Yemin Arapça bir kelime olup sözlükte “el, kuvvet ve and” manalarına gelir. Türkçe de daha çok and manası ile anlaşılır. Yemin Şeriata göre ise bir işi yapmak veya yapmamak için “vallahi, billahi” gibi Allah Teâlâ’ya yemin etmekten talâk, köle âzat etmek gibi bir şeye bağlayarak yapılan bir akittir.
Mesela, “Vallahi şöyle yapacağım” denilmesi bir yemin olduğu gibi, “Filan gelirse kölem âzat olsun” denilmesi de bir yemindir.
Kefaret; arınma, yanlışlıkla veya mecbûriyet sonucu işlenen günahın bağışlatılması için şer’î olarak verilen sadaka veya tutulan oruç anlamlarına gelir. Kefaret, lügatta mahvetmek, gidermek gibi manalara gelir. Tekrar belirtmek gerekirse kefaret, ibadet veya davranışlardaki yanlışlık ve eksiklik sebebiyle Allah’tan af dilemek için yapılan ve cezaî tarafı bulunan ibadetlerdir.
Yemin kefâreti
Yaptığı yemini bozan bir müslümana gereken kefârettir ki müslüman veya zimmî bir köle yahut câriyeyi hürriyete kavuşturmak veya on fakiri sabahlı akşamlı doyurmak veyahut bunlara birer parça elbise giydirmek suretiyle yerine getirilir. On fakire birer fıtır sadakası miktarı verilmesi de yeterli olur. Bir fakire on gün birer fitre miktarı verilmesi de yeterlidir. Bunlara gücü yetmeyenin ise üç gün peşpeşe oruç tutması gerekir. Tekrar belirtmek gerekirse;
Her ne şekilde olursa olsun mün’akide olan yemini bozan kimselerin yemin keffâreti ödemeleri gerekir. Yemin keffâreti sırasıyla; on fakire birer fitre (fıtır sadakası) miktarı veya bir fakire on ayrı günde her gün birer fitre miktarı para vermek veya on yoksulu sabah akşam doyurmak ya da giydirmektir. Buna gücü yetmeyenlerin ise, ara vermeden üç gün oruç tutmaları gerekir. Bu keffâret ve sıralama Kur’an-ı Kerim’de belirtilmiştir (Mâide, 5/89).
Maide Suresi 89. Ayet Arapça Yazılışı
لَا يُؤَاخِذُكُمُ اللّٰهُ بِاللَّغْوِ ف۪ٓي اَيْمَانِكُمْ وَلٰكِنْ يُؤَاخِذُكُمْ بِمَا عَقَّدْتُمُ الْاَيْمَانَۚ فَكَفَّارَتُهُٓ اِطْعَامُ عَشَرَةِ مَسَاك۪ينَ مِنْ اَوْسَطِ مَا تُطْعِمُونَ اَهْل۪يكُمْ اَوْ كِسْوَتُهُمْ اَوْ تَحْر۪يرُ رَقَبَةٍۜ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلٰثَةِ اَيَّامٍۜ ذٰلِكَ كَفَّارَةُ اَيْمَانِكُمْ اِذَا حَلَفْتُمْۜ وَاحْفَظُٓوا اَيْمَانَكُمْۜ كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمْ اٰيَاتِه۪ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Maide Suresi 89. Ayet Meali (Anlamı)
Allah sizi kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerden ötürü sorumlu tutmaz, fakat bilerek ettiğiniz yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da kefâreti, ailenize yedirdiğinizin ortalama seviyesinden on fakire yedirmek yahut onları giydirmek ya da bir köle âzat etmektir. Buna imkânı olmayan ise üç gün oruç tutmalıdır. Yemin ettiğinizde (bozarsanız) yeminlerinizin kefâreti işte budur. Yeminlerinize bağlı kalın. Allah âyetlerini sizin için bu şekilde açıklıyor ki şükredesiniz.
Yemin ne demek, kefareti ne kadar
Yemin ifadeleri nelerdir
Yemin ne demek (yemin etmenin hükmü)
Şafii mezhebine göre yeminin kefareti
Yemin nedir çeşitleri nelerdir
Kefaret ne demek kısaca