Benzen, kendine özgü kuvvetli bir kokusu olan duru ve renksiz bir sıvıdır. Diğer bir ifade ile Benzen, aren veya aromatik hidrokarbonlar olarak adlandırılan organik bileşikler sınıfının en basit üyesidir. Renksiz, alevlenebilen, kaynama noktası 80,1 °C, erime noktası 5,5 °C olan bir sıvıdır. Benzen, kolayca tutuşur ve parlak, isli bir alevle yanar. Formülü C₆H₆ olan bu bileşik, yalnızca hidrojen ve karbon elementlerinden oluştukları için hidrokarbonlar denen kalabalık bir sınıfın üyesidir. Doğada ham petrolün bileşiminde bulunur ve birçok maddeyle kolayca tepkimeye girerek çok yararlı bileşikler verir.
Benzen’i 1825 yılında İngiliz kimyacı Michael Faraday, balina yağından elde edilen aydınlatma gazında keşfetti. 1845 yılında Alman kimyacı August Wilhelm von Hofmann da bu bileşiği kömür katranından ayırmayı başardı. İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına kadar benzenin tek kaynağı çelik sanayisinin yan ürünleriydi. Çelik fırınlarında kullanılacak kokkömürünün üretimi sırasında açığa çıkan kömür katranı ve gazlar toplanır, bunlardan damıtma yoluyla benzen elde edilirdi. Bu yöntem bugün de uygulanmakla birlikte, sanayinin son yıllarda giderek artan benzen gereksinimini karşılayabilmek için petrolden benzen üretimine de başlanmıştır.
Benzenden elde edilen en önemli sanayi ürünleri stiren ile fenoldür. Stiren, plastiklerin ve yapay kauçuğun üretiminde yaygın olarak kullanılır. Fenol ise çok kullanılan bir dezenfektandır (mikrop öldürücü). Benzen ayrıca motor yakıtlarına katılır; çeşitli katı ve sıvı yağların, reçine ve kauçuğun çözücüsü olarak kullanılır. Anilin boyalar ve DDT gibi böcek öldürücü ilaçlar da benzenden yapılır. Ama, sanayide çok kullanılan bu uçucu bileşik zehirlidir ve buharlarının uzun süre solunması lösemiye (kan kanserine) yol açar.