Alaaddin cami, Konya’da Alâeddin Tepesi adlı höyüğün üstünde Anadolu Selçuklu Devleti devrinde şehrin ulu camisi olarak inşa ettirilmiş yapıdır. Tekrar belirtmek gerekirse, Alaattin Camisi; Konya şehir merkezinde Alaattin (Alaeddin) Tepesi’nin kuzey kesiminde yer alan camidir. Mevlana Kültür Vadisi içiresindedir.
Anadolu Selçuklu mimarlığının en önemli eserlerinden sayılan Alâeddin Camii, zaman içinde çok sayıda onarım ve değişiklik geçirdiğinden, günümüze organik bir mimarlık bütünlüğünden yoksun olarak gelebilmiştir. Yapıya 1155’te ilk biçimini verdiren Anadolu Selçuklu Sultanı I. Rüknettin Mesut döneminden günümüze yalnızca Ahlatlı Hacı Mengümberti adlı bir sanatçının eseri olan ahşap minber gelmiştir. Bugünkü durumuyla caminin planında birbirinden oldukça değişik iki bölüm göze çarpar. Mihrap önü kubbesi ve önündeki eyvan bölümüyle batıdaki üç nefli bölümün Selçuklu Sultanı I. İzzettin Keykâvus döneminde ve 1219’da yapımına başlandığı ve I. Alaattin Keykubat döneminde tamamlandığı kabul edilir.
Alaattin Keykubat döneminde yapımı sürdürülerek 1221’de tamamlanan bu bölümleri Selçuklu vezirlerinden Atabek Ayaz’ın denetiminde Şamlı Mimar Mehmet oğlu Havlan yapmıştır. Yapının mimarlık ve bezeme yönünden en önemli bölümüdür. Özellikle mihrap ve önündeki kubbeli mekânın çinileri, Selçuklu çiniciliğinin üzerinde en çok durulan örneklerindendir. Mihraptaki geometrik ve bitkisel motiflerle kubbe kasnağındaki üçgenleri dolduran zengin geometrik yıldızlar, geçmeler, rumiler, palmetler, lotuslarda ağırlığı firuze, mor ve lacivert renklerin oluşturduğu kaliteli çiniler kullanılmıştır. Yapının ikinci büyük bölümü, sonradan asıl yapıya eklendiği sanılan kıble duvarına paralel altı nefli bölümdür. Altı sıra halindeki kemer sistemi çok sayıda devşirme sütunlara oturur. Caminin önünde geniş bir avlu ve iki kümbet yer alır. On köşeli birinci kümbet II. Kılıç Arslan’a aittir ve Yusuf oğlu Abdülgaffar adlı bir mimarın eseridir. 1219’da ikinci kümbetin yapımı tamamlanamadan kaldı ve günümüze üzeri örtülmemiş biçimiyle geldi.
Câmi avlusunda I.Mesud, Kılıç Arslan, II.Rükneddin Süleyman, I.Gıyâseddin Keyhüsrev, I.Alâaddin Keykubad, II.Gıyâseddin Keyhüsrev, IV.Kılıç Arslan ve III.Gıyâseddin Keyhüsrev’in mezarları bulunmaktadır.
Selçuklu Sarayı’nın yakınında yapılan bu caminin kuzeye açılan kapısı üzerindeki dört satırlık kitabesinden Sultan Alâeddin Keykubat tarafından tamamlandığı yazılıdır. Bunun sağ tarafındaki mermer üzerine iki satırlık kitabede ise mimarının Dımaşklı Mehmet bin Havlan, mütevellisinin de Atabeg Ayaz olduğu yazılıdır. Caminin cümle kapısı üzerindeki üç satırlık Arapça kitabede de Sultan Alâeddin Keykubat zamanında, 1220’de Atabeg Ayaz’ın kontrolünde tamamlandığı yazılıdır. Beş satır halindeki bir diğer kitabede de caminin yapımına Sultan I.Keykavus’un emri ile 1219’da Atabeg Ayaz kontrolünde başlandığı yazılıdır. Giriş kapısının sağındaki bir başka dört satırlık Arapça kitabede ise cami ile türbenin Kılıçarslan’ın oğlu Sultan Keyhüsrev’in oğlu Alâeddin Keykubat’ın 1219 yılında Atabeg Ayaz kontrolünde yapılmasını emrettiği yazılıdır. Giriş kapısının kemeri üzerindeki yuvarlak bir çini panonun içerisinde de iki Arapça yazı bulunmaktadır. Bunlarda Sultanın unvanları belirtilmiş ve diğer yazıda da 1220 yılında Kerimüddin Erdişah tarafından yapıldığı yazılmıştır. Kerimüddin Erdişah’ın kim olduğu ve ne gibi görevlerde bulunduğu bilinmemektedir. Bu kitabelerden başka caminin batı duvarında iki kitabe daha bulunmaktadır. Bunların her ikisinde de Sultan Alâeddin’in ismi Keykubat olarak geçmektedir. Doğu tarafındaki kapı üzerinde de Konya Valisi Sururi Paşa tarafından 1889-1890 yılında Sultan II.Abdülhamid’in fermanı ile harap durumda olan ve bazı yerleri yıkılmış olan caminin onarıldığı yazılıdır. Cami içerisindeki ahşap minberin kitabesinde de Sultan I.mesut ile oğlu II.Kılıçarslan’ın isimleri ve minberi yapan usta Ahlatlı Hacı Mengüberti’nin isimleri yazılıdır.
Alâeddin camii adresi; Karatay Merkez/Konya