Sâmi)
– Lâyıkını bulamayan muhabbetler, fânî hayâtın hazin israflarıdır. Müptezel ve bayağı menfaatlerin kıskacında kalan muhabbetler, kaldırım kenarlarında açan çiçeklere benzer ki, er-geç çiğnenmeye ve mahvolmaya mahkûmdur.
– Düzer yâve-gû bir herif bir gazel / Müeddâ perîşan edâ müptezel (Mehmet Âkif).
– Mutlu olalım derken müptezel olduk.
– Benim mücerret nazariyelerime karşı muârızlarımın müptezel teşbihler ve müşahhas delillerle müdâfaa ettikleri tez efkârıumûmiyeyi aldatabilirdi (Peyâmi Safâ)
– Sarhoş ve müptezel bir adamın bir kadın siyasetçiye, bir parti Genel Başkanı’na cinsiyeti üzerinden devamlı hakaret ve küfür etmesini Türk kamuoyunun takdirine bırakıyorum. (Lütfü Türkkan)
– Mübtezeller satar ekâbire şan / Gösterir ekl ü şürb ile unvan (Âlî Mustafa Efendi).
– İşte bunları kuzenimle o müptezel kocasına bir türlü anlatamıyorum!