Fıkra, gazete veya dergilerin belli köşelerinde yayımlanan, belgelendirme ve kanıtlama gereği duyulmadan günlük olayları, ülke sorunlarını veya yazarın bir konu hakkındaki görüş ve düşüncelerini çeşitli yönlerden inceleyen ve yorumlayan kısa yazılardır. Diğer bir ifade ile Fıkra, bir yazarın günlük olaylara ya da ülke ve toplum sorunlarına ait her hangi bir konu üzerinde kişisel görüş ve düşüncelerini, akıcı bir dille anlatan düz yazılara denir.
Fıkra, konuşma diliyle yalın biçimde yazılır. Yazar, ele aldığı konuyu ilginç noktalara taşır; inandırıcı, etkileyici ve akıcı bir dil kullanır.
Fıkra, günübirlik yazı olduğu için yazar gündemi yakalamak zorundadır. Bu nedenle fıkralar, pek kalıcı yazılar değildir.
Gazete ve dergi yazısı olan fıkra, edebiyatımızda gazetelerin çıktığı Tanzimat Döneminde yazılmaya başlanmış, zamanla da gelişmiştir. Ahmet Rasim, Ahmet Hâşim, Burhan Felek, Peyami Safa gibi sanatçılar fıkra türünde eserler vermiştir.
Fıkra, günümüzde köşe yazısı olarak adlandırılmaktadır.
Bazı fıkralar edebî bir niteliğe sahiptir. Bu tür fıkralarda günlük bir olay ele alınsa da üslup açısından yazı kalıcıdır. Ahmet Rasim, Ahmet Hâşim, Yusuf Ziya Ortaç, Şevket Rado, Falih Rıfkı Atay bu tür fıkralarda usta sanatçılardır.
Fıkranın özellikleri nelerdir?
– Köşe yazısı olan fıkralarda yazar, gündelik olayları özel bir görüşle, güzel bir üslupla, hiç kanıtlama gereği duymadan her gün kaleme alır.
– Düşünceleri hiçbir kalıba bağlı kalmadan serbestçe ortaya koyar.
– Ele aldığı konu üzerinde bir kamuoyu oluşturmayı amaçlar.
– Gazetelerin bazı sayfalarında, belli köşelerde, genel bir başlıkla, çoğunlukla da her gün yazılan fıkralarda konu kısaca incelenir, ancak mutlaka bir sonuca varılır.
– Daha çok iğneleyici, alaycı bir dille, bazen eleştiri bazen de sohbet tarzında yazılır.
– Fıkralarda okuyucuyla sohbet ediliyormuş havası hâkimdir. Anlatım senli benlidir.
– Cümleler kısa ve anlaşılır niteliktedir.
– Konular günceldir ve anlatılanların kalıcılık niteliği yoktur.
– Olaylar kişisel bir bakış açısıyla işlenir.
– Kısa, etkili ve dokunaklı bir sonuca varılır. Amaç, okuyucuyu etkilemektir.
– Düşünceler tekrarlanmaz. Bu yüzden fıkralar öz ve yoğun bir anlatıma sahiptir.
– Amaç, okuyucuya bazı günlük sorunları tanıtmak, bu sorunlar hakkında düşünceleri, derinliğe inmeden kanıtlamaya kalkmadan söylemektir.
Fıkranın Çeşitleri Nelerdir?
Fıkra türü ilk etapta yalnızca gazete fıkraları ile sınırlıyken ilerleyen zamanlar güldürü amaçlı mizahi fırkalar da yazılmıştır.
Mizahi Fıkralar
Yaşamın gerçeklerinden hareketle söylenen, anlatılardan bir netice çıkartmak amacı olan hiciv, mizah unsurları bulunduran kısa ve sözlü ürünlere mizahi fıkralar denir. Türk toplumunda mizahi fıkralar, genellikle şahıs, topluluk ve yöreler ile özdeşleşmiştir. Mizahi fıkralara örnek olarak; Nasreddin Hoca fıkraları, Bekri Mustafa fıkraları (şahıs fıkraları), Karadeniz fıkraları (yöre fıkraları), Bektaşi fıkraları (topluluk fıkraları) verilebilir. Bu fıkraların siyasi ve toplumsal yönü olmasına rağmen iddia ve ispat içermez.
Gazete Fıkraları
Gazetelerin günlük olarak yayınlanan sayılarında, belirli alanlarda yayınlanan fıkra türlerine gazete fıkraları denir. Bu fıkralarda sorunlar, yalın ve akıcı olarak anlatılır. Gazete fıkrası yazarken; okuyucunun ilgisini sürekli olarak canlı tutmak önemlidir. Fıkra yazarının kültürlü ve günlük hayatı takip eden bireyler olması gerekir.
Fıkra, Sohbet ve Deneme arasındaki benzerlikler ve farklılıklar nelerdir?
Fıkra, deneme ve sohbet türlerinin ortak noktaları şunlardır;
Fıkra, deneme ve sohbette konu sınırlaması yoktur. Bu üç tür de düşünceye dayalı yazılardır ve gazete çevresinde gelişen türlerdir. Uzun olmayan fakat etkili bir içeriğe ve üsluba sahip türlerdir. Fıkra, deneme ve sohbet türlerinin farklı noktaları ise şunlardır;
Sohbette yazar okurla konuşuyormuş gibi bir üslubu benimserken denemede kendi kendisiyle konuşuyormuş gibi bir üslubu benimser.
Deneme türünde ele alınan düşünce, derinlemesine irdelenirken sohbette derinlemesine bir irdeleme söz konusu değildir. Deneme yazarı okuru kendi düşüncesine çekmeyi amaçlamazken sohbet yazarı okuru konu üzerinde düşündürmeye çalışır.
Fıkra, etkisi uzun süren bir yazı türü değilken sohbet ve deneme hemen hemen her zaman okunabilen türlerdir. Sohbette yazar, karşısında biri varmış gibi sorular sorar, sorulara cevaplar verir; fıkrada ise yazar, samimi bir dille konusunu işler, okura doğrudan seslenmez.