İbn-i Sina (980-1037): Gerçek adı Hüseyin olan İbn-i Sina, Buhara bölgesinde dünyaya gelmiştir. Felsefe ve tıp alanında çalışmaları vardır. Yazmış olduğu Et Kanun Fi’t- tıp adlı eseri yaklaşık 500 yıl kadar temel tıp kitabı olarak Avrupa’da okutulmuştur. Avicenna (Tıbbın Hükümdarı) olarak Avrupa’da bilinen İbni Sina ilk kez bedensel hastalıkların kaynakları arasında psikolojik nedenlerinde olabileceğini söyleyen bilim adamıdır.
İmam Gazali (1058- 1111): Tus’da dünyaya gelen İmam Gazali’nin gerçek ismi Muhammed’dir. Önemli bir İslam Filozof’udur. Nizamiye medresesinde müderris olarak çalışmıştır. İslam felsefesi, mantık ve tasavvuf alanında eserler vermiştir. Bilinen en önemli eserleri İhyaü- Ulumi’dir. Din (Din ilimlerinin Yaniden Yapılanması), Cevahir’ül- Kur’an (Kur’an Cevherleri)’dir.
Farabi (870-950): Ebu Nasru’l Farabi İslam felsefesinin ve siyaset biliminin kurucusu olarak bilinmektedir. Felsefe alanında isim yapan ilk Türk alimdir. Aristo’nun görüşlerini çok iyi açıklayarak eserleri Avrupa’da ders kitabı olarak okutulmuştur. Muallim Sani yani İkinci Öğretmen olarak tanınmıştır. Siyaset alanında devlet kavramı üzerinde durmuş ve bugünkü Birleşmiş Milletler fikrine benzer bütün devletlerin üstünde bir devlet tezini ortaya atmıştır. Eserleri; “Et Ta’limü’s- Sani ve İhsau’l- Ulum” ilk İslam ansiklopedisidir. “El Medinetü’l- Fazıla” toplumun ilkleri üzerinedir. “Kitabü’l- Musiki” müzik alanında yazılmış ilk eserdir.
Taberi (838-923): Asıl adı Ebu Cafer el Tataberi’dir. Arabistan, Mısır ve Suriye’de eğitim görmüştür. Tarih, Fıkıh, Tefsir, alanında çalışmalar yapmıştır. Kitab-ı Ekber el Resul ve’l Mülük adlı eserinde yaratılıştan 9. yüzyıla kadar yaşayan hükümdar ve Peygamberlerin tarihini anlatmıştır.
İbnü’l Heysem (960-1039): Fizik alanında önemli çalışmaları vardır. Işık bilimi sahasında çalışmalar yapmış, optik alanında modern optik biliminin kurucusu olarak bilinmektedir. Eserleri uzun yıllar hem doğu hem de batı dünyasında okutulmuştur.
Er-Razi (865-925): Kimya, tıp ve felsefe alanında çalışmalar yapmıştır. Özellikle çiçek ve kızamık hastalıkları üzerinde çalışmalar yapmıştır. Hastalıklara karşı bitkisel ilaçlar denemiştir. Tüm eserleri Latinceye çevrilmiştir.
İbn-i Fadlan (X. Yüzyıl): Ünlü seyyah ve diplomattır. Seyahatnamesi sayesinde dönemin Türk ülkeleri ve şehirleri sayesinde fikir sahibi olunmaktadır. O dönemki Rus, Arap ve Türk ilişkilerine yönelik bilgiler vermektedir.
İbn-i Rüşd (1126-1198): İspanya’da yaşamış bir filozoftur. Sevilla ve Kurtuba’da kadılık görevlerinde bulunmuştur. Aristo’nun düşüncelerini islam felsefesi ile birleştirmeye çalışmıştır. Fizik, mantık, psikoloşi, hukuk, metafizik alanlarında eserler vermiştir.
Muhyiddin Arabi (1165-1240): İspanya’da Endülüs sınırları içinde doğmuş, daha sonra Anadolu ve Arabistan bölgesinde yaşamını devam ettirmiştir. Tasavvuf, hadis, fıkıh ve felsefe alanında çalışmalar yapmıştır.
Câbir Bin Hayyân (720-815): Câbir bin Hayyân, birçok bilim adamı tarafından modern kimyanın kurucusu olarak kabul edilir. Bir eczacının oğlu olan Câbir’in kimyaya en büyük katkıları arasında metallerin yapısı konusundaki tespitleri yer almaktadır. Bunlar, çok az değişiklikle modern kimyanın başlangıcı sayılan 18. yüzyıla kadar ulaşmıştır.
Uluğ Bey (1394-1449): Uluğ Bey’e Batılı bilim adamları, “15. asrın astronomu” unvanını vermişlerdir. Ayrıca Milletlerarası Astronomi Derneği tarafından Ay’ın görünen yüzeyinde bir bölgeye “Uluğ Bey Krateri” adı verilmiştir. Bu müstesna âlim, matematikçi, astronom, edip ve şair olmasının yanı sıra Kur’ân-ı Kerîm’i 7 kıraat üzere okuyacak kadar kıraat ilmine sahip bir şahsiyetti.
Harezmî (780-850): Yapmış olduğu seyahatler, incelemeler ve tercümelerle Harezmî, matematik ilmini halka anlatabilecek durumda düzenleyerek cebir ilmini kurmuştur. Ayrıca, dünya sıfır rakamını ilk defa Harezmî’nin Kitâbü’l-Muhtasar fî Hisâbi’l- Cebr ve’l-Mukâbele kitabıyla tanımıştır.
Bîrûnî (973-1061): Bîrûnî, ilgilendiği başlıca bilim dalları olan matematik, astronomi ve coğrafyanın dışında da birçok bilim dalında çığır açıcı araştırma ve incelemeler yapmıştır. Bîrûnî’nin eserlerini tetkik eden bütün ilim adamları, tarihçiler, onun ilim ve kültür dünyasına katkısını göz ardı etmemişler, yaşadığı 11. asra “Bîrûnî Asrı” demekten kendilerini alamamışlardır.
Cezerî (1136-1206): Cezerî, dünya tarihinde bilgisayarın temeli olan sibernetiğin kurucusu olarak tanınır. Bilindiği üzere sibernetik; haberleşme, kontrol, denge kurma ve ayarlama ilmidir. Bu ilim gerek insanlarda, gerekse makinelerde karşılıklı bilgi alışverişi, kontrol ve denge durumunu incelemekte ve bu sistemi geliştirmeye çalışmaktadır. Bu ilmin gelişmesiyle bugün elektronik beyinler ve otomasyon denilen sistemler ortaya çıkmıştır.