İran kumandanlarından Finiz Deylemî ve Şehr bin Bâzan, İran hükümdarı tarafından Yemeni istilâ eden Habeşlileri, oradan çıkarmak için vazifelendirilmişlerdi. Muzaffer olduktan sonra orada Vali olarak kalmışlar ve asil bir soy olarak Asrî Saadete kadar orada yaşamışlardı.
Hazreti Peygamberimiz, civar devletlere mektup yazarak İslâmiyete davet ediyordu. Aynı mektuptan bir tane de İran Hükümdarına yazmıştı. İran hükümdarı Kisra, gelen mektubu yırttı ve Yemen Valisi Bâzan’a; Hazreti Muhammedi yakalayıp, huzuruna getirmesi için emir verdi. Bâzan, Peygamberimize adamlar gönderip, hükümdarın; kendisini huzuruna çağırdığını bildirdi.
Peygamberimiz gelenlere :
— Bâzan’a selâm söyleyin, îmana gelsin, hükümdar öldü… Pek yakında, İran ve havalisi de müslüman olacak! Siz de îslâmiyeti kabul edin, dedi ve elçileri geri gönderdi.
Birkaç gün sonra da Bâzan’a, îran hükümdarının öldüğü ve yerine oğlunun geçtiği haberi geldi. Komutan, Peygamberimizin bu mu’cizesi karşısında îslâmiyeti kabul etti. Bâzan’ın hidayetinden sonra bir çok kimse, toptan îslâmiyetle müşerref oldular.
Daha sonra; Peygamberlik iddiasında bulunan sahtekâr Esveddi Ansı, Yemen’i istilâ etmişti. Bâzan’ı şehit ettikten sonra, Azad isimli hanımını zorla nikahı altına almak istedi. Kadıncağız, beyini öldüren bu yalancıya eş olmak istemiyordu. Resûlüllah’a (s.a.v.) şikâyette bulundu. Peygamberimiz de, yalancı Peygamber’in öldürülmesi için emir verdi. Yalancı peygamber Esveddi Ânsî öldürülmüş ve bunu Bâzan’ın hanımı Azat hatun hazırlamıştır. Yalancı peygamberin ölümü, Peygamberimizin irtihalinden birgün öncedir…