Yıldırımın yapıları yakmasına, içindekileri de yaralayıp öldürmesine engel olmak için yapıların üzerlerine sivri bir madenî çubuk yerleştirilir. Çubuğun bir kablo aracılığıyla toprakla bağlantısı sağlanır. İşte bu düzene paratoner denir.
Paratoner, yapıları yıldırımın etkisine karşı koruyan bir araçtır. Binaların çatısı üzerine yerleştirilen sivri bir madeni çubuk, şimşek çaktığı zaman meydana gelen elektrik boşalımını çekip almaya yarar. Elektrik akımı, bu çubuktan, uzun bir kabloyla aşağıya iner, kablonun içindeki toprağa sokulmuş madenî levhadan da toprağa geçerek dağılır. Ama paratonerin diğer bir önemi de, yıldırımın düşmesine engel olmasıdır. Gökyüzüne doğru yükselen madenî çubuk, topraktaki elektrik akımını havaya yükselterek bulutun elektrik yükünü nötralize eder.
Paratonerin icadı
Elektrik yüklerinin artı ve eksi değerler aldığını ilk bulan ve adlandıran kişi olan Benjamin Franklin 1760 yılında ilk paratoneri icat etmiştir. Bu paratoner basit sivri uçlu bir demir çubuktan meydana gelmişti. Bu demir çubuğun ucu toprağa bağlanmıştır. Daha sonraları bu demir çubuk yerine platin kullanıldı. Franklin icat ettiği paratoneri, 1752 yılının Eylül ayında Philadelphia’daki evinin kuzey kenarına taktı. Çelik uçlu demir çubuk, çatıdan 2.5 metre yükseltilmişti. Alt ucu ise, toprağın içine 150 santimetre derinliğe gömülüydü.
Paratonerini evine takmadan birbuçuk yıl önce, Franklin, yıldırımın, elektrik yüklü olduğu yolundaki teorisini açıklamıştı. Franklin’in “New Experiments and Observations in Electricity” başlığıyla yayınladığı gözlemleri, M. Dalibard adlı amatör bir fransız fizikçisi tarafından hayata geçirildi. M.Dalibard, Paris’- in 25 kilometre uzağındaki Marly-la-Ville’deki kır evine deney amacıyla bir paratoner taktı. 10 Mayıs 1752 günü 25 metre yüksekliğindeki bu paratoner binanın üzerine düşen bir yıldırımı çekerek toprağa iletti ve böylece Franklin’in varsayımı, hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde doğrulanmış oldu. Bu sonuç Amerika’ya ulaşamadan, Franklin 4 Temmuz 1752 günü ünlü uçurtma deneyini yaptı ve varsayımının doğruluğunu kendi kendine kanıtladı. Evine taktığı paratonerden sonra yine 1752 yılı Eylül ayında, Philadelphia’daki Akademi Binası’na ve Indepencence Hall’e de paratoner taktı.
1884’te Belçikalı fizikçi Melsens korunacak yeri Faraday kafesine aldı. Korunacak binanın yüzeyinde bir takım metalik metalik şeritler vardır. Bunlar birbirleri arasında bağlanmıştır. Bunların üst kısımlarında birer sivri uç bulunmakta, hepsi de topraklanmıştır. Bu koruma sisteminin emniyeti, metalik hatlardan meydana gelen kafesin ağları arasındaki gözlerin küçük olmasına bağlıdır. Bu gözler ne kadar küçük olursa, koruma emniyeti o kadar büyür. Bu durum her tesis için yeterli bir şekilde gerçekleşmemektedir. Fakat Faraday kafesiyle koruma pahalı bir emniyet sistemidir.