Mübarek Ramazan ayının habercisi 2025 Üç aylar ne zaman başlıyor yani 2025 Üç aylar başlangıcı ne zaman? İşte İslam âleminin özlem ve heyecanla beklediği, içerisinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni de barındıran mübarek üç aylar hakkında bilgi.
Üç Aylar bu yıl 1 Ocak 2025 Çarşamba günü başlıyor. 3 Ayların Başlangıcı; Kamerî takvimin yedinci, sekizinci ve dokuzuncu ayları olan Recep, Şaban ve Ramazan ayları gelenekte “üç aylar” diye adlandırılır. Yine belirtmek gerekirse, 2025 Yılında üç aylar 1 Ocak Çarşamba günü yani Receb ayının 1’inde başlayacak. On bir ayın sultanı olarak adlandırılan Ramazan ayı ise 1 Mart 2025 Cumartesi günü başlayacak.
Müslüman halkımız tarafından ‘Üç Aylar‘ olarak isimlendirilen, yeni bir mânevî mevsime girmiş bulunuyoruz. Recep ayında Regaip ve Mi’râc, Şaban ayında Berat, Ramazan ayında ise Kadir Gecesi gibi dört ayrı geceyi içinde barındıran üç aylar, dua ve yakarışların Allah’a arz edilmesi, pişmanlık gözyaşlarıyla günahların yıkanması, yapılan ibadet ve taatlere verilen sevabın katlanması bakımından kaçırılmayacak bir fırsattır.
Bu üç aya dinimizde son derece önem verilir; Müslümanlar adeta bu ayları iple çeker ve bu ayları değerlendirmek için azami gayret gösterirler. “Mübarek üç aylar” diye bilinen aylar bu şekilde hiçbir kaynakta yer almamasına rağmen Müslüman toplumlarda özel bir yeri vardır. Şüphesiz bu durum “onbir ayın sultanı” diye anılan Ramazan Ayı’nın çekim kuvvetinden dolayıdır. İslamî-Hicri takvimin 7. ve 8. ayları olan Recep ve Şaban’ın diğer aylar arasında fonksiyonları Ramazan’dan önce gelmeleri ve böylece hazırlık dönemi olmaları hasebiyledir.
Sevgili Peygamberimiz, mübarek üç aylar için, “Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan ise ümetimin ayıdır” (Buhârî) buyurmuşlardır.
Rasulullah, Ramazan ayı dışında en fazla Recep ve Şâban aylarında oruç tutmuşlardır. Recep ayı girdiğinde de, “Allah’ım, bize Recep ve Şaban’ı mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır” (Keşfu’l Hafa) diye dua etmiştir.
Bu üç ayda ayrıca Regaip Kandili, Berat Kandili, Miraç Kandili ve Kadir geceleri bulunmaktadır. Ramazan ayındaki farz orucun yanısıra Rasululah, Recep ve Şaban aylarında da Müslümanları oruç tutmaya teşvik etmiştir.
Konuyla ilgili Abbad ibn Hanif şöyle bir rivayette bulunmuştur: “Said İbnu Cübeyr (ra)’a Recep ayındaki oruçtan sordum. Bana şu cevabi verdi. İbni Abbas (ra)’ı dinledim, şöyle demişti: Rasulullah Recep ayında bazı yıllarda öyle oruç tutardı ki biz Galiba hiç yemeyecek (ayın her gününde oruç tutacak) derdik, (bazı yıllarda da öyle) yerdi ki biz, galiba hiç tutmayacak derdik.”(Müslim)
Hz. Aişe başka bir rivayetinde bu konuda şunları söyler: “Rasulullah senenin hiçbir ayında Şaban ayındakinden fazla oruç tutmaz ve şöyle buyururdu: Amellerden gücünüzün yettiğini yapın. Çünkü siz bıkmadıkça, Allah da size asla bıkmış muamelesi yapmaz. Allah yanında amelin en makbulü, kişinin az da olsa devam üzere işlediği ameldir.” (Müslim)
Şamil İslam Ansiklopedisi ÜÇ AYLAR Açıklaması
İslâm’ın mübarek saydığı hicrî kamerî aylardan Recep, Şaban ve Ramazan ayları. Bu aylar ve diğer dokuz ayın süreleri, ayın hareketlerine göre belirlenmektedir. Kameri ayların süresi, şemsî ayların süresine nazaran değişiklik arzeder. Kamerî sene, şemsî seneden on bir gün daha kısadır. Ayrıca kamerî ayların diğer bir özelliği şemsî aylarda olduğu gibi senenin aynı mevsimine değil, değişik mevsimlerine tesadüf etmesidir. Mesela, kamerî bir ay olan Ramazan ayı, senenin mevsimlerini dolaşır. Hicrî ve kamerî aylar arasında küçük önem taşıyan ve ‘üç aylar’ diye adlandırılan Receb, Şaban ve Ramazan ayları mübarek aylar olarak kabul edilirler. Bu ayların Müslümanlarca önemli ölçüde değer kazanmasının sebepleri arasında Hz. Peygamber (s.a.s)’in bu aylar hakkında verdiği haberler gösterilebilir. Rasûlüllah (s.a.s) bir hadis-i şerifinde; ‘Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır’ buyurmuştur. Ayrıca Peygamber Efendimiz, Receb ayı girince, ‘ Âllahım! Receb ve Şabanı bize mübarek kı!! Bizi Ramazana ulaştır’ diye dua ederdi.
Üç ayların değerini ifade eden diğer bir önemli özellik ise beş mübarek kandil gecesinden dördünün bu aylar içinde olmasıdır. Regaib gecesi, Recep ayının ilk cuma gecesine, Mirac gecesi, Recep ayının yirmi yedinci gecesine, Berat gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesine, Kadir gecesi ise Ramazan ayının yirmi yedinci gecesine rastlar.
Hz. Peygamber (s.a.s) Şaban ayında çok oruç tutardı. Hz. Aişe, Rasûlüllah (s.a.s)’ın bu aydaki orucu hakkında şöyle der: ‘Şaban ayındaki kadar çok oruçlu olduğu bir ay görmedim’ (Tecrid-i Sarih, VI, 295).
Ramazan ayının fazileti ise çok daha yücedir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: ‘Ramazan geldiğinde Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar da bağlanır’ (Müslim, Kitâbu’s-Sıyam, 1).
Receb ve Şaban ayları, rahmet ayı olan Ramazanı karşılayan aylar olup Ramazan ayının müjdecisidir. Dinimizde ayrı bir değeri olan üç ayların, kişide insanî özelliklerin olgunlaşmasında ve iradenin kontrol altına alınmasında rolü büyüktür. Zira Receb ve Şaban aylarının feyzinden ve bu aylarda bulunan Regaib, Mirac ve Berat gecelerinin rahmetinden istifade yolunu tutan bu kişi Ramazan ayında ise her türlü kötülükten kendini uzak tutar ve insanî vasıflarının artmasına gayret eder. Nihayet Kadir gecesinde yapacağı ibadet ve tevbe ile manevî hazza ulaşır.
Bu nedenle özellikle, bu aylarda bol bol istiğfar etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kur’ân okumak ve dua etmek en uygun davranışlardır.
PEYGAMBERİMİZİN OKUDUĞU ÖZEL DUA
Peygamber Efendimiz, üç aylara eriştiğinde diğer günlere nazaran ibadetlerini daha da artırıyor ve sık sık şu duayı okuyordu: “Allahümme bârik lena fî recebe ve şa`bân ve belliğna ramazan (Allah`ım Recep ve Şaban ayını bize bereketli kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır).”
Kandiller geçidi olarak adlandırılan, Regâib, Miraç, Berat ve Kadir gecelerinin de içindebulunduğu 3 aylar, kendimizi denetleme ve değerlendirmenin, taat, ibadet ve şükürlerimizi artırmanın, bir kere daha geçmişimizin muhasebesini yapıp geleceğe hazırlıklı olmanın bir vesilesidir. Regâib gecesi, müminlerin mağfiret mevsimi 3 aylara rağbet etmeleri ve onun taşıdığı manalardan, değerlerden istifade etmeleri gerektiğine dair mesaj yüklü bir gecedir. Sahabe efendilerimiz peygamber efendimizin 3 aylardaki ibadetini, orucunu şöyle anlatıyor:
Said İbnu Cübeyr (ra)`e Receb ayındaki oruçtan sordum. Bana şu cevabı verdi: İbnu Abbas (ra)`ı dinledim, şöyle demişti: “Resulullah (sav) Recep ayında bazı yıllarda öyle oruç tutardı ki biz, “(Galiba) hiç yemeyecek (ayın her gününde tutacak)” derdik. (Bazı yıllarda da öyle) yerdi ki biz, (Galiba) hiç tutmayacak” derdik.”
ÜÇ AYLARIN FAZİLETİ
3 aylarda yapılan ibadet Allah (c.c) katında diğer iabdetlerden kat kat üstündür. 3 aylar, mahzun gönüllere neşe ve sevinç kaynağı olmak, yıkık kalpleri mamur eylemek, insanı insan yapan, değerine değer katan bütün güzelliklerle bu feyizli anlardan nasiplenmek mevsimidir.
Receb`i “Allah`ın ayı” olarak nitelendiren Peygamberimiz s.a.v.`e bunun hikmeti sorulduğunda buyurmuştur ki:
“Çünkü bu ayda özellikle mağfiret boldur. Bu ayda halkın kan dökmesine mani vardır. Bu ayda Allah Tealâ peygamberlerinin tevbelerini kabul buyurmuştur. Bu ayda peygamberlerini düşmanlarından korumuştur.”
“Receb büyük bir aydır. Allah bu ayda hasenatı kat kat eder. Receb ayında bir gün oruç tutana, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, Allah istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, ‘Geçmiş günahların affoldu` der. Receb ayında Allahü teâlâ Nuh aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da, Receb ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti. (Taberânî)
“Şaban ayının on beşinci gecesi (Beraat Kandili) olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın, o gecenin gündüzünü (on beşinci günü) de oruçlu geçirin. Çünkü o gece güneş batınca Allah Tealâ (bizce kavranması mümkün olmayan bir keyfiyetle) dünya semasına iner ve güneş doğana kadar: ‘Benden mağfiret dileyen yok mu, ona mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım . (Bir derde) müptelâ olan yok mu, ona afiyet vereyim.` buyurur.”
Son derece haklı olarak “Onbir Ayın Sultanı” diye adlandırılan, mahyaların bu aya özgü iltifatlarla donandığı, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan-ı Şerif, bütün ayların içinde en nadide olanıdır.
Oruç nimeti bu aya has olarak farz kılınmıştır. Kur\`an -ı Kerim bu ayda indirilmiştir. Bin aydan daha hayırlı olduğu haber verilen Kadir Gecesi yine bu ayın içinde gizlidir. Ayrıca bu ayda ifa edilen bir farzın, diğer aylarda yerine getirilen yetmiş farza bedel olduğu bildirilir.
ÜÇ AYLARI NASIL DEĞERLENDİRMELİ?
Bu günlerde nefisler hesaba çekilmeli, ana sermayemiz olan ömrümüzün nerede ve nasıl tüketildiği gözden geçirilmeli, amel defterimize neler yazıldığı, Mahşer günü kurulacak büyük divanın tek Hâkimi Yüce Allah`ın (cc) hakkımızda nasıl bir hüküm vereceği düşünülmelidir.
Bu aylar dua ve tövbelerimizin kabul edilme ümidini daha fazla hissedeceğimiz aylardır.
– Kur`an-ı Kerim okunmalı, okuyanlar dinlenmeli, uygun mekânlarda Kur`an ziyafetleri verilmeli, Kelamullah`a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.
– Peygamber Efendimize (s.a.s.) salât ve selâmlar getirilmeli, O`nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.
– Tefekkürde bulunulmalı, “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah`ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.
4 Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli, manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk`a niyazda bulunulmalı
– Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı, gönüller alınmalı, kederli yüzler güldürülmeli.
– Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli, idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamette bulunulmalı.
– Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı, vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.
– Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.
-Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli, iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.
– Hayattaki manevî büyüklerimizin, hocalarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, mesaj yahut e-mail çekerek tebrik edilmeli, duaları istenmeli.
-Başta bütün insanlık olmak üzere kendimize ve sevdiklerimize mümkün mertebe ismen dualar etmeli.