Sebzeler ve meyveler insanın besin kaynakları arasında önemli bir yere sahiptirler. Peki P harfiyle başlayan sebze ve meyveler hangileridir? P harfiyle başlayan sebze ve meyve isimleri bu sayfada derledik. İşte P harfiyle başlayan meyve sebze isimleri ile o meyve sebze hakkında bilgi.
Baş harfi P olan sebze ve meyveler şunlardır;
– Portakal
– Patates
– Patlıcan
– Pırasa
– Pancar
– Papaya
– Pazı
– Pepino
– Pirinç
– Pitaya
– Pomelo
– Puhala
Baş harfi P olan sebze ve meyveler hakkında bilgi
Portakal, Citrus cinsi bir ağaç olan Citrus sinensis’i ve onun meyvesini tanımlar.
Akdeniz ve Doğu Karadeniz (Rize çevresi)ayrıca Kıyı Ege’nin güneyi, Akdeniz çevresinde ve sıcaklık ortalaması 23 ila -3 °C arasında olan yerlerde yetişen ağaçlardır. En kaliteli Washington cinsi portakal Antalya ili Finike ilçesinde yetiştirilmektedir. Finike Çavdır köyü portakalı, en iyi portakal ödülü almıştır.
Kabuklarından portakal esansı, bu esanstan ise parfüm elde edilir. Gıda sanayisinde de bolca kullanır. Ayrıca ilaç sanayisinde de kullanılmaktadır.
Patates, patlıcangiller familyasından yumruları yenen otsu bitki türüdür. Boyu 70–80 cm”ye varan, beyazımsı-pembemsi çiçekler açan, yumruları hariç zehirli otsu bir bitkidir. Patatesi diğer sebzelerden ayıran en büyük özelliği tohum ile üreme yerine Vejetatif üreme yapmasıdır. Yani patates ile geri dönüşüm kullanılarak elde edilmesidir. Örneğin: bir patates parçasını toprağın altına koyduğunuzda bu önce kendiliğinden patates bitkisi olur sonra patatesler toprağın altında çoğalırlar.
Bitkinin toprak altında kalan yumruları “patates” olarak bilinir. Bu yumrular nişasta bakımından zengin olduğundan önemli bir besin maddesidir. Patateste nişastadan başka belli bir oranda protein de bulunur; nişasta %20, protein %2’dir. Besin değeri 90 kaloridir. Bitkinin toprak üst kısımlarında zehirli alkaloidler bulunmasına karşılık yumruları zehirli değildir. Ancak çimlenmiş patateslerde de bu alkoloitler teşekkül ettiğinden zehirlenmelere sebebiyet vermektedir. Patates yumrularında bulunan nişasta taneleri yumurta veya armut şeklinde olup, 70-100 mikron büyüklüğünde tanelerden ibarettir. Patates dış kabuk rengine göre sarı ile kırmızı, etine göre beyaz ve sarı olarak ayrılır. Patates tohumuna milva denir. Özellikle Nevşehir Niğde illerinde yetiştiriciliği yapılır.
Şeker hastalarına faydalıdır. Susuzluğu giderir. Mide ve onikiparmak bağırsağı ülserinde yararlıdır. Karaciğer şişliğini de giderir. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur. Damar şişliğinde faydalıdır. Sert bir şey yutulduğu zaman yabancı maddenin vücuda zarar vermeden çıkartılmasını sağlar. Patates yemek basur memesi, yanık ve çıbanların ağrılarını geçirir. Ana vatanı Amerika’dır.
Patateslerin değişik türleri bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: Granula, Esmeralda, Selma, Elizabeth, Jigglypuff vs. Almanya’da patatesler, market ya da pazarda satışa sunulurken cinsi ve özellikleri etikette belirtilir. Ayrıca en lezzetli olan bu iki tiptir. Bir tanesinin iç kısmı parlaktır ve hoş bir koku ve tada sahiptir, ayrıca, dağılmadan ve çabuk pişer.
Patlıcan, bilimsel adıyla Solanum melongena, Solanaceae familyasına ait olup, ılık iklimlerde tek yıllık, tropik iklimlerde ise küçük bir ağaç şeklinde büyüyen çok yıllık bir kültür bitkisidir.Patlıcanın ilk yetiştiriciliği M.Ö 5.yy’da Hindistan’da gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten sonra Afrika’ya sonra Doğu Akdeniz’e ve Avrupa’ya getirilmiştir. Avrupa’ya getirilmesi 16. yy’da İspanyollar tarafından gerçekleştirilmiştir.
Avrupa’ya ilk getirilişinde süs bitkisi olarak kullanılan patlıcan, dünyada üretilen yaş sebzeler arasında 6. sırada yer almaktadır. İçeriğinde düşük nikotin barındırması nedeniyle patlıcanı tüketen tek canlı türü insandır. Tropik bölgelerde çok yıllık bitki özelliği gösterirken bu kuşağın dışındaki iklim kuşaklarında bir yıllıktır.
Türkiye’de daha çok imambayıldı, karnıyarık yemekleri ve kızartması şeklinde tüketilir. Ayrıca salatası da yapılır.
Patlıcanın insan sağlığındaki yerinin diğer sebze türlerinden küçümsenmeyecek düzeyde olduğu bilinmektedir. 100 gr patlıcanın kalori değeri 24″dür. 100 gr patlıcanda 1.1 g protein, 2 g yağ, ve 5.5 g karbonhidrat vardır. Vitamin içeriği bakımından ise; 100 gramında 30 IU A vitamini, 0.4 mg B1 vitamini, 0.5 mg B2 vitamini ve 5 mg C vitamini bulunmaktadır.
Doğada patlıcanı besin olarak tüketen tek canlı insandır. Bunun nedeni bünyesinde az miktarda nikotin bulunmasıdır.
Pırasa, yılın her mevsiminde yetişen veya iki senede bir yetişen ve genellikle yaprakları için yetiştirilen bir bitkidir. Bazı ülkelerde, tipik olarak salata, hamburger, “taco” ve daha birçok yiyecekte soğuk ve çiğ olarak yenir. Çin dahil olmak üzere bazı yerlerde, pırasa pişirilerek yenir ve pırasanın sapı en az yaprakları kadar önemlidir.
Pırasanın başlangıçta kısa bir sapı vardır, ancak çiçek açtığında genişler ve dallanır, ve karahindibalara benzeyen birçok çiçek başı çıkar, ancak daha kısadırlar. Bu hızla büyüme ve tohum verme safhasıdır. Yemek için yetiştirildiği zaman, bu safha gerçekleşmeden hasat toplanır.
Baş ve yaprak yapılarına göre altı pırasa türü bilinmektedir, ancak yaprak çeşidi ve rengine göre; ve ekildikleri alan ve ömürleri de dikkate alındığında yüzlerce pırasa türünden söz edilebilir.
Boston ve Bibb de denilen Tereyağbaşlı pırasanın başı yayvandır, tereyağ yumuşaklığındadır ve Avrupa’da yaygındır. Beyaz gövdesi uzun olan, beyaz etli,lezzetli, adaptasyon kabiliyeti yüksek, verimli bir çeşittir. Yenilen kısmı yaklaşık 50 cm. uzunluğunda ve 3 – 4 cm. çaptadır. Orta erkenci ve aranılan bir çeşittir. Türkiye’de İnegöl pırasası olarak da bilinir.
Çin pırasası ise uzun saplı, kılıca benzer, başsız, Batı türlerinin tam tersine acımtırak ve sert, pişirilmek ve türlülerde kullanmak için uygun olan bir türdür. Bu tür, sapı ve yapraklarına göre iki gruba ayrılır.
Iceberg de denilen Gevrekbaş, lahanayı andıran sıkı ve yoğun başlardan oluşur. Tadından ziyade gevrek yapısından dolayı, pırasa türlerinin en narini olarak görülürler. Bu tür ABD’de en yaygın türdür. Iceberg ismi, 1920’lerin başında tren vagonlarında kırılmış buzlarla kaplı bir şekilde ülkeye getirilirken Iceberg’leri anımsattığından gelmiştir.
Yayvanyapraklar’ın hafif, narin, ince yaprakları vardır. Bu grup, meşe yaprağı ve lollo rosso pırasalarından oluşmaktadır.
CO da denilen Romen türün ise kendine özgü başı vardır ve daha uzun yaprakları vardır.
Batavian da denilen Yaz Gevreği ise gevrek yapısı ile kısmen yoğun başlardan oluşur, Iceberg ve Yayvanyaprak arası bir türdür.
Pancar, bir çiçekli bitkiler ailesinden olan Amaranthaceae (ıspanakgiller) içinde bulunan Beta cinsinin en bilinen türüdür. Güney İsveç ve Britanya Adaları’ndan başlayarak Avrupa’nın batı ve oradan da tüm Akdeniz kıyılarınca uzanan bir bölgeye has olan pancar, yumru kökleri ve yaprakları ve şeker pancarı gibi çeşitleriyle, ekonomik olarak önemli bir bitkidir.
Türkiye’nin bazı yörelerinde pazı (yaban pancarı) bitkisi de pancar olarak bilinir. Doğu Karadeniz bölgesinin birçok yerinde de kara lahana, “pancar” olarak adlandırılır. İç Anadolu bölgesinde oldukça fazla yetişir
Papaya, Carica papaya (kavun ağacı) bitkisinin meyvesi ve Carica cinsinin bir üyesidir.
Papaya’nın ana vatanının Güney Meksika ve Orta Amerika olduğu sanılmaktadır. Ona “kavun ağacı” meyvesine de, kavun ağacı yemişi denmektedir. Çünkü papayanın bir çeşidinin meyvesinin görünümü kavuna benzese de, tadı balkabağına yakındır. Papayanın, Hawaii, Tayland ve Meksika olmak üzere üç çeşit tanınmış türü vardır, bununla birlikte Maridol Papaya, Cüce (Dwarf) Papaya,Florida Jack Papaya, Çilek (strawberry) Papaya …v.s başkaca türleri ve kültür çeşitleri de mevcuttur. Hawaii çeşidi olgunlaştığında, kabuğu sarı renkte olan armut biçimindeki meyvelere sahip olmaktadır ve bu meyvelerin eti de, parlak portakal renginde ya da pembemsi olmaktadır. Tam ortasında küçük siyah tohumlar bir arada bulunmaktadır. Meksika çeşidi ötekilerden daha büyük meyvelere sahiptir. Her bir meyve yarım metre boyundadır ve yaklaşık 5 kg. gelmektedir.Tayland türü papayalar ise daha çok diyet salataları ve çeşitli yemeklerin yapımında kullanılmakla her ne kadar dağ papayası veya babako gibi akrabaları kadar olmasa da diğer carica papaya türleri içinde soğuğa dayanıklığı ile bilinmektedir.
Papayaya, Avustralya’da “papaw” ya da “pawpaw”, Brezilya’da “mamao” adları verilmektedir. Çalı ya da ağaç görünümündeki papaya, güneş ve suyu sevmesi yönüyle Kamkat ve Durian gibi Tropikal iklimin ağacıdır. Olgunlaşmadan toplanan papayalar ise, sebze olarak kullanılmaktadır.Papaya çiğ olarak yenebildiği gibi pişirilerekte yenebilir. Özellikle olgunlaşmamış meyveler zararlı etkilerinin önlemesi için pişirilerek yenmektedir. En dayanıklı carica papaya türleri en fazla -2 derece sıcaklığa dayanabilmektedir. Bir papaya ağacının en fazla 8 yıllık ömrü bulunmaktadır. Papaya tohumdan çoğalabilmekle beraber, kendi kendini tozlayamadığından meyve üretimi için 2 veya daha fazla ağacın bir arada yetiştirilmesi gerekir.
Günümüzde pek çok ülkede Carica Papaya’nın kültür türleri yetişir bunlar hızlı büyür, 3 yıl içinde meyve verir ancak tıpkı diğer carica papaya ailesi üyeleri gibi dona karşı dirençleri çok azdır. Papaya’nın meyve sineği gibi meyve üretimini sekteye uğratıcı zararlıları vardır, bununla birlikte ağaç bir kısım virüslere karşı da hassastır, mesela 1990 yılında ortaya çıkan “papaya ringspot virüsü” Hawai’deki neredeyse bütün bir papaya endüstrisini ortadan kaldırmıştır. Ne yazık ki halen dahi ortaya çıkan bu virüse karşı organik veya konvansiyonel bir mücadele yolu bilinmemektedir. Bununla birlikte bu virüse karşı Sun up ve Rainbow Carica Papaya türleri genetik olarak modifiye edilmek zorunda kalmış ve Hawaideki papayaların %80’i bu genetik olarak modifiye edilmiş veya hibrit ağaçlarla değiştirilmiştir. Ancak bu metotunda tohum stoklarında kirlenmeye yol açma durumu söz konusu olmuştur.
Papayanın meyvesi; demir, potasyum, kalsiyum fosfat mineralleri ve A, B1, B2, B5 ve C vitamini yönünden zengindir.Ayrıca papaya’nın karaciğer kanserine karşı içerdiği likopen sayesinde koruyucu bir etkisi olduğu ve yine bağışılık sistemini güçlendirdiği iddia edilmektedir. Tohumu çeşitli bakterilere karşı antibakteriyel koruyucudur, ayrıca böbreklere karşı tohumunun yararlı etkisi olduğu düşünülmektedir. Ayrıca şampuan endüstrisinde de papayadan yararlanılmaktadır.
Bununla birlikte çok aşırı papaya tüketimi tıpkı havuçta olduğu gibi beta karoten fazlalığından alerjiye yol açabilmektedir,zira 100 gr papaya 6 gr.kadar Betakaroten içerir.
Yine, olgunlaşmamış papaya meyvelerinin içerdiği lateks konsantrasyonu yüzünden rahim kasılmalarına ve düşük tehlikesine neden olabileceği iddia edilmektedir. Bunun yanında fareler ve maymunlar üzerinde yapılan deneylerde papaya tohumu ekstresinin aşırı dozajının doğum kontrol hapı gibi etki gösterip, hamile kalmayı engellediği, düşük dozunun ise doğmamış çocuklara herhangi bir zararının olmadığı tespit edilmiştir. Bu sebeple hamilelerin dikkatli kullanması gerekir.
Bunun yanında papayanın meyveleri, yaprakları, tohumları v.s parçaları vücüttan asalak solucanları ortadan kaldıran, parazit önleyici antihelmintik alkoloit içerir. Düşük dozlarda bunun herhangi bir zararı olmazsa da aşırı yüksek dozlarda tehlikeli olabilir.
Pazı, Ispanakgillerden, yaprakları büyük olan bir sebze bitkisidir. Ispanak benzeridir. Bol vitaminli olduğundan besleyici ve sindirimi kolaydır.
Pepino, patlıcangiller familyasından kültürü yapılan bir meyve türü.
Ana vatanı Güney Amerika ülkelerinden Peru olduğu bilinen Pepino; kavun aromalı, meyve eti sulu ve ince kabuklu olup meyveleri partenokarpik oluştuğundan meyve içerisinde tohum bulunmamakta ve meyvesi tümüyle yenilebilmektedir. Doğal ortamda çok yıllık üretim şansına sahip olduğu halde, ekonomik anlamda tek yıllık üretim tercih edilmektedir.
Pepino, Türkiye’de Akdeniz sahilerinde ve Erzincan’un Üzümlü ve Malatya’nın Bayırköy’ünde yetiştirilmektedir.
Pirinç veya çeltik, buğdaygiller familyasından mısır ve buğdaydan sonra en fazla ekimi yapılan otsu bir bitki türü. Dünya nüfusunun yarısından fazlası için beslenmede büyük bir önem taşır. En çok Muson Asyası’nda yetişir.
Pitaya, bilimsel anlamda Hylocereus cinsi çeşitli kaktüs türlerinin (tatlı pitaya) olarak adlandırılan meyvesidir. En önemlisi ve yaygın olanı da Hylocereus cinsinden olanlardır. Ancak bu cinsin yanında dünyada çeşitli halklarca Stenocereus (ekşi pitaya) cinsinden kaktüs türlerinin meyvesi de bu adla bilinmekte ve çeşitli ülkelerde bu türün meyveleride kültür olarak yetiştirilmektedir.Dahası bir kısım bilim insanları Hylocereus cinsinin bağımsız bir cins olarak değil,Stenocereus ailesi içerisinde göstermektedir. Buna ilaveten Perulularca (Cereeae) cinsi nadir bulunan Peru elma kaktüsü (Cereus repandus), da pitaya adıyla tanınmaktadır.
İngilizcede ejder meyvesi (ing: dragon fruit) olarak da adlandırılır. İngilizcedeki bu ad Asya dillerindeki adlarının tercümesidir. Çince huǒ lóng guǒ 火龍果/火龙果 “ateş ejderhası meyvesi” ve lóng zhū guǒ “ejderha mücevheri meyvesi”, Vietnamca thanh long (yeşil ejderha), Endonezce buah naga “ejderha meyvesi” olarak da adlandırılır.
Bunun yanında çeşitli toplumlarca çilek armudu gibi adlarla anılmaktadır.
Tüketimi için pitaya kesilir ve etli yüzey açığa çıkarılır. Meyve dokusu siyah ve çıtır tohumlarının varlığı nedeniyle kiviye benzetilir. Etli kısım çiğ olarak yenebilir ve hafif bir tatlılık verir kalori yönüde azdır.
Pitayanın damak temizleme haricinde güçlü tad içeren meyvelerle birlikte yenmemesi tavsiye edilir.[kaynak belirtilmeli] Tohumları etli kısımla birlikte yenir, çıtır, fındık gibi bir tad verir. Lipidler yönünden zengindir, fakat ancak çiğnenirse hazmedilebilir.
Pitaya meyve suyu ya da şarap yapımında ya da diğer içecekleri tadlandırma, tad sağlamak için kullanılabilir.Çiçekleri yenilebilir veya çayı yapılabilir. Meyvenin kabuğu kesinlikle yenmez ve eğer çiftliklerde üretilmişse pestisitlerle kirletilmiş bile olabilir.
Kosta Rika’da çok fazla kırmızı etli pitaya yemenin pseudohematuriaya (yalancı idrarda kanamayı düşündüren kırmızı renk oluşumu) neden olduğu tespit edilmiştir.
Pomelo, şadok (İngilizce: shaddock) Çin greyfurdu diye de bilinen pomelo (Latince: Citrus maxima) sedef otugiller ailesinin alt oymaklarından Turunçgillere bağlı citrus cinsinin bir türü olan ağaca ve meyvesine verilen addır. Pomelo aynı zamanda turunçgiller içinde en büyük meyvelere sahip olan türdür. Meyvelerinin çapı 15–25 cm’i bulabileceği gibi. Ağırlıkları 2 kilograma kadar çıkabilir. Jeruk Bali, lusho fruit, ya da jabong, pompelmous ya da Tamil lehçesinde pampa limāsu, (பம்பளி மாசு)[3], Pompous limonu bilinen diğer adlarıdır.
Kimi zaman Ağaç kavunu olarak da bilinen Citrus medica ile karıştırılsa da bu iki tür birbirinden ayrıdır. Zira Citrus medica şekil olarak Pomelo’dan daha küçük olup, ekşi ve acımsı bir tada sahiptir; bu sebeple de pek yenilmeyip daha çok hamur işleri v.s’ye karıştırılıp kullanılmaktadır. Oysaki, Pomelo tad olarak tatlı greyfurt meyvesine benzer. Zaten greyfurt portakal ile pomelo’nun doğal bir melezidir. Bununla birlikte pomelo, sadece greyfurt değil bilinen portakalında atalarından biridir. Zira Citrus × sinensis olarak bilinen portakalın pomelo ile mandalina (Citrus reticulata)’nın melezi olduğu sanılmaktadır. Bunun yanında Pomelo, Frua türü mandalina ile hibrit halde (Citrus reticulata x Citrus maxima) olarak adlandırılan “kokteyl greyfurdu” da denen Mandelo’yu ;Citrus tangerina adlı bir türle çaprazlandığında ise Citrus × tangelo’yu oluşturmaktadır.
Pomelo diğer turunçgillerin aksine asiditesi en az olan turunçgillerden biridir. Kalın bir kabuğa sahiptir. Bu kabuğun altında yenilebilir, tatlı düşük asitli portakal şeklinde meyve dilimleri bulunmaktadır.Bu dilimleri ayıran beyaz lifli zar şeklinde kısım (dilim zarları) bulunmaktadır. Bu lifli kısım kolayca ayrılır. Bu dilim zarlarıda ayrılıp genelde bu dilimler taze olarak yenmektedir. Buna karşın dilimleri birbirinden ayıran beyaz lifli segmentler ise acı tadı nedeniyle pek yenmez.
Pomelonun kabuğu ise hamur işlerinde çikolatalarda veyahut marmelat yapımında,yemeklerde soslarda kullanılmaktadır. Güney Asya’da ve Amerika’da özellikle Kaliforniya’da sıkça yetiştirilen ve satılıp yenilen bir türdür. Greyfurta göre daha lezzetli olduğu söylenmektedir. Ancak Türkiye’nin de olduğu bazı ülkelerde meyvenin kabuğundan ayıklanmasındaki zahmet (tüketim zorluğu) nedeniyle pek fazla yenmemektedir, yetiştirilmemektedir. Güney Asya’da yetişen Pomelo türlerinde de bazı farklılıklar bulunmaktadır. Vietnam’da 2 tür pomelo popülerken, Filipinler’de kırmızı ve daha sulu bir pomelo varyetesi daha çok tüketilmekte ve içeceklerde kullanılmaktadır. Pomelodan ayrıca burada dip sos yapımında yararlanılır. Tayland pomelosu da tatlı bir tada sahip olup taze olarak tüketilmektedir, salata ve soslarda kullanılmaktadır. Buna karşın Malezya, Endonezya’da talı ve ekşi tada sahip 2 pomelo türü bulunmaktadır. Meyve özü beyaz tatlı varyetesi yenirken, meyve özü pembe renkli ekşi varyete yenmekten çok sunak, tapınak süslemelerinde kullanılmaktadır. Bangladeş’te ise Malezya varyetelerinin tam tersine meyve özü pembe renkli varyete tatlı iken, beyaz varyete ekşi tada sahiptir. Japonya’da yenmesi dışında ayrıca böcekleri kovma, vücudu arındırma gibi yararları olduğuna inanılır; Çinde de pomelo yaygın olarak yenmektedir; Hindistan’ın Assam eyaleti gibi yerlerinde ise tuz ve biber ile öğle yemeklerinde yenmektedir. Kırsal kesimlerde çocukların futbol topu gibi meyveleri ile oynadıkları görülmektedir. Manipur eyaletinde ise C vitamini kaynağı olarak görülmektedir.
Puhala meyvesi, Hala Aka Puhala Ağacı”nın garip görünümlü meyvesi Mikronezya”da (Papua Yeni Gine”nin doğusunda yer alan adacıklar grubu) önemli bir gıda kaynağıdır.
Ağacın yaprakları tatlı yemeklerde kullanılır. Ayrıca ağacın yağı, baş ağrısı tedavisinde; çiçeği ise, kabızlık tedavisinde kullanılır.
Bu ağaç türü, Malezya, Doğu Avustralya, Pasifik Adaları”nda yetişir.
Meyve; Hawaice – Hala, İspanyolca- Bacua, Fransızca – Vacquois olarak bilinir.
Çiçeklerinin hoş bir kokusu vardır. Bitki, Pasifik Okyanusu”nda bulunan küçük adalarda hindistan cevizinden sonra en çok bilinen ikinci meyvedir.
Yaprak, dal ve meyve farklılığına göre çok çeşitli türleri var ama ne yazık ki, artık ender bulunan bir bitki haline gelmiş durumda.