Lüzum; gerekme, lâzım olma, gereklilik, gerek, icap gibi anlamlara gelir. Lüzum görmemek ise; ihtiyaç duymamak, gerekli saymamak, lâzım olduğuna inanmamak demektir. Lüzum kalmamak ta, artık varlığına ihtiyaç duyulmamak manasına gelir. İşte lüzum kelimesi ile ilgili örnek cümleler.
– Lüzum görmediğim için sana haber vermedim.
– Fazla söze lüzum görmedim. (B. Felek)
– Senin yardımına lüzum yok.
– Halbuki ötekinin tahkîk-i hüviyyetine bile lüzum hissetmiyorum. (C. Şahâbeddin)
– Bu saatten sonra paraya lüzum yok.
– Söz konusu mezarlıklarda ölüleri olanların endişelenmesine lüzum yoktu. (E. Şafak)
– Hem öyle ateşe falan atılmaya da lüzum yok. (A. M. Efendi)
– Müesses her insan cemiyeti için lüzûmu inkâr edilemez. (A. Hâşim)
– Lüzumsuz, zararlı, iğrenç bir şey… (R. H. Karay)
– Sorunu lüzumsuz gördüğüm için, cevap bile vermeyeceğim.
– Daha önce lüzum görüldüğünde yapılan denetimler, artık 3 ayda bir gerçekleştirilecek.
– Hakîkaten telâşa hiç lüzum yok. (A. H. Tanpınar)
– Lüzumsuz gördüğünüz açık lambaları ve çeşmeleri kapatın.
– Babam bu lüzumsuz eşyâyı belki de atacaktı. (K. Nâdir)
– Şu parayı yanına al, ne olur ne olmaz lüzumsuz görme.
– Loğusa yanında vücûduma lüzum kalmadığını, yedi günlük hizmeti üç günde bitirmiş olacağımızı söyledim. (A. M. Efendi)
– Çoğu konuşmasını lüzumsuz görüyorum, dinlemek zaman kaybı.
– Annem durup dururken böyle lüzumsuz masraflara katlanmaz. (Y. Z. Ortaç)
– Açıklamaya lüzum yok, ben göreceğimi gördüm.
– İstediği şeyi öğrenmek için sual sormaya ya muvaffak olamıyor ya lüzum görmüyor. (P. Safâ)
– O klimayı lüzum görmüyorum, gerek yok.
Lüzum ne demek detaylı bilgi