K harfiyle başlayan hayvanların isimleri yani baş harfi K ile başlayan hayvan isimleri hangileridir? İşte baş harfi K olan hayvan türleri nelerdir hakkında bilgi.
K harfi ile başlayan hayvan adı, resmi ve o hayvan hakkında bilgi
Kanarya : Kanarya (Serinus canaria), ispinozgiller (Fringillidae) familyasından güzel sesiyle ün yapmış kafeslerde beslenen bir kuş türü. Kanarya, ismini Latince’de köpek anlamına gelen cannarie kelimesinden almıştır.
Kanguru : anavatanı Avustralya olan 4 memeli hayvanın ortak adı.
İlk defa 1770 yılında kaptan James Cook tarafından bir hayvanın ismi olarak kaydedilen söz, gangurru, aborjin dilinde ‘seni anlamıyorum’ anlamındadır.Cinsel hayatları yoğun geçen hayvanlardır.Günde en az 3 4 kere cinsel ilişkiye girerler.Bu yüzden çok çoğalma izlenmiştir.
Kaplan : (Panthera tigris), kedigiller (Felidae) familyasından etçil bir memeli hayvan türü ve büyük kediler ailesinin dört üyesinden biri süper yırtıcıdır. Hint alt-kıtası dünyada yaşayan vahşi kaplanların %80’ine ev sahipliği yapmaktadır.
Kaplumbağa : (ya da tosbağa) Testudines takımını oluşturan çok sert ve kemiksi bir kabuk içinde yaşayan, ağır yürüyüşlü, dört ayaklı, sürüngen bir hayvandır.
Hareketleri yönünden ne kadar telaşsız ve ağır hayvanlarsa onların tarih boyunca gelişimi de o kadar yavaş olmuştur.
Karınca : karıncalar (Formicidae) familyasını oluşturan, yaban arıları ve arılarla birlikte zar kanatlılar (Hymenoptera) takımında yer alan, sosyal yaşam gösteren böceklere verilen ortak addır. Karıncalar, Kretase Dönemi’nin ortalarında, 110 ile 130 milyon yıl önce yaban arısına benzeyen hayvanlardan türemiş ve çiçekli bitkilerin ortaya çıkışından sonra çeşitlenmiştir.
Karıncayiyen : (Myrmecophagidae), dişsiz memeliler takımına ait 4 türden oluşan bir memeli familyası ve alt takımı. Orta ve Güney Amerika’da yaşarlar.
Karga : (Corvidae) familyasından Corvus cinsini oluşturan, iri yapılı, düz gagalı, pençeli, tüyleri çoğunlukla siyah, yüksek ve rahatsız edici sesli kuş türlerinin ortak adı. Daha büyük ve genellikle leş yiyici olanlarına karakarga veya kuzgun denir.
Kartal : atmacagiller (Accipitridae) familyasına üyedir. Kartal türleri çok geniş bir yelpazede dağılan yırtıcı kuşları kapsar. Türkiye’de genellikle dağlık bölgelerde yaşarlar.
Katır : (Equus mulus) erkek eşek ile dişi atın (kısrak) çiftleşmesiyle meydana gelen ve çoğu kez kısır olan melez hayvandır. Erkek at (aygır) ile dişi eşek çiftleşirse bardo veya ester denen, at görünümünde ama eşek iriliğinde bir melez ortaya çıkar. Bardo, attan çok katıra benzer ancak eşeğin bütün zayıflıklarını taşır.
Kaya balığı : oldukça geniş bir balık türü ailesi olan 200’den fazla cinsi ve 2.000’den fazla türü bulunan Gobiidae familyasından bir balıktır.[1] Çoğunluğu tipik olarak 10 cm (4 inç) büyüklüğünde olup, göreceli olarak oldukça küçüktürler. Bu türden Trimmatom nanus ve Cüce kayabalığı, dünya üzerinde bilinen en küçük omurgalı türlerindendir ve büyüdüklerinde boyları 1 cm’nin (3/8) altında olur.
Kaz : iri ve beyaz veya boz tüylü, ayakları perdeli kuş türlerine verilen ad.
Erkek ve dişisi aynı büyüklüktedir. Genellikle kuğulardan küçük, ördekten büyüktür. Beslenme şekli kuğu ve ördeklerden farklıdır. Genellikle doğu anadolu bölgesinde bulunur.
Keçi : ya da evcil keçi (Capra aegagrus hircus), boynuzlugiller (Bovidae) familyasının sığırlar (Bovinae) alt familyasından Capra cinsini oluşturan memelilere verilen ad. Elde edilen kürke post adı verilir.
Kedi : (Felis catus ya da Felis silvestris catus), küçük, genelde tüylü, evcilleştirilmiş, etobur memeli. Genelde ev hayvanı olarak beslenenlere ev kedisi, ya da diğer kedigillerden ve küçük kedilerden ayırmak gerekmiyorsa kısaca kedi denir. İnsanlar kedilerin arkadaşlığına ve haşarat ve ev zararlılarını avlayabilme yeteneğine önem vermektedir.
Kedi balığı : kemikli balıklar üst sınıfına ait, 34 familyayı ve dünyaca 2400 balık türünü kapsayan bir balık takımı. Siluriformes balıkları genelde yassı yapılı tatlı su balıklarıdırlar. Sadece birkaç türleri denizde, çoğu tatlısuda yaşar.
Kefal : Vücutları uzamış olup, yandan az basıktır. Ağız terminal olup büyüktür. Dişleri ise ya hiç yoktur ya da çok küçüktür. Bazı türlerde yağlı göz kapağı çok iyi gelişmiştir. Vücut başa kadar uzanan iri, genellikle sikloid pullarla örtülüdür.
Keklik : sülüngiller (Phasianidae) familyasından bıldırcından büyük bazı kuş türlerine verilen ad. Keklik terimi belirli bir taksonomik gruba denk gelmez. Avlanan bir hayvandır. Eti lezzetlidir. Genelde 2-3 yumurta bırakır. Çiftliklerde üretimi gittikçe yaygınlaşmaktadır.
Kelaynak : (Geronticus eremita), kayalık veya yarı çöl kurak yaşam alanlarında bulunan iri yapılı, suda veya çamurda yürüyen ince uzun kıvrık gagalı, 70–80 cm uzunluğunda, 120–135 cm kanat genişliğinde bir kuş türü.
Kelebek : böceklerin, pul kanatlılar veya kelebekler (Lepidoptera) takımının kanatlı fertlerine verilen genel ad. 150.000 kadar türü bilinmektedir.
Vücutları kiremit dizilişi şeklinde renkli gözle zor görülebilen pullarla örtülüdür. Pullar, uçları yassılaşarak genişlemiş kıllardır. Ufak sarsıntılarda koparlar. İki çift olan kanatlarının büyüklüğü türlere göre değişir.
Kene : örümceğimsiler (Arachnida) sınıfının akarlar (Acarina) alt sınıfından eklem bacaklı monotipik takımı ve onun üst familyasıdır.
Keneler zorunlu kan emici ektoparazitlerdir. Bacakların uçlarında çengeller ve vantuzlar vardır. Deriye rahatça yapışarak hortumlarıyla kan emerler.
Kerkenez : kartalgillerden, Eski dünya’nın her yerinde bulunan, böceklerle, küçük kemirgenlerle beslenen, uzun kuyruklu, yaklaşık 35 cm. uzunluğunda, erkeğinin başı ve kuyruğu külrenginde, siyah karışık açık esmer ya da kızılımsı tüylü, insana kolay alışabilen bir doğan türü.
Kertenkele : alt takımının, özellikle özkertenkelegiller (Lacertidae) familyası türlerinin genel adıdır.
Kertenkeleler alt takımının; özkertenkelegiller, gekogiller, varangiller, agamagiller, iguanagiller, boncuklukertenkelegiller, köryılansıgiller gibi familyaları vardır. Kertenkelelerin bugün dünya üzerinde 3000’den fazla türü mevcuttur.
Ketencikuşu : Dişinin tüyleri kahverengi zemin üstüne koyu kahverengi çizgili, erkeğin sırtı kızıl kahverengi, üreme mevsiminde tepesi ve göğsü parlak kızıldır. Uzun kuyrukludurlar. 13 cm uzunluğunda olan ve çalılık bölgelerde yaşayan bu kuşlar kışın diğer kuş türleriyle karışık sürüler oluşturarak yem ararken, açık arazide de görülür. Çalılıklara yaptıkları yuvalarına 4-7 yumurta bırakırlar.
kirkayak : (Diplopoda), yavaş hareket eden, uzun segmentli vücuda sahip, eklembacaklılar şubesine ait bir çok bacaklılar sınıfı. 13.000 türlük çok bacaklılar içinde 10.000 tür ile başı çekerler.Sayıları 36 dan 400 e kadar olan bacaklara sahiptir. En fazla ayağı olan kırkayak türü 750 ayaklı Illacme plenipes türüdür. Erkeklerinde yaklaşık 660, dişilerinde ise 750 ayak bulunur.
Kırlangıç : kırlangıçgiller (Hirundinidae) familyasını oluşturan kuş türlerinin ortak adı.
Kırlangıçlar, kutuplar hariç dünyanın her tarafında yaşayabilen, sinek avlayarak geçinen, küçük, ötücü kuşlardır.
Kızböceği : böcekler (Insecta) sınıfının bir takımı ve bu takımda sınıflanan türlerin ortak adıdır.
Dünyanın her yanına yayılmış yaklaşık 5.000 türü bulunan yırtıcı böcek takımıdır. Böceklerin en iyi uçan türlerini içeren bu tür (Yusufçuklar ya ve küçük kızböcekleri (İngilizce sayfa) bu türe en iyi örneklerdir.) yaşamlarının bir bölümünü suda geçirirler.
Kirpi : Yaklaşık 30 cm boyundadır. Ağırlığı cinsiyete, yaşa ve yaşadığı koşullara bağlı olarak 500-1200 gr. arasında değişir. Gövdesinin üzeri 2-2,5 cm uzunluğundaki kırçıl dikenlerle örtülüdür. Kızdırıldığı zaman vücudu yuvarlak hale gelir ve böylece bir diken topuna dönüşür.
Kivi (Apteriks) : kivigiller (Apterygidae) familyası içindeki tek cins olan Apteryx’de sınıflanan kuş türlerinin ortak adıdır. Yalnızca Yeni Zelanda’da yaşayan ve Yeni Zelanda’nın simgelerinden olan kiviler uçamayan kuşlardır ve çoğu kivi türünün de soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Kuluçkaya erkek kivi yatar. Temel besinleri yer solucanlarıdır.
Koala : (Phascolarctos cinereus), Avustralya’ya özgü otçul ve ağaçta yaşayan bir keseli memeli hayvan türüdür. Phascolarctidae familyasının yaşayan tek temsilcisidir ve en yakın akrabaları vombatlardır.Koala, Avustralya’nın doğu ve güney kıyıları boyunca Queensland, Yeni Güney Galler, Victoria ve Güney Avustralya’da bulunur.
Kobay : ya da Ginedomuzu (Cavia porcellus), tıknaz, birçok renkte ve şekilde tüyleri olan evcil kemiricidir. Özellikle Amerika ve Avrupa’da oldukça popüler bir evcil hayvandır.Orta ve Güney Amerika, evcil kobayın atası olan yabani kobayın yurdudur. Yabani kobaylar ve diğer kobay türleri tüm Güney ve Orta Amerika’ya yayılmışlardır. Yabani kobay, mara (pampa tavşanı), kapibara (su domuzu) gibi türlerden oluşan kobaygiller, kemirgenler arasında en geniş aileyi oluştururlar.
Kokarca : (Mephitidae), etçiller (Carnivora) takımından bir familya.
Bu familyanın toplam 12 türünün çoğunluğu Amerika kıtasında yaşamaktadır. Bü yüzden Amerika kokarcası adı da verilir. Kısa zaman önce Güneydoğu Asya’da yaşıyan kokan porsukların (Mydaus) bu familyaya ait oldukları ortaya çıkmış ve birleştirilmişlerdir.
Koyun : (Ovis), Caprinae alt familyası içinde bir grup oluştururlar ve keçilerle yakınlıklarından dolayı bazı sınıflandırmalarda hatta aynı familyada olarak tarif edilirler.Fakat en çok yapılan yanlış anlaşılmalardan biri koç ve erkek koyunun karıştırılmasıdır.Sanıldığının aksine koç erkek koyun değildir. Ev hayvanı olarak tanıdığımız koyunun yanında birçok yabani türleri vardır. Elde edilen kürke post adı verilir.
Köpek : (Canis lupus familiaris); köpekgiller (Canidae) familyasına mensup, görünüş ve büyüklükleri farklı 400’den fazla ırkı olan, etçil, memeli bir hayvan. Boz kurdun (C. lupus) alt türlerinden biri olan köpek, tilki ve çakallarla da akrabadır. Kedilerle birlikte dünyanın en geniş coğrafyaya yayılan ve en çok beslenen iki evcil hayvanından biridir. 2001 yılı tahminlerine göre dünyada 400 milyondan fazla köpek vardır.
Köstebek : (Talpidae), memeliler aleminde böcekçiller takımına ait, yeraltında, kazdıkları tünellerde yaşayan memeli grubunu kapsayan bir familyadır. Bazı türleri tamamen suda yaşarken bazıları yarı su yarı kara ortamında yaşar. Tamamen kürkle kaplı silindirik vücut yapıları ve küçük gözleri vardır. Ayrıca genellikle kullakları görünmeyecek şekildedir. Yer altında yaşayan omurgasız canlılarla beslenirler. Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’da yaşarlar.
Kuğu : (Cygnus), ördekgiller (Anatidae) familyasına ait çok iri ve genellikle beyaz su kuş türlerinin ortak adı.Erişkinleri siyah uçları olan turuncu gagaları ve siyah yüz çıkıntıları haricinde tümüyle beyazdır. Ergeni başlangıçta mat gri-kahverengidir, daha sonra gri gagası ve siyah yüz izi ile yamalı hale gelir. Boynunu ‘S’ biçimine sokarak ya da gagasını aşağı doğru eğip boynunu dik tutarak yüzer; kuyruğu sivri uçlu ve çoğu kez yukarı doğru kalkıktır. Başını ileriye doğru iyice uzatarak uçar ve uçarken hafif kavisli tuttuğu kanatlarından derin, müzikal ve ritmik bir ses yükselir. Erkek ve dişisi aynı görünümdedir.
Kumru : güvercingiller (Columbidae) familyasından park, bahçe ve ufak koruluklarda çiftler halinde yaşayan güvercine benzer bazı kuş türlerinin ortak adı.
Kumru teriminin teknik bir önemi yoktur. Güvercin adı genellikle daha iri, tombul, kuyrukları küt ya da yuvarlak cinslere, kumru adı ise daha küçük ve zarif, sivri kuyruklu türlere verilir. Genellikle kahverengi tüylüdür. Şeklen güvercine benzemekle beraber, ondan daha küçük ve zarif yapılıdırlar.
Kunduz : kunduzgiller (Castoridae) familyasından Castor cinsini oluşturan ağaçları kemirerek beslenen, su kıyılarında yaşayan kemiricilerin ortak adıdır. Yaşayan iki türü vardır: Eski Dünya kunduzu (C. fiber) ile Yeni Dünya kunduzu (C. canadensis).Yaptıkları yuvalar çok soğuk havalarda bile içerisini sıcak tutar.
Kurbağa : (Latince: Anura), Yunanca’daki ‘yokluk’ ön eki olan ἀ(ν)- an- ile yine Yunanca’da ‘kuyruk’ anlamına gelen οὐρά ourá sözcüklerinden sahte türetilmiş bir terimdir ve ‘kuyruksuz’ demektir.Erişkinlerinin uzun arka bacaklar, tıknaz gövde, araları zarlı parmaklar, çıkık gözler ve kuyruksuzluk gibi özellikleri bulunan kurbağaların büyük çoğunluğu yarı sucul bir yaşam sürer ama tırmanarak ya da zıplayarak karada da rahatça hareket edebilirler.
Kurt : Canis lupus), köpekgiller (Canidae) familyasının en yaygın ve en iri türü. Köpek, boz kurdun bir alt türüdür.Gri kurt[1][3] ya da orman kurdu olarak da bilinen boz kurt, dünyadaki en yaygın ve en çok bilinen kurt türüdür ve bu nedenle sıklıkla kurt sözcüğü ile eş anlamlı olarak kullanılır. Güneydoğu ABD’de bir zamanlar yaygın olarak bulunan kızıl kurt (C. rufus) boz kurttan daha küçüktür. Yakın zamana kadar çakal olduğu düşünülen[1] Habeş kurdu (C. simensis) ise Etiyopya’nın dağlık bölgelerinde yaşar. Bu sayfa genel olarak boz kurt hakkındadır.
Kutup ayısı : (Ursus maritimus) aynı zamanda beyaz ayı, ya da deniz ayısı, ayıgiller (Ursidae) familyasından soğuk kuzey kutup bölgesinin karlı sahillerinde ve buzullar üzerinde yaşayan ayı türüdür. Yaşamakta olan en büyük kara etoburudur (boz ayı daha büyüktür ama bir karnivor değil omnivor sayılmaktadır) ve bulunduğu ortamdaki süper yırtıcıdır.
Kuzgun :karakarga veya kelağ (Farsça: کلاغ) (Corvus corax), kargagiller (Corvidae) familyasından Corvus cinsi, zekası, büyüklüğü ve simsiyah olması ile dikkat çeken bir kuş türü.
Kuzu : (Ovis), Caprinae alt familyası içinde bir grup oluştururlar ve keçilerle yakınlıklarından dolayı bazı sınıflandırmalarda hatta aynı familyada olarak tarif edilirler. Fakat en çok yapılan yanlış anlaşılmalardan biri koç ve erkek koyunun karıştırılmasıdır.Sanıldığının aksine koç erkek koyun değildir. Ev hayvanı olarak tanıdığımız koyunun yanında birçok yabani türleri vardır. Elde edilen kürke post adı verilir.
Kadife balığı : Kadife balığı (Tinca tinca), Yeşil sazan olarak da bilinir, sazangiller (Cyprinidae) familyasından fazla hareket etmeyen yavaş akan suların dıp kısımlarında yaşayan bir balık türü.
Bütün Avrupa’da ve Asya’nın orta derece iklimli kesimlerinde bulunur. Türkiye’nin kuzeyinde, yani batı ve doğu karadeniz bölgelerinin tatlı sularında,iç anadoludaki baraj ve göllerde,özellikle eskişehir çatıören barajında bol miktarda bulunmaktadır.
Kadife balığının doğal rengi yeşil-zeytin rengidir, ama insanlarca yetiştirilmiş olan altın renkli türü “altın kadife balığı” sadece suni göllerde bulunur. Dış özelliklerinden en çok dikkati çeken kalın kuyruğudur. Kalın derisi bir sürü çok küçük pullar ve salya ile kaplıdır. Görünüşünden ve ele çok yumuşak geldiğinden dolayı türkçede “Kadife” diye adlandırılmıştır. Ağzını aynı diğer sazangiller gibi dışarıya doğru uzatabilir ve dudaklarından iki kısa bıyık sarkar.
Kadife balıkları ortalama 20 ila 30 santim büyüklüğünde olurlar. En büyük rastlanmış ve kanıtlanmış ölcüleri 70 santim uzunluk ve 10 kilo ağırlıktır.
Kadife balıkları uzun bir süre için oksijen kıtlığı içinde yaşayabilirler.(ic organlari temizlendikten sonra bile canlilik emareleri gosterebilir). Zaten sadece bu kabiliyetlerinden dolayı onları çok küçük göllerde bile bulmak mümkündür.
Çiftleşip yumurtlama zamanları nisan ile haziran arasıdır. O zaman 300.000 yapışkan yumurtalarını su bitkileri üzerine bırakırlar.
Suyun içindeki mikroskopik hayvanlardan beslenirler (Plankton), ama bazen sülük ya da yosun’da yerler.
Kadife balığı kusulan ve hatta akrabası olan sazandan da lezzetlidir.
Pek fazla bilinmemesine rağmen kadife balığının en önemli özelliğinden birisi de derisindeki sümüksü sıvıdan ileri gelmektedir. Bu sümüksü sıvının sağlatıcı ve şifa verici olduğu bilinmektedir. Bu nedenle balığın diğer bir adı da “doktor balığı”dır. Sulardaki diğer yaralı ve hasta balıkların, kadife balığının dış yüzeyindeki sıvıya sürtünerek kendilerini iyileştirdikleri bilinmektedir. Ayrıca bu sıvının insanlarda sarılık, yüksek ateş, baş ve diş ağrısına iyi geldiği de bilindiğinden ötürü, balığın, kimi zaman “mucize tabip” diye adlandırıldığına da tanık olunmaktadır. Bu nedenle Marmara Bölgesi, Sakarya, Mollaköy Göletleri civarındaki yerel balık avcıları, balığın derisini yüzmenin yanlış olduğunu düşünerek incir yaprağının tırtıklı yüzeyi veya bir fırça yardımıyla temizleyerek derisiyle birlikte tüketmektedirler.
Kahverengi sırtlan : Kahverengi sırtlanın ana yaşam bölgesi Kalahari ve Namib çöllerinin bulunduğu Güney Afrika’dır. Uzunluğu en fazla 100-136 cm, boyu ise maksimum 64-88 cm’dir. Ağırlığı 37-55 kg arasında değişebilir. Benekli sırtlan kadar büyük değildir. Besinini leşlerden ve diğer küçük hayvanları avlayarak çıkarır. Çünkü çöllerde kıt bir ekosistem hakimdir ve kahverengi sırtlan buna uyabilmek için besin yelpazesine meyve ve diğer bitkileri, ölü fokları yemeye ve bazen de fok yavrularını avlamaya başlamıştır.
Kaliforniya kondoru : Kaliforniya kondoru (Gymnogyps californianus), Yeni Dünya akbabaları (Cathartidae) familyasından yırtıcı bir kuş türü.
Nüfusu bir zamanlar tüm Kuzey Amerika’ya dağılmışken bugün sadece 60 kuş Kaliforniya’nın küçük bir koruma alanında yaşamlarını sürdürmektedir. Kondor, görkemli uçuşu yüzünden avcıların hedefi olmuş, geçtiğimiz yüzyıllarda acımasızca avlanmıştır.
Kaliforniya kondorunun kanat aralığı 3 metreyi, yerden yüksekliği 125 cantimetreyi bulabilir. En yüksek ağırlığı 14 kg dır. Siyah tüyleri ve alt kısmı beyaz olan kanatları vardır. Sivri uçlu tüyleri olan boyun halkasına sahiptir.
Türün kuluçka zamanı yılın ilk 5 ayında gerçekleşir. Yuvaları genelde sahile yakın bölgelerde, yüksek konumdaki kayaların üzerine kurulur. Dişi kondor sıklıkla tek bir beyaz yumurta bırakır. Daha sonra yuvaya dişi ve erkek ortaklaşa bakarlar. Yaklaşık 40-50 gün içinde civciv kabuğunu kırar. Yavru yaklaşık altı ay yuvada kalır ve bu sürenin sonunda ebeveynlerinin kontrolünde ilk uçuş denemelrine başlar. 12. aydan sonra artık bağımsız olur ve 3 yaşından sonra erişkin bir kondor olarak kabul edilir. Yavruların bakımı zor olduğundan kondorlar 2 yılda bir ürerler.
Kondor günün ilk saatlerinde yiyecek arar. İstisnasız leş ile beslenir. Doyduktan sonra neredeyse yarım günden uzun süren istirahatına çekilir.
Birçok üretme programı ile bu kuşun varlığı güvence altına alınmıştır.
Kangal balığı : Kangal balığı (Garra rufa), sazangiller (Cyprinidae) familyasından bir balık türüdür.
Sivas’ın Kangal ilçesinin kalkım köyü yakınlarında termallerde ve derelerinde yetişen sardalya ya benzeyen balık. Sırtı gümüşi karnı gri renktedir. Yaklaşık 3 ile 10 cm arası büyüklüğünde olup, bölgenin protein besi kıtlığı sebebi ile kolayca insanların derilerine yaklaşmaktadır.
En önemli özelliği protein besi yetersizliği sebebi ile insanlara yaklaşması ve cilt ve ten üzerindeki ölü deri parçalarını ve çeşit genetik cilt hastalığı Atopik dermatit’i kemirmeleridir. Bir çeşit tuz salyasından kemirme sırasında deri altına karışmakta ve bu Psoriasis cilt hastalığını iyileştirdiğine inanılmaktadır.
Hasta deri bölgelerini özellikle kemirirler. Bunlara ayrıca doktor balığı denilir. Balıkların şifa özelliğini Kangal halkı tespit etmiş ve ilkel şartlarla kurulmuş çadırların yanındaki su birikintilerinde balıkları ürkütmeden ciltlerinin kemirmelerini beklemişler. Bugün modern ve tıbbi şartlar altındaki yüzme havuzlarında balıkların tedavileri kıpırdanmadan ve özenle beklenmekte.
Avrupalı biyolog Heckel 1843 senesinde bu balık türünü tespit etmiş ve litaratürlere latince Garra rufa olarak geçmiştir.
Balığın uzun vaadede tıbbi araştırmaları yapılmakta. Balığın bu özelliği ile bölgenin sıcak ve güneşli yapısının tedavilerde önemli rol oynadığı sanılmakta. Tıbben her cilt hastalığına iyi geldiği ispat edilememiştir.
Avrupa’da da bu özelliği duyulmuş ve ülke dışına kaçak yollardan kaçırılıp, çeşitli ülkelerde üretilmektedir.
Kar kazı : Kar kazı (Anser caerulescens), ördekgiller familyasında Kuzey Kutup Bölgesi ve yakınlarında üreyen bir kaz türü.
Erişkinlerin genellikle bacakları ve gagası pembe, tüyleri yalnız kanat uçlarında siyah, öbür bölümlerinde beyazdır. Ama Anser caerulescens caerulescens alt türünde başı ve boynunun üst bölümleri beyaz, öbür bölümleri boz ve siyahımsı tüylerle kaplı olan bireylere rastlanır.
Kar kazları kışın Japonya ve ABD’nin doğu kıyılarına göç eder.
Kar leoparı : Kar leoparı (Panthera uncia, eskiden Uncia uncia), kar parsı olarak da bilinir, kedigiller (Felidae) familyasının Panthera cinsinin bir üyesi olan büyük kedi türü.
Ortalama bir kar parsı 27–54 kg. ağırlığında, 1,2-1,5 m. uzunluğunda olur. Kuyruğu ise 91 cm. uzunluğundadır. Postları kalın, açık gri renkte olup daha koyu renkte beneklerle kaplıdır. Bu postu ona kayalık dağlarda iyi bir kamuflaj sağlar. Kar parsının çok geniş olan patileri kara batmasını engeller. Ayrıca patileri tüylü olduğundan kara batmasını engeller.
Kar parsının iki alttürü vardır;
P. u. uncia
P. u. uncoides
Başlıca avları yayılım alanlarına göre değişir. Himalayalar’da genellikle mavi koyun (Pseudois nayaur) ile beslenirken, Karakurum, Tanrı ve Altay Dağları’nda genelde dağ keçisi (Capra siberica) ya da argali (Ovis ammon) ile beslenirler. Ancak marmot ve tavşan gibi küçük hayvanlarla ya da kar tavuğu gibi kuşlarla da beslendikleri görülmüştür.
Yavrusunu büyüten dişi kar parsları dışında bu hayvanlar genelde yalnız dolaşır. Çiftleşme kışın sonlarında 1 veya 5 (genelde 2-3) kere gerçekleşir ve yavrular 90-100 gün sonra doğar. Yavrular bağımsız bir birey olduklarında -normalde 18-22 ay sonra- annelerinden ayrılır.
Kar parsları genelde alaca karanlıkta hareketlidirler. Bir bölgede birkaç gün yaşayabilirler ve birdenbire kilometrelerce uzağa gidebilirler.
Kar parsları Afganistan, Butan, Çin, Hindistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moğolistan, Nepal, Pakistan, Rusya, Tacikistan ve Özbekistan boyunca Orta Asya’nın dağlık bölgelerinde yaşar.
Kar parsının yayılım alanı 2 milyon kilometre kare(Grönland ya da Meksika’nın yüz ölçümü kadar) alan kaplar. Yayılım alanlarının %60’ı Çin’dedir. Yine de bu hayvanlar eskiden yaşadıkları alanın önemli bir kısmını, örneğin Moğolistan’daki kısımlarını yitirmiştir.
Kar Parsı Vakfı’na göre doğada 3.500 ile 7.000 arasında kar parsı kalmıştır. Bu sayı IUCN’e göre 4,080-6,590[5], National Geographic’e göre yaklaşık 6.000’dir. Bu farklılığın nedeni bu hayvanların insanlar için ulaşılması zor olan dağlık alanlarda yaşaması ve nadir görülmesidir.
Hayvanat bahçelerinde bu hayvanlardan 600 kadar vardır.
Kara akbaba : Kara akbaba (Aegypius monachus), atmacagiller (Accipitridae) familyasından orta büyüklükte bir akbaba türü. Eski Dünya akbabalarındandır ve Yeni Dünya akbabaları ile akraba değildir.
Kartallar, çaylaklar ve doğanlar gibi gündüzcül bir kuştur.
Kara akbaba, oldukça iri bir türdür, bulunduğu familya içindeki en büyük kuştur. 98-100 cm boyunda, 250-295 cm kanat açıklığındadır. Ağırlığı 7 ila 12.5 kg. arasındadır, bu ağırlıkla dünyada uçabilen en ağır kuşlardan biri olma özelliğindedir.
Yüksek dağlarda, geniş ormanlarda yuvalarını yapar, genellikle uçurum kıyılarını tercih eder.
Tüylerinin hepsi koyu renklidir. Kanatlarında olan beyaz şeritlerle kızıl akbabadan ayrılır. Eski dünya akbabası olma özelliğini taşır; başı kel, kanatları iri ve kuyruğu küçüktür. Ayaklar ve bacaklar gridir.
Tür, güney Avrupa ve Asya’da, İspanya’dan Kore’ye kadar olan bölgelerde bulunur. Avrupa kuşağında nesli tehlike altındadır. Bu bölgelerin yerleşik kuşlarıdır, bu bölgeler dışındakiler kışları kısmen olarak göç ederler. Türkiye’de Soğuksu Milli Parkı (Kızılcahamam)ve Eskişehir Türkmenbaba Dağı’nda bulunur. Türkiye’deki en büyük popülasyonu Çorum’dadır. Türkiye’de sayılarının 50 civarında kaldığı söylenmektedir.
Kakadu : Kakadu, kakadugiller (Cacatuidae) familyasını oluşturan doğal olarak Malakka Yarımadasın’dan Solomon adalarına kadar uzanan bölgede ve Avustralya’da bulunan türlere verilen ad.
On yedi türden oluşan bu papağanların çoğu vücutlarına serptirilmiş kırmızı ya da sarı renkleri dışında beyaz, bazıları siyah renklidir.
Kıvrık ve sağlam gagaları kabuklu yemişleri kırmaya, kökleri bulup çıkarmaya ya da ağaç kabuklarının altındaki böcek larvalarını avlamaya yarar. Solucana benzeyen dilleri beslenmelerine yardımcı olur.
Kakadular ağaç tepelerinde yaşar ve ağaç kovuklarında barınır. Gürültülü geniş sürüler halinde tarla ürünlerini yağmalayarak zarar verdikleri de olur.
Kakadular çok çeşitli sesler çıkarabilir. Islık çalarlar ve telefon çalması ,insan sesi gibi sesleri taklit edebilirler. İyi konuşabilme yeteneğine sahip olanlarına ender olarak rastlanır. Bazıları 50 yıldan fazla yaşar.
Karakulak : Karakulak (Caracal caracal), kedigiller (Felidae) familyasından vahşi bir hayvan türü. Dış görünümü ile vaşağa çok benzeyip Step vaşağı, Mısır vaşağı gibi adlarla da anılmış olsa da daha sonraları moleküler DNA çalışmaları ile, tamamen farklı bir tür olup Afrika altın kedisi ve Serval ile yakın akraba olduğu gösterilmiştir. Türkiye’de bulunan yabani kedilerden biridir. Türkçe isminden uyarlanma olan Latince ismi Caracal caracal, TÜBİTAK tarafından geliştirilen bilgisayar işletim sistemi Pardus 2007.2 sürümüne de adını vermiştir.
Latince ismi Türkçeden gelmektedir. Orta Asya’daki Türkler tarafından kulak çevresindeki siyahlıktan ötürü bu şekilde adlandırılmıştır. Yapılan araştırmalarda dünyaya Orta Asya ‘dan Türkler ile yayıldığı kanıtlanmıştır.
Ortalama ağırlığı 7-9 kg, rekor ağırlığı 17,7 kg’dir. Gövdenin tam boyu 75-90 cm’dir. Bunun dışında 30-35 cm uzunluğunda bir kuyruğa sahiptir. Karakulak’ın kuyruğunun üst kısmında etrafında beyaz tüylerden oluşmuş püskül bulunan siyah bir çizgi vardır. Rengi genelde kahverengi tondadır ve üzerinde gri ya da beyaz benekler bulunur. Karakulağın kulaklarının ucunda sivri tüy kümecikleri vardır. Kulaklarının üst kısmının kenarları siyah tüylüdür.
Yetişkin karakulaklar çift halinde ya da tek başlarına yaşayabilirler. Erkek karakulaklar 19 ile 220 kilometrekare arası çok geniş alanlar üzerinde dolaşmaktadırlar. Dişi karakulak ise kendi bölgesi olup olmamasına bağlı olarak, 5 kilometrekare ile 57 kilometrekare arasında değişen, erkek karakulaklara göre çok daha küçük alanlarda yaşamaktadırlar. Dişiler aktif olarak diğer dişilere karşı kendi topraklarını savunurlar.
Daha çok geceleri avlandığı için avlandığı pek sık görünmez. En çok tavşan, tarla faresi ve sincap gibi kemirgenleri avlar. Ender olarak da meyve yediği görülür. Hatta ceylan, antilop ve yavru deve kuşlarını avladığı görülebilir. Avladığı hayvanların iç organlarını yemezler.
Kendilerini gizlemekte ustadırlar, bir karakulak zemine karşı dümdüz olabilir ve hareketsiz kalabilir, tüylerinin rengi onlara çok iyi bir kamuflaj sağlayabilir.
Karakulaklar avlarına 5 metreye kadar yaklaşır ve sıçrayarak avlarını yakalamak için hamle yaparlar. Karakulaklarda diğer kediler gibi avlarını dişleriyle boğarak öldürürler. Büyük hayvanları pençeleri ile yan yatırırarak boğazından ısırırlarken, daha küçük avlarını ise enselerinden ısırarak öldürüler. Karakulaklar tek bir öğünde avlarının tüm etlerini tüketemezler. Özelliklede büyük avlarda daha sonra bitirmek için geri dönerler. Hatta bazılarının ağaçlarda avlarını gizlediği bile gözlemlenmiştir.
Karakulaklar kolayca evcilleştirilebilir. Zaman zaman bir evcil hayvan izlenimi verir. İnsanlarla birlikte yaşamaya kolayca adapte olurlar. Afrika’daki çiftçiler bu hayvanı hoş karşılamazlar çünkü çoğu zaman telleri aşarak çiftçilerin tavuk ve diğer kümes hayvanlarını yerler.
Doğada düşük yoğunlukta bulunmaları ve iyi gizlenmeleri sebebi ile vahşi yaşamda görülmeleri çok zordur. Türkiye’de ilk kez Ağustos 2002’de Batur Avgan tarafından fotoğraflanan karakulak, Temmuz 2009 ve Ocak-Nisan 2010 dönemlerinde Antalya Güllük Dağı Milli Parkı’nda karakulakların ekolojisi üzerine Batur Avgan’ın yürüttüğü arazi çalışmaları sırasında yeniden görüntülenmiştir.Tür üzerine detaylı koruma ve araştırma projelerinden olan ve 2007 yılından bu yana, Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma bölgesinde Biyolog Yasin İlemin tarafından yürütülen çalışmalar çerçevesinde ise özellikle karakulakların aktivite özellikleri üzerine sonuçlar elde edilmiştir.
Günümüzde Anadolu’nun belirli bölgelerinde Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü tarafından fotokapanlarla takip edilmektedir. Sayısı çok az olmakla birlikte, avlanılması kesinlikle yasaktır. Zira Eylül 2011’de Çevre ve Orman Bakanlığı ile Merkez Av Komisyonu tarafından çıkarılan kanuna göre, Anadolu karakulağının Türkiye sınırları dahilinde herhangi bir şekilde avlanması, 6.000 TL para cezasından başlayan yaptırımların yolunu açmaktadır.
Kaya kekliği : Kaya kekliği (Alectoris graeca), sülüngiller (Phasianidae) familyasından bir kuş türü.
Kuru, açık ve çoğunlukla tepelik ülkede yerleşik bir üreyendir. 5-21 yumurta koyduğu eksik olarak çizilen bir yer kazımasında yuva yapar. Kaya kekliği, tohumlar ve bazı böceklerden oluşan geniş bir yiyecekleri vardır. Kaya kekliği, hafif kahverengi bir arka, gri göğüs ve kahverengimsi sarı karınla tombul bir kuştur. Yüz siyah bir gerdanlıkla beyazdır. Böğürleri pas rengi çizgili ve bacakları kırmızıdır. Kınalı kekliğe çok benzerdir ama arkası daha gridir ve beyazı vardır, ön boynu sarımsı değildir.
Genellikle üç yaşayan alt türü tanınır (McGowan-1994), az da olsa olarak renklilikleri ile ve daha çok moleküler çalışmalarla (Randi-2006) göre ayrılırlar:
A. g. graeca (Meisner, 1804)
A. g. saxatilis (Bechstein, 1805)
A. g. whitakeri (Schiebel, 1934)
Kel balık : Kel balık (Amia calva), Amiiformes takımının günümüze kadar nesilini korumayı başaran tek türüdür ve Amiidae familyasının Amia cinsine aittir.
Kel balıklar Kuzey Amerika’da bulunurlar, uzun bir sırt yüzgeçleri ve bir sürü küçük pulları vardır.
En büyükleri 1 metre uzunluğa ve 7 kilo ağırlığa varabilir. Geceleri aktif olan yırtıcı balıklardır. Küçük balıklar, kurbağalar ve yengeçler ile beslenirler.
Üreme zamanları mayıs ile haziran aylarındadır ve bu zamanda erkekleri su bitkileri parçaları ile yuva yaparlar. Bu yuva inşaatı ve yumurtlama daima geceleyin gerçekleşir. Erkek balık, önce yumurtaları ve sonra da 8 ila 10 gün içinde yumurtadan çıkan yavruları korur.
Keseliler : Keseliler (Latince: Metatheria ya da Latince: Marsupialia) Memeliler sınıfının bir alt sınıfıdır. Eteneliler ile aralarındaki en önemli fark, yavruların henüz iyi gelişmemiş (neredeyse Embriyo) şekilde çok erken doğup annenin kesesinde gelişmeye devam etmesidir. Bugün Avustralya ve Amerika’da yaklaşık 320 keseli türü yaşamaktadır. Bunlar bütün memelilerin ancak % 6’sını oluşturur.
Keselilerde yavruyu süt ile emzirmek, kıllardan oluşan bir post, üç kemikçikten oluşan duyma mekanizması ve ses telleri gibi memeliler için tipik olan özellikler mevcuttur. Ancak doğurma şekli, keseleri ve bazı diğer özellikleri Etenelilerden farklı olduklarını gösterir.
Kafatasları ve beyinleri vücutlarına orantılı olarak dar ve küçüktür. Beyin yapısı diğer memelilerden olduğundan daha basittir. Çoğu ortak özellikleri kafataslarında ve dişlerinde bulunur. Vücut yapıları ise türden türe çok farklı olabilir. Keselilerin daima 2 adet cinsel organı vardır.. Dişilerin iki adet rahmi ve iki adet döl yolu vardır. Erkeklerde de penis ve testis torbası ikişer adet vardır.
Kese (Marsupium) çoğu türde mevcut olsa da her keseli türünde yoktur. Bazı keselilerin sabit bir kesesi varken, bazılarında sadece gebelik zamanında gelişir. Keseli sıçangiller gibi bazılarının ise kesesi yoktur, ve yavrularını karınlarında bulunan bir deri buruşukluğuna veya postun arasına saklarlar. Kesenin yapısında da farklar vardır: Zıplayarak ilerleyen Kangurugiller’de kesenin girişi öndedir. Dört ayak üzerinde yürüyen veya ağaçlara tırmanan türlerde ise kesenin girişi arkadadır.
Vücut ölçüleri ve şekilleri de çok farklıdır. En büyük yaşayan keseli Kızıl dev kanguru 1,8 m boya ve 90 kg ağırlığa ulaşır. En küçük temsilcileri Yassı kafalı keseli fare 5 cm uzunluğa ve 5 gram ağırlığa ulaşır. Ancak soyu tükenmiş olan çok daha büyük keseli türleri de tanılmaktadır (örneğin Diprotodon).
Birçok keseli türleri eteneli türlere benzemekte ve konvergen evrimin mükemmel örneklerini sunmaktadır. Örneğin soyu tükenmiş Tazmanya kurdu bildiğimiz eteneli kurda çok benzemektedir. Keseli köstebek, bildiğimiz eteneli köstebeğe benzer bir vücut yapısı ve yaşam şekli geliştirerek aynı habitatı ele geçirmiştir. Keseli sıçangiller ve Fare keseli sıçanıgiller’de yine eteneli kemirgenlere benzer vücut yapısı ile sıçan ve fare gibi habitatlara yerleşmiştir. Bir keseli familyası olan Uçar kuskusgiller’in geliştirdiği uçma membranı ve süzülme yöntemleri, eteneli bir familya olan Uçar makigiller veya Uçar sincapcıklar’da olanın aynısıdır, ama bu familyalar bunları birbirlerinden bağımsız şekilde geliştirmiştir. Kangurugillerin beslenmesi ve sindirim sistemi eteneli Çift toynaklılara benzemektedir. Birden fazla mideye sahiptirler ve hatta bazen geviş getirirler.
Keseliler Avustralya civarında ve Amerika’da yaşar. Amerika’da yaşayanların çoğu Güney Amerika’da yaşar. Birkaç tür Orta Amerika’da ve sadece Opossum türü Kuzey Amerika’da yaşar.
Avustralya civarındaki keselilerin çoğu Avustralya ve Yeni gine’de yaşar. Endonezya’nın doğusunda ve Solomon Adaları’nda da keseli türleri vardır. Pasifik Okyanusu’nun diğer adalarında ve Yeni Zelanda’da keseli türler yoktur.
Keseliler farklı yaşam alanlarına uyum sağlamıştır: Ormanlı, kurak ve çalılık, dağlı ve hatta çöl bölgelerinde rastlanabilirler. Etenelilerden farklı olarak neredeyse hiç sucul yaşamaya uyum sağlamış keseli yoktur. Sadece Sucul keseli ve kısmen Kalın kuyruklu keseli sıçan sucul bir yaşam şekli sürdürmektedir. Birçok keseli türleri ağaçlarda yaşamaya uyum sağlamış ve tırmanmaya yönelik vücut yapıları ve kabiliyet geliştirmiştir.
Keselilerin yaşam şekilleride aynı yaşam alanları kadar birbirlerinden farklıdır. Bazıları gece diğerleri gündüz aktifdir. Etenelilerde olduğu gibi iyi gelişmiş sosyal yapılar keselilerde yoktur. Bazı türler yalnız, diğerleri belli bir sosyal düzeni olmayan kısa ömürlü sürüler içinde yaşar.
Keselilerin beslenmeside familyadan familyaya çok farklıdır. Kangurugiller, Vombatlar ve Koala otçuldur. Çoğu keseliler her şey yiyicidir (omnivor) ve sırf etçil beslenen keseliler Yırtıcı keseliler ve Fare keseli sıçanıgiller familyalarında bulunur.
Keselilerin cinsel organlarındaki yukarıda sayılan farklarının dışında üreme biçimlerinde de eteneliler arasında birçok fark bulunmaktadır. Keselilerin çoğunda gerçek bir plasenta (etene) yoktur. Sadece Koala’da ve birkaç diğer türde gerçek bir plasenta vardır. Keselilerde gebelik 11 – 43 gün kadar kısadır.
Yavrular az gelişmiş, henüz embriyo seviyesinde dünyaya gelir. Bazılarında 1 gram (bir türde hatta 1 mg) ağırlığında olan yavrunun henüz organları bile yeterince gelişmiş değildir. Sadece kolları ve bacakları, kendi kendine annenin kesesine tırmanıp memeyi bulmaya yetecek kadar gelişmiş olur.
Yukarıda da sözü edildiği gibi her keselinin içinde memelerin bulunduğu gerçek bir kesesi yoktur. Bazı türlerde yavrular sadece memeye asılı şekilde postun arasında veya deri kırışıklıkları arasında saklı durur. Keseli yavruları yaşamlarının ilk haftalarında veya aylarında annenin memesini ağzından bırakmaz ve anne ile bir bütün olur. Keselilerde emzirme süresi etenelilerde olduğundan daha uzundur.
Dünyanın diğer kıtalarında da diğer memelilerde olduğu gibi, Avustralya’da da keseliler et ve postları yüzünden Avustralya yerlileri Aborijinler tarafından avlanmıştır. Aborijinlerin hangi türleri aşırı avlamak dolayı tükettikleri kesin söylenememektedir. Eski çağlarda ortadan kaybolan keseli türleri doğal facialardan dolayıda tükenmiş olabilir.
Ancak 19’ncu yüzyılda Avrupalıların Avustralya’ya gelmesi ile birçok keseli türü yaşam alanlarının tarlaya veya otluğa cevrilmesi, aşırı avcılık ve Avrupa’dan getirilen yabancı hayvan türleri yüzünden tükenmeye başlamıştır. Özellikle Avrupa’dan getirilen kızıl tilki ve ev kedisi Avustralya’da her yere yayılmış ve birçok keseli türlerini ortadan kaldırmıştır ve hala günümüze kadar birçok türleri tehdit etmektedir.
Kızılgerdan : Kızılgerdan ya da Nar bülbülü (Erithacus rubecula), eskiden karatavukgiller (Turdidae) familyasında şimdi ise Sinekkapangiller familyasında sınıflandırılan bir kuş türü.
Uzunluğu 14 cm, sırtı sütlü kahverengi, yüzünün alt bölümü ve göğsü turuncuya çalan parlak kızıl, karnı beyaz olan bu tür ormanlarda, ağaçlıklarda ve bahçelerde yaşar.
Böcekler, kurtlar ve diğer omurgasızlarla beslenir. Kuru yaprak ve otlardan bir ağaç kovuğuna ya da çalıların arasına yapılan yuvaya dişi beş-altı yumurta bırakır.
Avrupa’nın kuzeyinde üreyen kızılgerdan kışı Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da geçirirler. Kızılgerdan başta Karadeniz, Marmara ve Ege bölgeleri olmak üzere Türkiye’nin orta ve kuzey kesimlerinde uygun yaşama ortamı olan yerlerde ürer. Kışın Türkiye’nin güneyinde de görülür. Ilık ya da serin iklimlerde yaşarlar.
Hareketli bir kuş türüdür,sürekli dik duran kuyruğu ile daha hareketli ve aktif bir kuş görünümündedir.Erkek Kızılgerdanlar bölgelerine giren diğer kızılgerdanlara karşı sert bir tavır gösterir.Kızılgerdanlar için iyi bir bölgeye hakim olmak hayatta kalmak için en büyük avantajdır,bölgesini savunamayan kızılgerdan ise açlıktan ölmeye mahkûmdur.Fakat bazen bir kızılgerdanın bölgesini savunması hırslı bir kavgaya dönüşüp ölümle sonuçlanabilir.Ölümlerin %10 bu sebepten olayıdır.
Kızılgerdanların göğüslerindeki kızıllığın yegane amacı bölge savunmasıdır ve kur yaparaken kullanılmaz.Kızılgerdanların ebeveyinlik duyguları güçlüdür,hatta bir diğer kuşun yavrularını besledikleri bile görülmüştür.
Rakiplerine karşı agresifliklerini ötüşleri ile belli ederler.Rakipleri buna karşılık vermez ve bölgeyi terketmezlerse kuyruklarını kaldırıp,kanatlarını açıp tüylerini kabartarak alın ve göğüs arasında kalan bölgedeki kızl tüylerini göstererek rakiplerini tahrik ederler. Rakibi yine vazgeçmez ve alanı terketmez ise,rakibine kenetlenip ,onu yere bastırmaya ve gözünü çıkarmaya çalışır. Böyle dövüşler genellikle 30 dakika ve hatta daha uzun sürebilir ve hatta ölümle bile sonuçlanabilir. Kızılgerdanlar, yırtıcı kuşların yediği Serçe ve Sığırcık gibi kuşlardan biridir. Özellikle kıtlığın başgösterdiği zamanlarda Kartal, Karga, Baykuş ve Martı gibi kuşlara bazen yem olurlar.
K İle Başlayan Hayvan İsimleri
Kadife balığı – Tinca tinca. (Balık türü)
Kahverengi bıldırcın – Coturnix ypsilophora. (Kuş türü)
Kahverengi sırtlan – Hyaena brunnea. (Memeli türü)
Kaliforniya kondoru – Gymnogyps californianus. (Kuş türü)
Kanarya – Serinus canaria. (Kuş türü)
Kanatlı tuygun – Circus buffoni. (Kuş türü)
Kangal balığı – Garra rufa. (Balık türü)
Kanguru (Memeli türü)
Kaplan – Panthera tigris. (Memeli türü)
Kaplumbağa – (Sürüngen türü)
Kar kazı – Anser caerulescens. (Kuş türü)
Kar leoparı – Uncia uncia. (Memeli türü)
Kara akbaba – Coragyps atratus. (Kuş türü)
Kara kakadu – Calyptorhyncus lathami. (Kuş türü)
Karakulak – Caracal caracal. (Memeli türü)
Karınca – Formicidae. (Böcek türü)
Katır – Mulus. (Memeli türü)
Kaya kekliği – Alectoris graeca. (Kuş türü)
Kaz – Anserinae. (Kuş türü)
Keçi – Capra aegagrus hircus. (Memeli türü)
Kedi – Felis silvestris catus. (Memeli türü) (Kedigiller)
Kedi balığı – Scyliorhinidae. (Balık familyası)
Kedigiller – Felidae. (Memeli familyası) (Kedigiller)
Kel balık – Amia calva. (Balık türü)
Keseliler – Marsupialia. (Memeli takımı)
Kınalı keklik – Alectoris chukar. (Kuş türü)
Kısa gagalı kara kakadu – Calyptorhyncus latirostris. (Kuş türü)
Kırlangıç – Hirundinidae. (Kuş türü)
Kırmızı kuyruklu kara kakadu – Calyptorhynchus banksii. (Kuş türü)
Kızmızı ayaklı keklik – Alectoris rufa. (Kuş türü)
Kızılgerdan – Erithacus rubecula. (Kuş türü)
Kızılgöz – Rutilus rutilus. (Balık türü)
Kızılkanat – Scardinius erythrophthalmus. (Balık türü)
Kızıl kırlangıç – Cecropis daurica. (Kuş türü)
Kızılsungur – Circus aeruginosus. (Kuş türü)
Koala – Phascolarctos cinereus. (Memeli türü)
Koca ağız balığı – Aspius aspius. (Balık türü)
Kodkod – Oncifelis guigna. (Memeli türü)
Kokarca – (Memeli türü)
Kolyeli keklik – Alectoris magna. (Kuş türü)
Koyun – Ovis aries. (Memeli türü)
Köpek – Canis lupus familiaris. (Memeli türü)
Kral akbaba – Sarcoramphus papa. (Kuş türü)
Ktenoforlar – Ctenophora. (Omurgasızlar şubesi)
Kudu – Tragelaphus. (Memeli türü)
Kuğu – Cygnus. (Kuş türü)
Kuğu kazı – Anser cygnoides. (Kuş türü)
Kukal – Centropus. (Kuş cinsi)
Kukumav – Athene noctua. (Kuş türü)
Kukri yılanı – Oligodon. (Yılan cinsi)
Kulağakaçan – Dermaptera. (Böcek takımı)
Kulaklı fok – Otariidae. (Fok familyası)
Kulaklı folya – Mobulidae. (Balık familyası)
Kulan – Equus hemionus. (Memeli türü)
Kum balığı (Balık türü)
Kum böceği – Cicindelidae.(Böcek familyası)
Kum kedisi – Felis margarita.(Kedi familyası)
Kum kuşu (Kuş türü)
Kum piresi – Talitridae. (Böcek familyası)
Kum yengeci – Ocypode. (Yengeç cinsi)
Kumru – Streptopelia decaocto. (Kuş türü)
Kunduz – Castor. (Kemirici cinsi)
Kupes – Boops boops. (Balık türü)
Kupro – Bos sauveli. (Sığır türü)
Kuravong – Strepera. (Kuş cinsi)
Kurbağa balığı – Uranoscopidae. (‘Balık familyası)
Kurbağa – Anura. (Amfibyum takımı)
Kurdele balığı – Cepolidae. (Balık familyası)
Kurt – Canis lupus.
Kurt örümceği – Lycosidae. (Örümcek familyası)
Kurt ringa – Chirocentrus dorab. (Balık türü)
Kurt yılanı (Sürüngen türü)
Kurt balığı – Anarhichadidae. (Balık türü)
Kurtkıyan – Buphagus. (Kuş cinsi)
Kurt salyangozu – Aplacophora. (Deniz yumuşakçası sınıfı)
Kuskus – Phalangerinae. (Memeli alt familyası)
Kutu balığı – Ostraciontidae. (Balık familyası)
Kutu kaplumbağası – Terrapene. (Kaplumbağa cinsi)
Kutup ayısı – Ursus maritimus. (Ayı türü)
Kutup tilkisi – Alopex lagopus. (Tilki türü)
Kuyrukkakan – Oenanthe. (Kuş cinsi)
Kuyruklu kelebek – Papilioninae. (Kelebek alt familyası)
Kuyruklu kurbağa – Ascaphus truei. (Kurbağa türü)
Kuyruksallayan – Motacilla. (Kuş cinsi)
Kuyruksüren – Herpestidae. (Memeli familyası)
Kuzgun – Corvus corax. (Kuş cinsi)
Kuzey balinası – Balaenoptera borealis. (Balina türü)
Küçük atmaca – Accipiter minullus. (Kuş türü)
Küçük sakarca kazı – Anser erythropus. (Kuş türü)
Küçük sarı başlı akbaba – Cathartes burrovianus. (Kuş türü)
Küela – Quelea quelea. (Kuş türü)
Kürekayaklılar – Copepoda. (Omurgasız alt sınıfı)