İnfial; bir tavır veya durum karşısında kırılma, gücenme, içerleme anlamlarına gelmektedir. Diğer bir ifade ile İnfial; (birine) kızgınlık duyma, kızma, içerleme, öfkelenme, herhangi bir şeyden ruhsal olarak etkilenme anlamına gelir.
Örneğin;
– Bu haber yayımlanırsa büyük bir infial olur. Halkın selameti için sakın yayımlanmayın!
– Hayata karşı derin bir infial duyuyordu.
– Meselenin hakîkatine vâkıf olamadıkları için sahâbe arasında bir infial meydana geldi. Mekke’ye gitmeme kararı, zâhiren müslümanların aleyhinde idi. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hikmetini bilmediği ilâhî işârete uyarak ashâbını Mekke üzerine devâm ettirmedi.
– Şehrin dışında bir çiftliğimiz vardı. Babam, analığımın telkîniyle bizi çiftliğe gönderdi. İlk mektebi bir köy okulunda bitirdim. Hadsiz hudutsuz bir şımartılmadan sonra birdenbire en hor ve hakîr bir mevkîye düştüm. Bu, benim rûhumda dehşetli bir kırılma, infial ve menfîleşmeye sebep oldu.
* İnfial göstermek: Tepki göstermek.
* İnfial uyandırmak: Kızgınlık, öfke yaratmak.
* İnfiale kapılmak: Kızgınlık duymak, bu gibi duygulara teslim olmak.