Moğollar 1196-1227 yılları arası Orta Asya’da kurulmuş eski bir imparatorluktur. Moğol İmparatorluğunun kurucusu olan Temuçin Moğol kurultayında kağan seçilmiş ve “Cengiz” adını almıştır. Cengiz Han, Moğolistan’dan Macaristan topraklarına kadar uzanan bir imparatorluk kurmuştur.
Moğollar medeniyetin özellikleri
1. Cengiz Han 40 yıl içerisinde eski dünyanın üçte ikisine sahip olarak dünyanın en geniş kara imparatorluğunu kurmuştur.
2. Cengiz Han’ın imparator olarak Gök Tanrı tarafından seçildiğine inanılmıştır.
3. Yönetim alanında kurultay adı verilen danışma meclisi bulunmaktaydı.
4. Moğol İmparatorluğu’nda iklim şartlarından dolayı halk konargöçer bir yaşamı benimsemiş ve hayvancılık ile uğraşmıştır.
5. Moğol ordusu gönüllülerden oluşan güçlü ve disiplinli bir orduydu.
6. Hukuk ve askerlik işleri “Cengiz Han Yasası” adı verilen kanunlar ile sağlanmıştır. Cengiz Han Yasası, Türk ve Moğol törelerinin düzenlenerek yazılı hale getirilmesidir.
7. Cengiz Han’ın ölümünden sonra İmparatorluk parçalanmıştır.
8. Cengiz Han’ın soyundan gelenler Altın Orda Devleti (Kafkasya), ilhanlı Devleti (İran), Çağatay Hanlığı (Doğu Türkistan) ve Kubilay Hanlığı (Çin)’nı kurmuşlardır.
Cengiz Han
Cengiz Han’ın mensubu olduğu Kıyat kabilesi ve diğer Moğol kabileleri ise Onon-Kerülen boylarında dağınık halde yaşamaktaydılar. 1155 yılında dünyaya gelen Cengiz Han, henüz çocuk iken Kıyat kabilesinin han sülalesi Borcigidlerden gelen babası Yesügey Bahadır’ın, Tatarlar tarafından öldürülmesiyle, kendini zorlu bir mücadelenin içinde bulmuştur. Kahramanlığı ve zekasıyla kısa zamanda sivrilen Cengiz, 20 yaşındayken, bölgede önemli bir güce sahip Kerayitlerin beyi Tuğrul’un himayesini kabul edip, Cacirat beyi Camuka ile de kan kardeşlik kurarak nüfuzunu ve gücünü artırmıştır. kongrat kabilesi beyinin kızı Börte ile yaptığı evlilik ise mücadelesinde ona büyük bir üstünlük sağlamıştır. Nitekim karısını kaçıran Merkitleri, Kerayit ve Caciratların yardımıyla yenilgiye uğratmış, ardından Buirnor Tatarlarını ezmiştir (1198). Cengiz’in, Tuğrul Han ile birlikte Moğolistan’da hakimiyet kurmaya çalışmasına Camuka karşı çıkmışsa da, 1201’de yapılan savaşta Cengiz galip gelmiştir. Ardından Cengiz, Çağan ve Alçı Tatarları üzerine yürümüş, yenilgiye uğrayan Tatarların çoğu katledilmiştir (1202).
Temuçin’in gittikçe güçlenmesini kendi hakimiyeti için tehlikeli bulan Kerayit hanı Tuğrul, ittifakı bozarak Temuçin’e karşı harekete geçmiş fakat yenilerek itaat altına alınmıştır (1203). Aynı yıl içinde Camuka’nın da katıldığı Naymanların öncülüğündeki, Merkit, Oyrat, Tatar, gibi kabilelerin oluşturduğu ittifakla mücadeleye girişen Temuçin, uzun mücadelelerden sonra galip gelip, bütün Moğol kabilelerine hakimiyetini kabul ettirmiştir(1206).
1206 ilkbaharında, Türk ve Moğol kabilelerinin katıldığı bir kurultayda Temuçin, Cengiz (Çingiz) adını alarak büyük kağan ilan edildi. Bu tarihten itibaren Cengiz, sıradan bir Moğol kabile lideri olmaktan çıkarak, cihanşümul bir devletin kurucusu ve hanı olmuştur. Özellikle devletin yeniden teşkilatlanmasında, kendisine gönüllü katılan İdikut Uygurlarının ve Öngütlerin büyük tesiri vardır. Askeri sahada, devlet teşkilatında ve daha sonraki dönemlerde tebarüz edecek olan kültür hayatında Türk tesiri açıktır. Nitekim Cengiz’in oğulları tarafından kurulacak çoğu devlet kısa zamanda Türkleşmiştir. Büyük bir imparatorluk kurmayı hedefleyen Cengiz, ilkin, Kansu ve Ordos bölgesine hakim olan Tibet kökenli Tangut devleti’ni itaat altına almış (1209) ardından, Kuzey Çin’deki Kin hanedanlığının merkezi durumundaki Pekin’i uzun süren savaşlar neticesinde yerle bir etmiştir (1215).
Tibet ve Çin’ hakimiyetinden sonra Cengiz batıya yönelmiş ve önünden kaçarak sığındığı Kara Hıtay Devleti’ni sonradan eline geçiren Nayman prensi Küçlük’ün üzerine komutanı Cebe Noyan’ı takiple görevlendirmiştir. Nihayet Cebe Noyan 1218’de Küçlük’ü öldürmüş ve böylece Karahıtayları devletine katan Cengiz, Harzemşahlar ile komşu olmuştur. Büyük Selçukluların varisi durumundaki Harezmşahlar ile Cengiz başlangıçta bir dostluk anlaşması imzalamışlar ise de Sultan Muhammed’in, Cengiz aleyhine Merkitleri desteklemesi ve Otrar şehrinde Moğol elçilik heyetinin esir alınıp, öldürülmesi üzerine anlaşma bozulur.
1220 yılında Cengiz’e bağlı kuvvetler Otrar’dan başlayarak Sığnak, Urkent, Barçınlıgkent’i ele geçirerek elçilik heyetinin intikamını kanlı bir şekilde aldılar. Buhara ve Semerkant gibi önemli şehirlerin ardından devletin merkezi olan Harzem bölgesindeki Gürgenç’te tahrip edildi. Böylece Harzemşah toprakları tamamen Cengiz’in eline geçmiş oldu (1221). Harzemşahların ortadan kalkmasıyla bütün Maveraünnehir, Afganistan ve Horasan imparatorluğa dahil olurken bu bölgelerdeki yerleşik ve konar göçer Türk nüfusunun bir kısmı Moğol istilasından kaçarak, Anadolu’ya Malazgirt’ten sonraki ikinci büyük Türk göçünü başlatmıştır. Cebe Noyan ve Sebutey gibi komutanları vasıtasıyla Kafkasya ve Güney Rusya’ya seferler düzenleyen Cengiz Han, 1227 yılında yeni bir Çin seferine bizzat çıktığı sırada Kansu yakınlarında ölmüştür. Cengiz Han, Onon ve Kerülen ırmaklarının kaynağında, Burhan Haldun Dağları’nda gizli bir yere gömülürken, geride Karadeniz’den Büyük Okyanusa uzanan büyük bir devlet bırakmıştır. Cengiz Han daha sağlığında, Türk-Moğol devlet anlayışına uygun olarak, ülke topraklarını oğulları arasında taksim etmiştir. Bu paylaşmaya göre büyük oğlu Cuci Deşt-i Kıpçak’ın, Çağatay Türkistan’ın, Ögeday doğu bölgelerinin ve küçük oğlu Toluy Moğolistan’ın hakimi olacaktır. Ancak Cengiz’in ölümü ve merkezi kağanlığın zayıflaması ile beraber bu bölgelerde müstakil devletler kurulmuştur: Kubilay Hanlığı, İlhanlılar, Çağatay Hanlığı ve Altınordu.