İhtiyar; yaşı ilerlemiş, kocamış olan, yaşlanmış olan kimse demektir. Ayrıca ihtiyar; cansız, sönük, eski, baba yada anne gibi anlamlara da gelir. İşte ihtiyar kelimesi ile ilgili örnek cümleler.
– Ahmet gidince morali büsbütün bozulan sıkıntı içine düşen ihtiyar adam ceketini giyinip bir an önce sokağa çıkmak için çapa harcıyordu.
– Bizim ihtiyar biraz kızdı bana.
– İhtiyar öksürüyor, öksürdükçe de boğazından çürük bir ses çıkıyor. (M. Ş. Esendal)
– Bir gün odama kızgın bir ihtiyar girdi, elindeki bir tomar kâğıdı neredeyse fırlattı masama. (A. Kulin)
– İhtiyar adamın öfkesi yatıştı.
– Genç olmasına karşın, bakışları çok ihtiyardı. (A. Kutlu)
– Ahmet Bey, huysuz yaşlı bir ihtiyar fazla üstüne gitmeyin.
– Şu ihtiyar toprak neler götürmüştür neler. (A. Kabaklı)
– İhtiyar heyeti genç kadını köyden kovmaya karar verdi.
– İhtiyar kişileri sık sık ziyaret edip onlara yardım etmemiz lazım.
– İhtiyar adamlar hemen her şeyi unuturlar.
– İhtiyar kadının o kadar gönlünü almıştı ki, hatun dolabında kilitli olan eski zamandan kalma ne kadar elması varsa ve biraz da gizli tuttuğu parasını tamamen Numune’ye verdi.
– İhtiyar kadın bahçedeki çiçekleri suluyordu.
– Bir ihtiyara yardım etmek en büyük iyiliklerden biridir.
– İhtiyar kadının oğlu evin içinde olanlarla pek ilgilenmiyor sabah erken çıkıp akşam eve geç geliyordu.
– Mahalledeki Hasan amca iyice ihtiyarlamış.
– Sen de ihtiyar olunca hastalıklar başına geldiğinde beni anlarsın.
– ihtiyar adam yolda yürürken ayağını burktu.
– İhtiyar adam elindeki poşetleri taşımakta zorlanıyordu.
– İhtiyarlara ayrı bir sevgim ve saygım var.
– İhtiyar adam susmanın bir işe yaramayacağını anlamış, ölçmüş biçmiş ve akıllıca sözler bulmaya çalışmış.
– Memleketimizde saliha, çok namaz kılan ve fakir-fukaraya yemek yediren ihtiyar bir kadın vardı.