Bir ismine “Cebel’un-Nur” de denilen Hira Dağı Mekke’ye bir saat kadar uzaklıktadır. Etrafını çeviren diğer dağ ve tepeler arasından hemen belli olur.
Hira Mağarası ise Cebelün-Nur üzerinde üç yanlı, kubbeye benzer, tavanlı, önü bütün bir vadiye hakim olacak tarzda açık bir yerdir. Yüksekliği ve boyu iki metre kadardır. Mağara içinde uzunluğuna durulduğu zaman yüzümüz kıble istikametine gelir. Tabanı düz olup, rahatça oturulmaya, hatta küçük bir şilte serilmeye müsaittir.
Mağaraya kayalardan meydana gelen basamaklarla çıkılır. Gerisi yüksek ve oldukça dardır.
İslâm tarihi içinde Hira Mağarası’nın müstesna bir yeri vardır. Sevgili Peygamberimize ilk vahiy bu mağarada nazil olmuş, Kur’an-ı Kerim ilk defa burada inzal olmaya başlanmıştır. Peygamberimiz nübüvvet görevinden önce sık sık bu mağaraya çekilir, bilhassa Ramazan aylarını orada geçirirdi, insanlardan uzakta ve bu sessiz, kimsesiz dağ başında kâinatı ve onun yaratılışını düşünür dururdu. Bazı günler yanına aldığı azığını bile yolunu şaşıranlara dağıtıp mağarasında günlerini geçirirdi. Sonra bir Ramazan günü Cebrail Aleyhisselam gelerek ona Peygamber olduğunu duyurdu. Alak Sûresi’nin ilk ayetlerini okudu. Peygamberimiz mağaradan çıkıp eve, Hz. Hatice’nin yanına geldi.
Hira Mağarası ilk vahyin olduğu yer olması sebebiyle hacılar tarafından devamlı olarak ziyaret edilmektedir.