Limanlar, dalga ve rüzgârlara karşı genellikle, kıyıdan açığa doğru uzanan ve kayalık bir temele oturan taş ve beton setlerle korunur. Bu setlerin ucunda, gemilere limanın girişini gösteren fenerler ve ışıklı işaret sinyalleri de yer alır. Bir geminin geçiş yolunu iyice belirginleştirmek için, mendirekler çoğunlukla yan yana iki tane yapılır.
Bir limanın denizden korunmasını sağlayan iskele veya dalgakırana “mendirek” adı verilir.
Limanlar, genellikle, kayalarla çevrili bir koy, bir nehir ağzı gibi, doğal olarak elverişli bir yere kurulur ya da bütün bölümleriyle inşa edilir. Her iki durumda da, limanları şiddetli dalgalara karşı mendirekler korur ve gemileri rüzgârlı ve fırtınalı havalarda barındırırlar.
Bir mendirek, ağır ve kütleli temeller üzerine inşa edilir. Bu temeller, genellikle, inşaat yerine büyük dubalarla ya da yüzer doklarla taşınan ve bunların üzerine yerleştirilmiş vinçlerle suyun dibine indirilen büyük kaya bloklarıyla yapılır. Bu taş kütlesinin üzerine, gelgit sırasında suların alçalmasından ve havaların iyi gittiği dönemlerden yararlanılarak asıl mendirek kurulur. Dalgaların gücünü kırmak için, mendirekler, hâkim rüzgâr doğrultusuna dik olarak inşa edilir. Bir mendireğin yüksekliği gelgit olayında suların yükselebileceği en üst düzeyi bir kaç metre geçmelidir. Bu önlemlere rağmen, bazı dev dalgalar, fırtınalı havalarda mendireğin üzerinden aşabilirler. Büyük limanlarda, mendireğin üzerine yapılan yol, büyük taşıtların gidip gelmesine olanak verecek kadar geniştir. Balıkçı limanlarında, mendirek, doğrudan doğruya, balıkçı gemilerinin yanaştığı bir rıhtımı korur. Günümüzde, temel için, kaya bloklarını yığmak yerine, ağırlığı yüzlerce tonu bulan beton bloklar yapılmakta, sonra bu bloklar denize indirilerek geçmelerle birbirine eklenmektedir.