Hükümdarların mutlak yetkilerinin anayasa ve meclisle sınırlandırıldığı yönetim biçimine “meşrutiyet” denir. İkinci Meşrutiyet, Osmanlı Anayasası’nın, 29 yıl askıda kaldıktan sonra, 23 Temmuz 1908’de yeniden ilân edilmesiyle başlayan ve Mebuslar Meclisi’nin Sultan Vahdettin tarafından 11 Nisan 1920’de tasfiyesi ile sona eren dönemdir.
II. Abdülhamid’in baskıcı yönetimi altında, meşrutiyet yönetiminin kurulmasından yana olanlar ve özellikle yüksekokul öğrencileri, tüm polis baskısına karşın gizli gizli çalışmaya başladılar. Jön Türk adı verilen aydınlar yurt dışında çıkardıkları yayınlarda da II. Abdülhamid’e karşı mücadeleye giriştiler. 1905 sonrasında Jön Türk hareketi askeri çevreleri de etkisine aldı. Kurulan İttihat ve Terakki Cemiyeti 1908’de Abdülhamid’i tahttan çekilmeye zorlayarak meşrutiyeti yeniden kurmak amacıyla eylemlere başladı.
İlk hareketi Yüzbaşı Resneli Niyazi Bey başlattı. Taburu ile Manastır dolaylarında dağa çıkarak II. Abdülhamid’in baskıcı yönetimine karşı mücadele edeceğini açıkladı. Onu Binbaşı Enver Bey (Enver Paşa) izledi. Ardından İttihat ve Terakki önde gelenleri 23 Temmuz 1908 sabahı Selanik hükümet konağını işgal ettiler. Ayaklanmanın tüm ülkeye yayılacağından çekinen II. Abdülhamid, aynı gün II. Meşrutiyet’i ilan etmek zorunda kaldı.
Yapılan seçimlerle oluşan meclis 17 Aralık 1908’de padişahın nutkuyla açıldı. Ama II. Meşrutiyet dinci çevrelerle, İttihat ve Terakki Cemiyeti karşıtlarının İstanbul’da ayaklanmasıyla kesintiye uğradı. 31 Mart Olayı olarak anılan bu ayaklanma, Selanik’ten gelen Hareket Ordusu’nun 24 Nisan 1909’da İstanbul’a girmesiyle bastırılabildi. 27 Nisan’da yeniden toplanabilen meclis II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesine ve yerine V. Mehmed Reşad’ın geçirilmesine karar verdi. Bundan sonra meclis yoğun bir yasama çalışmasına girerek II. Meşrutiyet’in siyasal ve hukuksal yapısını belirleyen 1876 Anayasasındaki değişiklikleri gerçekleştirdi.
Yapılan değişikliklerin en önemlisi padişahın yürütme yetkisinin sınırlandırılmasıydı. Artık vekiller heyeti (bakanlar kurulu) uygulamalarından meclise karşı sorumluydu. Ayrıca meclis hükümeti denetleyebilecekti. Mecliste açılan bir soru sonucunda oy çokluğu ile güvenoyu alamayan vekil düşmekteydi. Eğer güvenoyunu vekiller heyetinin başkanı alamazsa, o zaman hükümet düşüyordu.
Meclisin yasama gücü de artırılmıştı. Yeni yasa önermeye artık vekiller heyetinin yanı sıra her iki meclis de yetkili kılınmıştı. 1876 Anayasası’na göre meclis başkanını ve iki yardımcısını padişah seçerken, yapılan değişiklikle meclis kendi yöneticilerini seçme hakkını kazandı. Padişahın gene meclisi kapatma yetkisi vardı; ama yapılan değişiklikler kapatmayı hem koşullara bağlamıştı, hem de üç ay içinde yeni seçimlerin yapılmasını zorunlu kılmıştı. Barış, savaş, Osmanlı yurttaşlarının temel hak ve özgürlükleri gibi bazı alanlardaki kararları meclisin onaylaması gerekiyordu.
II. Meşrutiyet dönemi İttihat ve Terakki’ nin yönetiminde geçti. İç politikada Osmanlıcılık yerine Türkçülük temel alındı. Bu dönemde, Osmanlı Devleti ekonomisinde ve dış siyasetinde Almanya’ya büyük ölçüde bağımlı oldu.
10 yıl süren ve 21 Aralık 1918’de sona eren II. Meşrutiyet döneminde Osmanlılar üç savaşa girdiler: Trablusgarp, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı. Yenilgi ve büyük toprak kayıplarıyla çıkılan bu savaşların ardından Osmanlı İmparatorluğu tarih sahnesinden silindi.