1923 – 1940 yıllarında hikâye yazarlarımız gözleme dayalı gerçekçiliğe yönelmişlerdir. Hikâye bu dönemde bağımsız bir tür olarak görülmüş, olay hikâyesi tarzında hikâyelerin yanında Memduh Şevket Esendal’la başlayan ve Sait Faik Abasıyanık’la devam eden durum hikâyeleri yazılmaya başlanmıştır.
Olay ve Durum Hikayesi nedir detaylı bilgi için tıklayın!
Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Reşat Nuri Güntekin gibi Cumhuriyet Dönemi’nin ilk yıllarının roman yazarları, hikâye türünde de eserler yazmışlardır. Ancak dönemin ilk yıllarında hikâye türüne daha çok ağırlık veren yazar, Reşat Nuri Güntekin’dir. Reşat Nuri’yi izleyerek ilk hikâye kitaplarını 1923 – 1940 yıllarında yayımlayan yazarlar Kenan Hulusi Koray, Sadri Ertem, Sabahattin Ali ve Sait Faik Abasıyanık’tır. Bu dönemde sanatın toplum üzerinde bir işlevinin olması gerektiği düşüncesi egemen olmaya başlamıştır. Bu anlayışla da hikâyeler yazılmaya başlanmıştır. 1923 -1940 yıllarında yazarlarımız, gözleme dayalı gerçekçilikle eserler yazmışlardır. Bir yandan klasik hikâye yazma yönteminin gelişmesi öte yandan Sait Faik’le durum hikâyesinin yaygınlaşmaya başlaması, hikâye yazma yönteminde yapılan değişiklikte ilk adımlar olarak bu dönemde önem taşır.
HİKAYE NEDİR?
Hikaye yada öykü, yaşanmış veya yaşanabilir bir olayı veya durumu, kişiyi, yer ve zaman belirterek anlatan edebî bir türdür. Diğer bir ifade ile hikaye, olmuş ya da olması mümkün olan olayları anlatan kısa sanat eserleridir. Gerçekleşmesi mümkün bir olayı yer, zaman ve kişi belirterek işleyen sanatsal kısa yazılara hikâye denir.