Osmanlı Devletinde toplum yapısı ikiye ayrılırdı. Bunlar yönetenler ve yönetilenlerdir.
Yönetenler
Beraya olarak tanımlanan bu grup görevleri gereği vergi ödemezdi. Seyfiye, ilmiye ve kalemiye olmak üzere ayrılan bu görevliler padişah adına devleti yöneten sınıftı. Seyfiye memurları yönetim ve askerlik alanında, ilmiye memurları ilim, eğitim ve öğretim, adalet alanında, kalemiye memurları ise devletin bürokratik, yazışma ve maliye alanında görev yapan memurlardı.
Yönetilenler
Reaya olarak tanımlanan bu kesimin yönetim görevi yoktur. Tarım, ticaret ve sanayi alanında üretim yapan bu sınıf devlete olan vergisini ödemekteydi. Osmanlı Devleti yönetilenler sınıfını ırk, din ve dil olarak ayrı görmemiştir. Müslüman ve gayrimüslim ortak olarak bu sınıf içerisindeydi.
İlk dönemlerde genelde Müslümanlardan oluşan reayaya daha sonra sınırların genişlemesiyle gayrimüslimlerde dahil olmuştu. Sosyal sınıflaşmanın görülmediği devlette kanunlar önünde herkes eşitti. Osmanlı Devleti toplumu din temeline dayalı bir model ile şekillendirmiştir. Bu sisteme Millet Sistemi adı verilmiştir. Bu sisteme göre Osmanlı halkı Müslüman ve gayrimüslim diye iki sınıfa ayrılmıştır. Bu sınıfların inanç sistemlerine karışılmamış, hoşgörü ve eşitlik ilkesi temel alınarak adaletli bir yönetim ile idare edilmişlerdir.
Müslümanları Türkler, Araplar, Acemler, Boşnaklar ve Arnavutlardı. Gayrimüslimler; Rumlar, Karadağlılar, Sırplar, Bulgarlar, Ermeniler, Museviler, Süryaniler, Nasturiler ve Keldanilerdi.