İsmet sözlük anlamı; mâsumluk, günahsızlık, temizlik anlamına gelir. İsmet, günahlardan kaçınma huyuna sahib olmak. Hak Teala’nın korkusu ile bütün çirkin şeylerden beri bulunmak demektir. Fena şeylerden uzakta kalmak da, Yüce Allah’ın bir koruması olduğundan bir ismet sayılır.
İsmetin karşıtı, suçluluk ve günahkarlık halidir. İnsanın asıl güzelliği ve şerefi kazandığı ismet sayesindedir.
İsmet; masum olma, kötülük ve günahlardan korunmuş olma, peygamberlerde bulunması vacip olan sıfatlardan biridir. Peygamberler, insan olmaları itibariyle günah işleme gücüne sahip oldukları halde, Allah tarafından korunmuşlardır. İşte, onların bu özellik ve sıfatlarına ismet denir. Zira Peygamberler, gerek sözlerinde ve gerek fiillerinde kendilerini lekeleyecek, değerlerini düşürecek hatalardan korunmuşlardır. Meselâ; peygamberler, peygamberliklerinden önce ve sonra en büyük günah olan Allah’a şirk (ortak) koşmaktan korunmuşlardır. Yine İlâhî vazifelerini yerine getirip, Allah’tan aldıkları vahyi insanlara bildirirken unutmaları ve hata etmeleri, onlar hakkında câiz değildir. Peygamberlikten önce çok nâdir olarak küçük hatalar yapmaları mümkün ise de peygamber olmalarıyla birlikte halleri Allah tarafından düzeltilir. Peygamber olduktan sonra ise kesin olarak büyük günah işlemezler. Ancak, birtakım hikmetlere uygun olarak kendilerinden sehven zelle* denilen küçük hatalar meydana gelebilir, fakat onlar kendi hallerine bırakılmazlar. Peygamberler de bunda ısrar etmezler. Peygamberlerin amel defterleri tertemizdir. Onlara günah adına bir şey yazılmaz (Nureddin es-Sabûnî, Mâturidiyye Akaidi, Terc. Bekir Topaloğlu, Ankara 1979, s. 121-122; Ali Arslan Aydın, İslâm’da İman ve Esasları, İstanbul 1975, s. 195-196).
İSMET İLE İLGİLİ ÖRNEK CÜMLELER
– Bütün peygamberlerde müşterek bâzı vasıflar mevcuttur. Bunlar sıdk, emânet, fetânet, ismet ve teblîğdir. Peygamberlere îman, bu husûsiyetler çerçevesinde tamamlanır.
– İsmet: Peygamberler, gizli ve âşikâr her türlü mâsiyetten ve günah işlemekten uzaktırlar. Bu vasıfları sebebiyle onlar, peygamberliklerinden önce de sonra da şirk bataklığına düşmekten korunmuşlardır. Yine Allâh’tan aldıkları vahyi insanlara teblîğ ederken unutmaları veya hatâ etmeleri mümkün değildir.
– Peygamberler ismet sıfatına sâhip olmasalardı, verdikleri haberlerin doğruluğuna güvenilmezdi. Bu durum ise onların, Allâh’ın yeryüzündeki hücceti ve şâhidi olma husûsiyetlerine gölge düşürürdü.
– İsmet: Gizli ve âşikâr her türlü mâsiyet ve günah işlemekten uzaktırlar. Ancak onların da acziyeti tatmaları ve beşer oldukları unutulup kendilerine ulûhiyet izâfe edilmemesi için, bâzen “zelle” dediğimiz gayr-i irâdî hatâlara düştükleri olmuştur. Zira onlar, örnek alınabilmesi mümkün olacak davranışlar sergilemek durumundadırlar. Aksi hâlde insanlar, “Peygamberlerin emrettiği şeyler bizim tâkatimizin üstündedir.” diyerek ilâhî emir ve nehiyleri îfâya mâzeret bulurlardı.