• Kur’an-ı Kerim öğrenen ve öğretenler hayırlı kimselerdir.
• Toplumlar Kur’an-ı Kerim’le yükselir veya alçalır.
• Kur’an-ı Kerim’le meşgul olanlara gıpta edilir.
• Kur’an-ı Kerim’in okunduğu yere melekler iner.
• Kur’an-ı Kerim ahirette şefaatçi olacaktır.
• Kur’an-ı Kerimin her bir harfine on okuma sevabı vardır.
• Kur’an-ı Kerim’den bir miktar bilmemek harap ev gibi olmaktır.
• Kur’an-ı Kerim okuyanların Ahirette dereceleri yüksek olacaktır.
Kur’an-ı Kerim hatmi bitince diğer bir hatme başlanmalıdır.
• Kur’an okumak evlerimizi nurlandırır.
• Kur’an-ı Kerim sözlerin en üstünü ve hayırlısıdır.
• Kur’an okumak kalplerin cilasıdır.
• Kur’an-ı Kerim’i ezberleyen devamlı tekrar etmelidir.
• Öğrenilen Kur’an-ı Kerim’i unutulmasından Allah Teâlâ hoşnut olmaz.
Kur’an-ı Kerim hakkında bilgi
En son ve en büyük peygamber Hz. Muhammed Aleyhisselam’a Allah tarafından gönderilen Kur’an-ı Kerim müslümanlığın kutsal kitabıdır.
Kur’an, Allah (c.c.) tarafından Cebrâil (as) aracılığı ile Peygamberimiz (sav)’e indirilen, Mushaf’a yazılı, Peygamberimiz (sav)’den bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş, okunmasıyla ibadet edilen, insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı ilâhî kelamdır.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.), kendisine peygamberlik görevi verilmeden önce bir süre Mekke yakınındaki Hira dağında bir mağaraya çekilir, Allah’ın büyüklüğünü düşünmekle meşgul olurdu.
610 yılının Ramazan ayında bir Pazartesi gecesi yine Hira’daki mağaraya çekilmiş, gönlü ve bütün varlığı ile Allah’a yönelmişti. İşte bu sırada meleklerin en büyüğü olan Cebrâil (a.s.), Allah’ın emriyle peygamberimize gelerek ‘Oku!’ dedi ve bu emri üç defa tekrarladı. Sevgili Peygamberimiz, ‘Ne okuyayım?’ deyince Cebrâil (a.s.), Kur’an-ı Kerim’den beş âyeti tebliğ etti. Böylece ilk vahiy geldi ve Kur’an-ı Kerim nâzil olmaya başladı.
Kur’an-ı Kerim, Peygamber Efendimize Cebrail adlı melek aracılığı ile indirilmiştir. İlk vahiy geldiği zaman Peygamberimiz (s.a.s.) 40 yaşında idi. Kur’an-ı Kerim, peygamberimize vahiy yoluyla gelmiştir.