Klasisizm, XVII. yüzyılda Fransa”da ortaya çıkan, eski Yunan ve Roma çağı dili ve yazınından, sanatından esinlenerek anlatımda duruluk ve açıklığı, bileşimde dengeyi, ölçülülüğü ve sağlamlığı, ahlaksal ve ruhsal çözümlemede inceliği, doğallığı ve gerçeğe benzerliği ilke olarak benimseyen yazın akımıdır. Diğer bir ifade ile Klasisizm, sanatta Antik Yunan ve Roma sanatını temel alan tarihselci yaklaşım ve estetik tutumdur. “1660 ekolü” olarak da bilinir. Klasisizm’in temel ögeleri kendi içinde soyluluk, akılcılık, uyum, açıklık, sınırlılık, evrensellik, idealizm, denge, ölçülülük, güzellik ve görkemliliktir.
KLASİSİZM
– Klasisizm, 17.yy ortalarında ortaya çıkmıştır.
– Fransa’da ortaya çıkan bir edebiyat akımıdır.
– Akla ve sağduyuya önem verilir.
– İnsanların iç dünyasına saygı göstermek esastır.
– Konularını eski Yunan ve Latin edebiyatından alırlar.
– Kahramanları seçkin kişilerdir. Sıradan insanlara eserlerinde yer almaz.
– Konu önemli değildir. Önemli olan konunun işleniş biçimidir.
– Dil ve üslup kusursuzdur. Dil açık, yalın ve soyludur.
– Sanat, sanat içindir görüşünü savunurlardır.
– Sanatçı eserde kişiliğini gizler.
– Bu akımla yazılan tiyatro eserlerinde üç birlik kuralı (olay, zaman, mekan)’na uyulur.
– Bu akımın en önemli temsilcileri: Moliere, Corneille, Racine, La Fontaine, Daniel Defoe, N. Boileau, Fenelon…
– Türk edebiyatında ise Şinasi ve Ahmet Vefik Paşa’dır.
– Şinasi’nin La Fontaine’den; Ahmet Vefik Paşa’nın da Moliere den yaptığı çeviriler bu açıdan önemlidir.