Bilecik, Osmanlı Devletinin temellerinin atıldığı, Marmara, Ege, İç Anadolu ve Batı Karadeniz bölgelerinin kesiştiği bir kavşak noktasında bulunan bir ildir. Bilecik ili Marmara bölgesinde bulunmaktadır ve Bilecik iline bağlı 25 ilçe bulunmaktadır. Bilecik yüzölçümü 4.307 km², nüfusu 2018 yılına göre 223.448, plaka kodu 11 olup, Bilecik posta kodu 11000’dir. Bilecik telefon alan kodu ise 228’dir. Bilecik ilçeleri; Bozüyük, Gölpazarı, İnhisar, Osmaneli, Pazaryeri, Söğüt, Yenipazar.
Karadeniz, İç Anadolu, Ege ve Marmara bölgelerinin birbiriyle komşu olduğu bir alanda yer alan Bilecik ilinin toprakları, dağlar arasına sıkışmış bir yayla görünümündedir. Ekonomik yönden çevresindeki illere göre olanakları dar ve nüfusu seyrek olan Bilecik’in Türk tarihinde önemli bir yeri vardır. Kayı boyundan küçük bir aşiret Ertuğrul Gazi önderliğinde Söğüt’e yerleşmiş ve böylece Osmanlı Devleti’nin temelleri bu topraklar üzerinde atılmıştır. Ertuğrul Gazi’nin ölüm yıldönümü olan 10 Eylül’de Söğüt’teki Ertuğrul Gazi Türbesi’nde her yıl anma töreni düzenlenir. Yayla köylerinden gelen yörüklerin de katıldığı bu anma gününde hava açık da olsa yağmur yağacağına inanılır.
Bilecik İli’nin Doğal Yapısı
İl toprakları Sakarya Irmağı tarafından ikiye bölünmüş gibidir. Eskişehir ili yönünden doğu-batı doğrultusunda Bilecik ili topraklarına giren Sakarya önce kuzeybatıya, sonra kuzeye yönelir ve Osmaneli yakınlarında kuzeydoğuya dönerek Sakarya iline geçer. Sakarya Irmağı’nın bir yay çizerek geçtiği il toprakları doğuda Sündiken, güneybatıda Domaniç, kuzeybatıda Katırlı (Avdan), kuzeydoğuda da Kapıorman dağlarının uzantıları tarafından kuşatılmıştır. İlin en yüksek noktası Yirce Dağı’nda 1.906 metre yüksekliğindeki Tavşantepe’dir.
Yöredeki varlıklarını hâlâ koruyan yörükler ilin orta kesimindeki yaylalarda hayvanlarını otlatırlar. Osmaneli yakınlarında genişleyerek alüvyonlu bir ova oluşturan Sakarya vadisinde tarım yapılır. İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan demiryolu, pek çok köprü ve tünelden geçerek Sakarya ve kollarından biri olan Karasu vadilerini aşar. Sakarya Irmağı’na Bilecik ilinde katılan öteki kollar, Bursa ilinden gelen Göksu, Bolu ilinden gelen Göynük ve Gölpazarı yöresinden gelen Akçay akarsularıdır. İl sınırları dışında Porsuk Çayı’na katılan Sarısu Çayı üzerinde, taşkınları önleme ve sulama amacıyla Dodurga Barajı kurulmuştur.
Bilecik ilinin iklimi, bir yandan İç Anadolu Bölgesi ve Ege Bölgesi’nin İçbatı Anadolu bölümü, bir yandan da Marmara ve Karadeniz bölgeleri iklimleri arasında geçiş özellikleri gösterir. Karasal ve ılıman iklimin kesiştiği bir yörede yer alan Bilecik’te kışlar yaylalarda soğuk ve kar yağışlı, vadilerdeki kuytu alanlarda oldukça ılık geçer. Yazlar ise sıcak ve kuraktır.
Yaylalarında otsu bitkilerin egemen olduğu Bilecik ilinin dağlık kesimleri ormanlarla kaplıdır. İl alanının beşte birini kaplayan ormanlar, alçaklarda meşelerden, orta kesimlerde gürgen ve kızılçamlardan, yükseklerde de kayın, karaçam ve sançamlardan oluşur.
Bilecik İli Tarihi
İÖ. 3000 yıllarında tunç yapımı için kalay çıkartıldığı bilinen Bilecik Anadolu’nun Tunç Çağı’na geçiş sürecinde önemli bir yere sahiptir. Daha sonra Bilecik hem maden ticaretinden ötürü, hem de Trakya ve Anadolu arasında bir bağlantı noktası olması nedeniyle hızla gelişmiştir. Bizans döneminde bu devletin ileri karakolu durumunda olduğu için Selçuklular buraya sık sık akınlar düzenlemişlerdir. Türkler ile Bizanslılar arasında kent birkaç kez el değiştirmişse de Bizanslılar egemenliklerini, kenti Osman Gazi alana kadar sürdürmüşlerdir.
19. yüzyıl sonlarında Hüdavendigâr (Bursa) vilayetinin Ertuğrul (Bilecik) sancağına bağlı bir kaza merkezi olan Bilecik, Kurtuluş Savaşı sırasında üç kez Yunan işgaline uğradı ve 6 Eylül 1922 yılında işgalden kurtuldu. Kurtuluş Savaşı’nın ilk yıllarında Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin temsilcileri olan Mustafa Kemal Paşa ve Miralay İsmet Bey (İnönü) ile İstanbul hükümetinin temsilcileri olan Ahmed İzzet ve Salih paşalar arasındaki ilk uzaklıktaki iki ayrı yerleşmeden oluşur. Eski kent, Yukarı Bilecik adıyla anılır, öteki yerleşme ise kentin demiryolu istasyonu ve çevresinde kurulmuştur.
Bilecik adının nereden geldiği konusunda çeşitli söylentiler vardır. Bunlardan bir tanesine göre doğudan gelen bir topluluk Bilecik yöresinde kuracakları kentin temellerini kazmaya başlar. Bir gün haberleri olmaksızın, kullandıkları araç ve gereçlerin başka bir yere taşınmış olduğunu görürler. Bu olay temel kazma süresi içinde birkaç kez yinelenir, araç Ve gereçler hep aynı yere taşınır. Topluluğun yaşlı üyelerinden biri bu durum karşısında “Bileydik kentin temellerini buraya atardık’? der. Söylentiye göre bu “bileydik” sözü zamanla değişerek Bilecik olmuştur. Yapılan araştırmalar İÖ 3000’de Bilecik yöresinde bazı yerleşme yerlerinin kurulmuş olduğunu göstermektedir. İÖ 1200’lerde Frigler’in egemenliğine giren bölge, daha sonra Persler’e bağlandı. Bitinya ve Roma yönetiminden sonra Bizans sınırları içinde kalan Bilecik’te, Belokome Kalesi adıyla bilinen bir kale vardı. Kentin 4 km güneybatısındaki Agrilion ile 25 km doğusundaki Belokome kentlerinin kalıntıları günümüzde de görülebilir.
İslam dininin yayıldığı dönemlerde İslam ordularının değişik zamanlarda Bilecik’e geldikleri ve Söğüt kasabasını 807 yılında fethettikleri bilinmektedir. Kayı boyundan ayrılan küçük bir topluluğa önderlik eden Ertuğrul Gazi 8. yüzyıl sonlarına doğru Söğüt’e yerleşmişti. Ertuğrul Gazi’nin ölümünden sonra yerine geçen oğlu Osman Gazi, Belokome Kalesi’ni 1299 yılında Bizans tekfurundan aldı. Hemen ardından Anadolu Selçukluları tarafından bir uçbeyliği olarak Osman Gazi’ye verilen Bilecik toprakları böylece bir devletin doğuşuna sahne oldu.
Bilecik İli’nde Ekonomi
Bilecik ilinde yaygın ekonomik etkinlik tarımdır. Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler şekerpancarı, buğday, domates, arpa, karpuz, üzüm, soğan, kavun ve patlıcandır. Yaylalarında hayvancılık yapılan Bilecik ili, eskiden çok önemli bir gelir kaynağı olan ipekböcekçiliğinde bugün de ülke çapında Bursa’dan sonra ikinci sıradadır. Bira üretiminin önemli hammaddelerinden biri olan şerbetçiotu, Bilecik ilinin önde gelen bitkisel ürünlerindendir. İlin en büyük kenti olan Bozüyük, aynı zamanda bir sanayi merkezidir. Bozüyük’te seramik, ampul, kâğıt üreten; demir dökümü yapan çeşitli fabrikalar vardır. Yeraltı kaynakları bakımından oldukça zengin olan il topraklarında antimon, feldispat, kaolin, sanayi kili, tuğla-kiremit hammaddesi, magnezit ve bitümlü şist içeren maden yataklan vardır.