I. Alâeddin Keykubad, I. İzzettin Keykavus’un 1220 yılında ölümünden sonra devletin başına geçmiş Anadolu Selçuklu sultanıdır. İyi bir eğitim almış, yetenekli ve ileri görüşlü olan I. Alaeddin Keykubat’ın tahtta çıkmasıyla Türkiye Selçuklu Devleti en parlak dönemini yaşamaya başlamıştır.
Anadolu’daki askeri faaliyetlere devam edilmiştir. Önemli bir ticaret merkezi olan Kolonoros alınmış ve ismi Alaiye olarak değiştirilmiştir. Ticareti geliştirmek amacıyla çok sayıda han ve kervansaraylar yaptırılmıştır. Ayrıca tüccarları korumak amacıyla ilk kez devlet sigortası uygulanmıştır. Karadeniz’den Kırım’a ulaşılarak bu bölgedeki Suğdak limanı alınmıştır. Suğdak’ın alınmasıyla Karadeniz ve İpek Yolu’nun bazı bölgelerinde hakimiyet kurulmuştur. Trabzon Rum İmparatorluğu vergiye bağlanmıştır. Mengücekliler ile mücadele edilmiş ve hakimiyet altına alınmıştır.
I. Alaeddin Keykubat zamanında Türkiye Selçukluları en parlak dönemlerini yaşamış ve en geniş sınırlarına ulaşmışlardır. Onun zamanında Anadolu Türk birliği sağlanmıştır.
Yassı Çimen Savaşı 1230
I. Alaeddin Keykubat Moğollara karşı Harzemşahlar ile ittifak kurmak istemişti. Celalettin Harzemşah’ın Ahlat’ı alarak Türkiye Selçuklu topraklarına saldırması sonucu ittifak gerçekleşmemiş ve savaş kaçınılmaz olmuştur. Erzincan yakınlarındaki Yassı Çimen’de yapılan savaşı Türkiye Selçukluları kazanmış ve Harzemşahların toprakları alınmıştır.
Yassı Çimen Savaşından sonra Harzemşahların toprakları alınınca Moğollar ile Türkiye Selçukluları komşu olmuşlardır. Moğol Hükümdarı ögeday’ın güçlü bir ordu ile Malatya yakınlarına geldiği haberini alan I. Alaeddin Keykubat elçiler göndererek Moğollara barış teklifinde bulunmuştur. Moğolların barış şartlarının ağır olmasına rağmen onları Anadolu’dan uzak tutabilmek amacıyla kabul etmiştir.
Dönemin Abbasi Halifesi Türkiye Selçukluları ve Memlüklere, Moğollara karşı ittifak yapmayı önermiştir. I. Alaeddin Keykubat bu öneriye sıcak bakmıştır. Bu görüşmeler sırasında verilen yemeklerden birinde zehirlenerek 1237 yılında öldürülmüştür. Yerine taht kavgalarından sonra oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev geçmiştir.