Türklerin yaşantıları sanat anlayışlarına da yansımıştır. Tarihin en köklü milletlerinden biri olan Türkler; maden işlemeciliği, dokumacılık, halıcılık, dericilik, ve ahşap işçiliği gibi sanat dalları gelişmiştir. Eski Türklerde, Uygurlara kadar ciddi anlamda kalıcı mimari eserlere rastlanılmamaktadır. Türklerin sanat eserleri daha çok yanlarında götürebilecekleri şekildeydi. Sanat eserlerinde kullanılan figürlerde daha çok göçebe hayata bağlı olarak hayvan, av, savaş gibi temalardan seçilmiştir. Sanat anlayışında hayvan üslubu ön planda olmuştur.
Türkler demir madeni işlemeciliğinde oldukça ilerlemişlerdir. Hem silah yapımında hem de araç gereç yapımında demiri kullanmışlardır. Altın ve gümüş işlemeciliği de yapmışlardır.
Ahşap işçiliğine önem veren Türkler, ihtiyaçlarına göre sandalye, masa, dolap, karyola gibi ev eşyaları, mutfak takımları, göçlerde kullanılan araba ile at koşum takımlarını da ustalıkla yapmışlardır.
Türklerde yaşam tarzına bağlı olarak hayvancılık Türk sanatını da etkilemiştir. Hayvan ürünlerinin değerlendirilmesiyle ortaya çıkan dokumacılık önemli el sanatlarından biri olmuştur. Yünün kolayca işlenmesinden elde edilen keçe; çadır, giysi vb. yapımında kullanılmıştır. Dokumacılığın bir dalı olan halıcılık da ilk dönemlerden itibaren Türklerde önem arzeden bir sanat dalı olmuştur. Pazırık Kurganı ve Doğu Türkistan mezarlarında (MS III-IV. yüzyıl) bulunan Türk düğümlü halı parçaları Türklerde bu sanatın ilk dönemlerden itibaren yaygın olduğunu göstermektedir.
KURGAN
Türkler ölümden sonraki yaşama ait dinî inanışları sebebiyle “kurgan” adı verilen mezarlar yapmışlardır. Özellikle Hunlarda rastlanılan kurganlar, açılan çukurlar içerisine zemin ve tavanı karaçam ağaçlarından oluşan bir mezar odasından ibarettir. Bu odanın tamamı keçe yaygılarla örtülür, mumyalanmış ceset başı doğuya gelecek şekilde buraya yatırılırdı. Mezar odasına ölen kişinin eşyaları ve bazı hediyelerle, atı da yakınına kuyruğu kesilmiş veya düğümlenmiş bir şekilde gömülürdü. Hunlardaki cesetlerin mumyalanarak gömülmesi geleneği Anadolu’da bazı Ilhanlı ve Selçuklu kümbetlerinde de uygulanmıştır.
Pazırık Kurganı
Altay Dağlarının eteklerinde Pazırık bölgesinde 1950’li yıllarda yapılan kazılarda ortaya çıkan kurganda bulunan en önemli eser Pazırık Halısı adı verilen dünya tarihinin ilk düğümlü halısıdır. MÖ 3. Yüzyıla ait olduğu tahmin edilen bu halı bulunduğu mezar odasında bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. Mezar odasındaki suyun buz tutmasına bağlı olarak halının bir kısmı buz içinde korunarak günümüze ulaşmıştır. Halının desimetre-karesinde 3600 düğüm bulunmaktadır. Halının üzerindeki figürler Türklerin yaşamlarından izler taşımaktadır.
Esik Kurganı
Türklere ait bir diğer mezar MÖ VII. Yüzyıla ait olan Kazakistan’da Isık Gölü yakınlarında bulunmuştur. Bu kurganda bulunan en önemli eser Altın Elbiseli Adam Zırhı’dır. Bu iki eser de Rusya’daki Ermitaj Müsesi’nde sergilenmektedir.