ليلة منتصف شعبان, Şabanın yarısı yani Berat Kandili nedir ve 2024 Berat Kandili ne zaman idrak edilecek? İşte Berat Kandili önemi ve anlamı, fazileti, yapılacak dua ve ibadetler ile mübarek gece hakkında tüm detaylar.
Berat Kandili (gecesi) Şaban ayının onbeşinci gecesidir. Berat Kandili 2024 yılında 24 Şubat Cumartesi günü’ne denk geliyor. Yani 24 Şubat 2024 Cumartesi günü Allah’ın izni ile Berat Kandili’ni idrak edeceğiz.
Berat kelimesinin aslı “Berâet”tir. Berat; borçtan kurtulma, temize çıkıp aklanma, ceza veya sorumluluktan kurtulma gibi mânâlara gelir. Berat kandili, Allah’ın ekstra rahmet, lütuf ve mağfiretiyle tecelli ederek, kullarına bağışlanma, kapılarını ardına kadar araladığı; müminlerin dualarına icabet ettiği, günahlarını affettiği, yapılan ibadetleri normal zamanlardan kat kat fazla mükâfatlandırdığı bir zaman dilimidir.
En Güzel Berat Kandili Mesajları 2024 Sayfası İçin Tıklayın!
Bu gece, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle mübarek gece; günahların affı ve kulların temize çıkarılması sebebiyle Beraat gecesi ve kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle de Rahmet gecesi gibi adlar da verilmiştir. Bu gecenin dört adı vardır; mübarek gecenin en meşhur adı ”leyle-i beraa” (Berat Gecesi) olmakla birlikte ‘‘leyle-i mübareke”, ”leyle-i rahmet” ve ”leyle-i sakk” isimleridir.
BERAT KANDİLİ ÖNEMİ NEDİR?
Bu gecede, bir yıl içinde olacak bütün işler hükme bağlanıp ifası için Cenab-ı Hak tarafından meleklere verilir. Gecesini ibadet ve dua ile gündüzünü oruçlu geçirmek faziletlidir.
Mübarek Berat Kandili hakkında Peygamber Efendimiz HZ.Muhammed (s.a.v) hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur;
“Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (kandilden sonraki gün) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah’u Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar: ‘Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) müptelâ olan yok mu, ona kurtuluş vereyim’ diye buyurur.’ (İbn Mâce)
Hadis-i Şerifte anlaşılacağı gibi O Gece (Berat Kandili Gecesi) İlâhi rahmet coşmuştur. Berat Gecesi beşer mukadderatının programı çizilirken insanlara verilen eşsiz bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirip günahlarını affettirebilen, gönlünden geçirdiklerini bütün samimiyetiyle Cenab-ı Hakka iletip isteklerini Ondan talep eden ve belalardan Ona sığınan bir insan ne kadar bahtiyardır. Buna karşılık, her tarafı kuşatan rahmet tecellisinden istifade edemeyen bir insan da ne kadar bedbahttır, ziyandadır.
Berat Kandilinin önemi hakkında diğer bir Hadis-i Şerifte ise şöyle buyuruluyor;
Hz.Âişe vâlidemiz, Peygamber efendimizin Berât gecesinde, sabaha kadar ibâdet ettiğini görünce sordu:
– Yâ Resûlallah, Allahü teâlânın en sevgili kulusun! Buna rağmen niçin bu kadar kendini yoruyorsun?
Peygamber efendimiz şöyle cevap verdi:
– Ey Âişe, ben şükredici kul olmıyayım mı? Ey Âişe, sen bu gecede, ne olduğunu bilir misin?
Âişe vâlidemiz tekrar sordu:
– Bu gecenin diğer gecelerden üstünlüğü nedir yâ Resûlallah?
Peygamber efendimiz şöyle cevap verdi:
– Bu sene içinde doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir. Bu sene içinde öleceklerin isimleri bu gece özel deftere yazılır. Bu gece herkesin rızkı tertip edilir. Bu gece herkesin ameli ve işleri Allahü teâlâya arz olunur.
Bir kimse, evinden ayrılıp yolculuğa çıkar. Hâlbuki, onun adı yaşıyanlar defterinden, ölüler defterine geçirilmiştir.
Gâfil olmamalı, bu geceyi mutlaka ihyâ etmelidir. Kazâ namazı kılmalı, Kur’ân-ı kerîm okumalı, duâ, tevbe etmeli, sadaka vermeli, müslümanları sevindirmelidir. Bunların sevâbını ölülere de göndermelidir.
Bu gecelere saygı göstermek, günâh işlememekle olur.
Bu gece, Allahü teâlânın ihsân ettiği bütün ni’metlere şükretmeli, yapılan hatâlar, günâhlar için de tevbe istigfâr etmeli, Cehennem ateşinden kurtulmayı istemelidir.
“Yâ Rabbî, bize dünya ve âhıret saâdeti ihsân eyle, bize hidâyet verdikten sonra, kalblerimizi kaydırma’ diye duâ etmelidir.
Diğer bir Ayeti Kerimede ise Berat Gecesi’ni idrak eden herkes, Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’deki; “De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. ŞüphesizAllah bütün günahları affeder. Çünkü O,çok bağışlayan, çok merhamet edendir’ müjdesinin farkına vararak kendi özüne dönmeli, ümitlerini canlandırmalı,bağışlama ve bağışlanma duygularını güçlendirmelidir.
Berat Kandili Duası ve Nihat Hatipoğlu Berat Kandili Duası Video İzlemek İçin Tıklayın!
Berat gecesine ait beş haslet vardır:
1- Her önemli iş bu gecede ayırdedilir.
2- O gecedeki ibadetin fazileti büyüktür.
3- İlâhi rahmet yayılır.
4- Mağfiret gecesidir.
5- O gece, Resûlüllah’a şefaat hakkının tamamı verilmiştir.
BERAT KANDİLİNDE YAPILMASI GEREKENLER
Mübarek gün ve geceler, Müslümanların Allah’a yöneldikleri çeşitli ibadetlerle meşgul oldukları bereketli ve feyizli zamanlardır. Mübarek gün ve geceler şöyle ihyâ edilir;
1- NAMAZ KILMAK
İbadetle ihya edilmesi daha kuvvetli faziletli gün ve gecelerde nafile ve kaza namazı kılınması tavsiye edilir. Ahiret yolcusunun bu geceleri boş geçirmesi münasip değildir. Çünkü bunlar, hayır mevsimleri ve kârı bol olan gün ve gecelerdir.
Cenab-ı Hak şöyle buyurur:
“Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 153)
Âsım bin Damre (r.a) anlatıyor:
“Hz. Ali’ye Peygamber Efendimiz’in gündüz kıldığı nâfile namazları sorduk.
«– Siz ona güç yetiremezsiniz» dedi.
«– Olsun, sen bize anlat, gücümüz yettiği kadarını yaparız» dedik. Şöyle anlattı:
«– Resulullah sabah namazını kılınca biraz bekler, Güneş biraz yükselince iki rekât namaz kılardı. Biraz daha yükselince dört rekât daha kılardı. Güneş tam tepeden batıya doğru meyledince öğle namazından önce dört rekât, öğleden sonra da iki rekât kılardı. İkindiden önce de dört rekât kılar, iki rekâtta bir mukarreb meleklere, nebîlere ve onlara tâbî olan mü’min ve Müslümanlara selâm verirdi. İşte bu 16 rekât Peygamber Efendimiz’in gündüz kıldığı nâfile namazlardı. Bunlara hakkıyla devâm eden ne kadar azdır!”
Habîb bin Ebî Sâbit, bu hadisi rivâyet eden Ebû İshâk’a:
“–Ey Ebû İshâk, rivayet ettiğin bu hadis senin mescidin dolusu altından daha kıymetlidir” demiştir. (Ahmed, I, 85)
2- KUR’AN-I KERİM OKUMAK
Allah dostları mübarek gün ve gecelerde çokça Kur’ân-ı Kerîm okunmasını tavsiye buyurmuşlardır.
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur:
“Kur’an’ı tane tane, açık açık oku!” (Müzzemmil, 4)
İbn-i Mesut”tan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu:
“Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 16)
İbn-i Abbas’tan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah şöyle buyurdu:
“Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.” (Tirmizî, Fazâilü’l-Kur’ân 18)
3- ORUÇ TUTMAK
Oruç, sayılı günlerdedir. Oruç haricinde mü’minin her ameli kendisi içindir. Bu nedenle mü’min mübarek günleri oruç tutarak değerlendirmelidir.
Hadis-i şerifte naklediliyor:
«Aziz ve celîl olan Allah “İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim.” buyurmuştur.» (Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)
4- DUA ETMEK
Mübarek gün ve geceler, Rabbimize dua ve niyazda bulunma zamanlarıdır.
Ayet-i kerîmede buyrulur:
“(Ey Resûlüm!) De ki: Sizin dua ve niyâzlarınız olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin?” (el-Furkân, 77)
Yine Rabbimizin verdiği nimetlere hamd ve şükür halinde bulunmayı unutmamalıdır. Nitekim hadis-i şerifte duânın kabul olmasının iki şartından birinin hamd diğerinin de salavat olduğu bildirilmiştir.
Bir defasında Resûl-i Ekrem Efendimiz, sahâbîlerden birinin Allah’a hamd ve Resûlü’ne salavat getirerek duaya başladığını gördüğünde, onu takdîr ederek:
“–Ey namaz kılan zât! Dua et, (duana hamdele ve salvele ile başladığın müddetçe) duan kabûl olunur.” buyurmuştur. (Tirmizî, Deavât, 64/3476)
5- TEVBE İSTİĞFAR ETMEK
Mübarek gün ve gecelerde bolca tövbe istiğfar etmeliyiz. Tevbe, Hakk’a dönüş demektir. Hakk’ı unutan ya da O’ndan gafil olan bir kulun, girdiği yanlış yolun farkına varıp yüzünü ve gönlünü Rabbine yöneltmesi ve affını dilemesidir. Böyle bir kulun kalbi büyük bir nedâmetle, için için yanar ve ılık gözyaşlarıyla Rabbine gönlünü açar. İşte bu yanış ve pişmanlık “tevbe”dir. Ardından af dilemek için kalplerden taşan niyazlar da “istiğfar”dır.
Başta peygamberler olmak üzere bütün velîler, sâlihler ve sâdıklar; darlıkta ve bollukta, kederde ve sevinçte dâimâ Cenâb-ı Hakk’a ilticâ etmişler ve O’na niyâz hâlinde bulunmuşlardır.
İbn-i Ömer (r.a.) şöyle der:
“Biz, Resûlullah Efendimiz’in bir mecliste yüz defa:
«Allah’ım! Beni bağışla ve tevbemi kabul buyur! Çünkü Sen tevbeleri çok kabûl eden ve çok merhamet edensin.» dediğini saymıştık.” (Ebû Dâvûd, Vitir, 26/1516; Tirmizî, Deavât, 38/3434)
Allah’a yöneliş ve kalbin ulvî bir seviye kazanmasında mühim bir yeri olan istiğfar, mânevî kirlerden temizlenmenin de en mühim vâsıtasıdır. Makbûl bir tevbe, kul ile Rab arasındaki engelleri ve perdeleri kaldırır, Allah Teâlâ’nın sevgisine mazhar eder. Nitekim Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır:
“Şüphesiz Allah, çok tevbe eden ve çok temizlenenleri sever.” (el-Bakara, 222)
“Onlar, bir kötülük yaptıkları veya kendilerine zulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe ve istiğfâr ederler. Zâten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar işledikleri günahta bile bile ısrâr etmezler.” (Âl-i İmrân, 135)
6- HAMD ETMEK VE ŞÜKÜR HALİNDE BULUNMAK
Mübarek gün ve gecelerde Allah’a çokça hamd etmeli ve şükür halinde bulunmalıyız.
Ayet-i kerimede: “Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a güvenip dayan. Onu hamd ile tesbih et.” (Furkân, 58) buyrulmaktadır.
Resûl-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Meşrû işlere Allah’a hamd ile başlanmazsa hayır ve bereketi kesilir.” (İbn-i Mâce, Nikâh, 19; Ebû Dâvud, Edeb, 18)
“Şükür, imanın yarısıdır…” (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 107)
“Cenâb-ı Hakk’ın nîmetlerine hamd ü senâ, insanı nîmetin zevâlinden emîn kılar.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no: 3836)
“Allah’a hamdetmek şükrün başıdır. Allah’a hamdetmeyen bir kul O’na şükür etmemiştir.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no: 3835)
7- ALLAH’I ÇOKÇA ZİKRETMEK
Mübarek gün ve gecelerde Allah’ı zikretmeye daha çok önem verilmelidir.
Ayet-i kerimelerde şöyle buyrulur:
“Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, sabah-akşam Rabbini an. Gâfillerden olma!” (el- A’raf, 205)
“Rabbinin ismini zikret ve bütün varlığınla O’na yönel.” (el-Müzzemmil, 8)
“…Allah’ı zikretmek, elbette en büyük ibadettir…” (el-Ankebût, 45)
Peygamber Efendimiz de şöyle buyurur:
“Allah’ı sevmenin alâmeti, Allah Teâlâ’yı zikretmeyi sevmektir.” (Suyûtî, el-Camiu’s-Sağîr, II, 52)
“Yeryüzünde Allah Allah diyen biri var oldukça, kıyamet kopmayacaktır.” (Müslim, İman, 234/148)
8- SALAT Ü SELAM GETİRMEK
Resûlullah Efendimiz’e salavat getirmeyi Allah Teala emretmiştir. Ayrıca hadis-i şeriflerde salavat getirenin bütün sıkıntılarının giderileceği, günahlarının bağışlanacağı bildirilmiştir.
Nitekim ayet-i kerîmede şöyle buyrulur:
“Şüphesiz ki Allah ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler. Ey müminler! Siz de O’na salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin!” (el-Ahzâb, 56)
Übey bin Kab (r.a.) diyor ki:
“Hazret-i Peygamber’e:
«– Ya Resûlallah! Ben sana çok salavat-ı şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir?» diye sordum.
«– Dilediğin kadar yap.» buyurdu.
«– Dualarımın dörtte birini salavat-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu?» diye sordum.
«– Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.» buyurdu.
«– Öyleyse duamın yarısını salavat-ı şerîfeye ayırayım.» dedim.
«– Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.» buyurdu. Ben yine:
«– Şu hâlde üçte ikisi yeter mi?» diye sordum.
«– İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için iyi olur.» buyurdu.
«– Öyleyse duaya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavat-ı şerîfe getirsem nasıl olur?» deyince:
«– O takdirde Allah bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar.» buyurdu.” (Tirmizî, Kıyâmet, 23)
9- SADAKA VERMEK
Allah yolunda infakta bulunup sadaka vermenin kişiyi pek çok tehlike ve belâlardan muhâfaza edeceği, buna ilâveten sadaka sahibini muhabbetullâh’a nâil eyleyeceği unutulmamalıdır. Mübarek gün ve geceler sadaka vermeye en güzel vesilelerdir.
Zira ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:
“Allah yolunda infâk edin! Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Bir de ihsanda bulunun. Zira Allah, muhsinleri (iyilikte bulunan, işini güzel yapan ve ihsan şuuru ile yaşayanları) sever.” (el-Bakara, 195)
Peygamber Efendimiz zengin-fakir her mü’mini infâka teşvik eder, bir hurmadan başka bir şeyi olmayan için mü’min şöyle buyururdu:
“Yarım hurmayla da olsa cehennem ateşinden korunun, onu da bulamazsanız güzel ve hoş bir söz ile korunun.” (Buhârî, Edeb, 34)
10- Ana – babaların elleri öperek hal ve hatırlarını sormak,
11- Akraba, komşu ve dostlarımızla tebrikleşmek,
12- Dargınlıklara son vermek,
13- Nefis muhasebesi yapmak,
14- Yetim, yoksul ve kimsesizleri unutmamak,
15- Çocuklara ve ev halkına bolluk göstermek.