Onbir Ayın Sultanı 2025 Ramazan ne zaman yani Ramazan orucu ne zaman başlıyor? İşte 2025 Ramazan ayı başlangıcı ve ramazan ayı hakkında tüm detaylar.
Ramazan ayı müminler için bir rahmet, mağfiret, dayanışma ve paylaşma mevsimidir. Bu ay, manevî hayatımızda seçkin yeri olan fırsatlar ve imkanlar ayıdır. Ramazan, Allah’ın rızasını kazanma, sevdiği kullarından olabilme için fırsattır. Ramazan’ın her unsuru böyle bir kazancı sağlayıcı niteliktedir.
Müslüman aleminin heyecanla beklediği 2025 yılı Ramazan ayı, 1 Mart Cumartesi günü tutulacak oruç ile başlayacak. 29 Mart 2025 Cumartesi günü ise Ramazan ayının son günü yani Arefe günüdür. 30 Mart 2025 Pazar günü de hep birlikte Allah’ın izni ile Ramazan bayramını idrak edeceğiz.
2025 RAMAZAN BAYRAMI NE ZAMAN?
– Ramazan Ayı Başlangıcı: 1 Mart 2025 Cumartesi
– Kadir Gecesi: 26 Mart 2025 Çarşamba günü
– Arefe Günü: 29 Mart 2025 Cumartesi günü
– Ramazan Bayramı 1. Gün: 30 Mart 2025 Pazar günü
– Ramazan Bayramı 2. Gün: 31 Mart 2025 Pazartesi günü
– Ramazan Bayramı 3. Gün: 1 Nisan 2025 Salı günü
2025 DİNİ GÜNLER LİSTESİ | ||||||
HİCRİ TARİHLER | MİLADİ TARİHLER | |||||
GÜN | AY | YIL | GÜN | AY-YIL | HAF. GÜNÜ | DİNİ GÜNLER |
01 | RECEB | 1446 | 01 | OCAK-2025 | ÇARŞAMBA | ÜÇ AYLARIN BAŞLANGICI |
02 | RECEB | 1446 | 02 | OCAK-2025 | PERŞEMBE | REGAİB KANDİLİ |
26 | RECEB | 1446 | 26 | OCAK -2025 | PAZAR | MİRAC KANDİLİ |
01 | ŞABAN | 1446 | 31 | OCAK -2025 | CUMA | ………. |
14 | ŞABAN | 1446 | 13 | ŞUBAT -2025 | PERŞEMBE | BERAT KANDİLİ |
01 | RAMAZAN | 1446 | 01 | MART-2025 | CUMARTESİ | RAMAZAN BAŞLANGICI |
26 | RAMAZAN | 1446 | 26 | MART -2025 | ÇARŞAMBA | KADİR GECESİ |
29 | RAMAZAN | 1446 | 29 | MART-2025 | CUMARTESİ | AREFE |
01 | ŞEVVAL | 1446 | 30 | MART-2025 | PAZAR | RAMAZAN BAYRAMI (1. Gün) |
02 | ŞEVVAL | 1446 | 31 | MART-2025 | PAZARTESİ | RAMAZAN BAYRAMI (2. Gün) |
03 | ŞEVVAL | 1446 | 01 | NİSAN-2025 | SALI | RAMAZAN BAYRAMI (3. Gün) |
01 | ZİLKADE | 1446 | 29 | NİSAN-2025 | SALI | ………. |
01 | ZİLHİCCE | 1446 | 28 | MAYIS-2025 | ÇARŞAMBA | ………. |
09 | ZİLHİCCE | 1446 | 05 | HAZİRAN-2025 | PERŞEMBE | AREFE |
10 | ZİLHİCCE | 1446 | 06 | HAZİRAN -2025 | CUMA | KURBAN BAYRAMI (1. Gün) |
11 | ZİLHİCCE | 1446 | 07 | HAZİRAN -2025 | CUMARTESİ | KURBAN BAYRAMI (2. Gün) |
12 | ZİLHİCCE | 1446 | 08 | HAZİRAN -2025 | PAZAR | KURBAN BAYRAMI (3. Gün) |
13 | ZİLHİCCE | 1446 | 09 | HAZİRAN -2025 | PAZARTESİ | KURBAN BAYRAMI (4. Gün) |
01 | MUHARREM | 1447 | 26 | HAZİRAN-2025 | PERŞEMBE | HİCRİ YILBAŞI |
10 | MUHARREM | 1447 | 05 | TEMMUZ -2025 | CUMARTESİ | AŞURE GÜNÜ |
01 | SAFER | 1447 | 26 | TEMMUZ -2025 | CUMARTESİ | ………. |
01 | R.EVVEL | 1447 | 24 | AĞUSTOS-2025 | PAZAR | ………. |
11 | R.EVVEL | 1447 | 03 | EYLÜL -2025 | ÇARŞAMBA | MEVLİD KANDİLİ |
01 | R.AHİR | 1447 | 23 | EYLÜL -2025 | SALI | ………. |
01 | C.EVVEL | 1447 | 23 | EKİM-2025 | PERŞEMBE | ………. |
01 | C.AHİR | 1447 | 21 | KASIM-2025 | CUMA | ………. |
01 | RECEB | 1447 | 21 | ARALIK-2025 | PAZAR | ÜÇ AYLARIN BAŞLANGICI |
05 | RECEB | 1447 | 25 | ARALIK -2025 | PERŞEMBE | REGAİB KANDİLİ |
Ramazan Orucu Ramazan ayı orucu ile ilgili ayet ve hadisler;
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَن كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللّهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلاَ يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُواْ الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُواْ اللّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ“
(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.” (Bakara-185).
التَّائِبُونَ الْعَابِدُونَ الْحَامِدُونَ السَّائِحُونَ الرَّاكِعُونَ السَّاجِدونَ الآمِرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّاهُونَ عَنِ الْمُنكَرِ وَالْحَافِظُونَ لِحُدُودِ اللّهِ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ
Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar , rükû’ ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele. (Tevbe 112)
أُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ الصِّيَامِ الرَّفَثُ إِلَى نِسَآئِكُمْ هُنَّ لِبَاسٌ لَّكُمْ وَأَنتُمْ لِبَاسٌ لَّهُنَّ عَلِمَ اللّهُ أَنَّكُمْ كُنتُمْ تَخْتانُونَ أَنفُسَكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ وَعَفَا عَنكُمْ فَالآنَ بَاشِرُوهُنَّ وَابْتَغُواْ مَا كَتَبَ اللّهُ لَكُمْ وَكُلُواْ وَاشْرَبُواْ حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ الأَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ الأَسْوَدِ مِنَ الْفَجْرِ ثُمَّ أَتِمُّواْ الصِّيَامَ إِلَى الَّليْلِ وَلاَ تُبَاشِرُوهُنَّ وَأَنتُمْ عَاكِفُونَ فِي الْمَسَاجِدِ تِلْكَ حُدُودُ اللّهِ فَلاَ تَقْرَبُوهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللّهُ آيَاتِهِ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ
Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. Allah, (Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak) kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde itikâfta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın. Allah, kendine karşı gelmekten sakınsınlar diye, âyetlerini insanlara böylece açıklar. (Bakara – 187)
Ramazan Ayının Fazileti
Son derece haklı olarak “On bir Ayın Sultanı” diye adlandırılan, mahyaların bu aya özgü iltifatlarla donandığı, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan-ı Şerif, bütün ayların içinde en nadide olanıdır.
Bu ay Arabî ayların dokuzuncusudur ve kıymeti bakımından bütün zaman dilimlerinin en başında yer alır. Zira oruç nimeti bu aya has olarak farz kılınmıştır. Kur’an -ı Kerim bu ayda indirilmiştir. Bin aydan daha hayırlı olduğu haber verilen Kadir Gecesi yine bu ayın içinde gizlidir. Ayrıca bu ayda ifa edilen bir farzın, diğer aylarda yerine getirilen yetmiş farza bedel olduğu bildirilir.
“Kim bu ayda hayırlı bir amel ile Rabb’ine yaklaşırsa, diğer aylarda bir farzı yapmış gibi sevap kazanır. Yine bu ayada bir farzı yerine getiren kimse, diğer aylarda yetmiş farzı yerine getirmiş gibi sevap kazanır.”
Ramazan ayı çok özel manevi ikramlarla bezenerek seçilmiş bir ay. Öncesindeki iki ay, recep ve şabanda adeta ramazana hazırlık için seçilmiş. Bu seçimi yapan her şeyin sahibi yüce Mevlâ, ramazan için,
”Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun…” buyurmuştur. Bu mübarek ay; teravih namazlarıyla, sahurdaki güzellikleriyle, mukabelelerde okunan Kur’an-ı Kerîm tilavetleriyle, hatimleriyle, sahurdan evvel kalkıp kılınan teheccüd namazlarıyla, iftar anının heyecanıyla, Kadir gecesindeki manevi coşkusuyla, hayır ve hasenatıyla, fitre ve zekâtıyla, bayram sabahı neşesiyle yaşadığımız bir ömrün hasat vaktidir.
Yüce Allah, ”Biz onu (Kur’an’ı) mübarek gecede indirdik” buyurmakta; bu mübarek gecenin hangi gece olduğunu da, ”Biz Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik” buyurarak açıklamaktadır.
Kim o geceyi iman, ihtisab ve ibadet ile geçirir ise geçmiş günahları mağfiret olunacağı gibi gelecek günahlarının affına da işaret buyrulmuştur. Ayrıca ayet-i kerimede ‘kadir gecesi bin aydan hayırlıdır’ buyrulmuştur. Bir ömür boyu demektir. Herkes bu kadar yaşayamaz. Bu büyük devleti gaflet edip kaçıran ve ramazan-ı şerifte orucunu yiyen bedbaht kişi sonra aklı başına gelip de bütün ömrü boyunca oruç tutsa özürsüz ve hasta olmadan yediği bu bir orucun ödenmesi mümkün değildir. Hâlbuki oruç tutup da güneş batmadan oruçlarını bozanların azapları da çok şiddetli olacağı bildirilmiştir. Bununla beraber herhangi bir kişi ramazan-ı şerifte, gerek misafir ve gerekse hasta olsun orucunu alenen yemesine katiyen cevaz yoktur. Bir vakitler hıristiyanlar bile Müslümanların oruç ayları gelince kendileri de sokakta ve Müslümanların yanlarında bir şey yemezler, sigaralarını dahi içmezler ve çocuklarına da sıkı sıkıya tenbih ederlermiş ki: ”Sakın Müslümanlar oruçlu olduğu zaman terbiyesizlik yapıp da onların yanlarında bir şey yemeyiniz.”
Hangi hallerde Ramazan ayında oruç tutulmayabilir?
İslam dini, kişileri, güçleri nispetinde sorumlu tutmuş, güçlerini aşan veya sıkıntıya yol açan durumlarda kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir. Aşağıdaki mazeretlere sahip kimselerin Ramazanda oruç tutmakla yükümlü olmayıp daha sonra kaza etmelerine veya yerine fidye vermelerine ruhsat tanınmıştır:
a) Yolculuk: Yolculuk, Ramazan ayında oruç tutmamak için ruhsat olarak kabul edilmiştir. Yolculuk esnasında tutulmayan oruçlar, daha sonra kaza edilir. Kur’an’da “Ey inananlar! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allâh’a karşı gelmekten sakınasınız diye, size de sayılı günlerde farz kılındı. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden iyilik yaparsa, o iyilik kendisinedir. Eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha iyidir.” buyurulmaktadır. (Bakara, 2/183-184). Geceden oruç tutmaya niyetlenip de gündüzleyin yolculuğa çıkmak zorunda olan kimse yolculukta zorluk çekerse, daha sonra kaza etmek üzere orucunu bozabilir. Ancak orucunu tamamlaması daha uygundur. Hz. Peygamber, Mekke’nin fethi için sefere çıktığında oruçlu iken, Kedîd denilen yere varınca orucunu bozmuştur. (Buharî, “Savm”, 34; Müslim, “Sıyam”, 15) Bu uygulama, sefere çıkınca orucun bozulabileceğini göstermektedir.
b) Hastalık: Oruç tuttuğu zaman, hastalığının artmasından veya uzamasından endişe edilen kimse ile, hastalığı sebebiyle oruç tutmakta zorlanan kişilerin Ramazan ayında oruç tutmayıp, iyileştikten sonra bunları kaza etmelerine izin verilmiştir. Yukarıda zikredilen âyet buna işaret etmektedir. Uzman bir hekim tarafından oruç tutması hâlinde hasta olacağı bildirilen kimse de hasta hükmündedir.
c) Hamilelik ve çocuk emzirme: Oruç tutmaları kendilerine veya çocuklarına zarar vermesi hâlinde, hamile kadınlar oruçlarını tutmayabilirler. Emzikli kadınlar da, sütlerinin kesilmesi ve çocuklarının zarar görebileceği durumlarda oruç tutmayabilirler. Hz. Peygamber buna müsaade etmiştir (Nesâî, “Sıyam”, 50-51).
d) Zor ve meşakkatli işlerde çalışmak: Oruç tuttuğu takdirde sağlığına bir zarar gelmesinden korkan kimse, orucunu tutmayabilir. Bu durumda olanlar, izinli olduğu günler veya uygun zamanlarda tutamadıkları oruçları kaza ederler. Bir zorunluluk olarak, ağır işlerde çalışmak zorunda olan kişiler oruçlu olarak çalıştıkları takdirde sağlıkları risk altında kalacaksa, Ramazan ayında tutamadıkları oruçlarını uygun bir zamanda kaza ederler.
e) Yaşlılık: Oruç tutamayacak kadar yaşlı olan kimseler, oruç yerine fidye verebilirler. Bakara sûresinin 184. âyetinde, bu şekilde olup da oruca güç yetiremeyenlerin, oruç tutmayıp fidye vermeleri gerektiği hükme bağlanmıştır. İyileşme umudu olmayan hastalar da aynı hükme tabidir.
Ramazan ayı ve Oruç hakkında tüm merak ettikleriniz için tıklayın!