Gusül lügat manası “yıkanmak” demektir. Gusül, özel bir şekilde vücudun tamamına temiz su dökmek demektir. Diğer bir ifade ile gusül; bütün bedenin, hiçbir tarafında iğne ucu kadar kuru yer kalmayacak şekilde yıkanması demektir. Gusül’e Türkçe’de boy abdesti denir. Kur’an-ı Kerim’de yüce Allah: “Eğer cünüp iseniz tam olarak temizleniniz” (Maide 6) buyurarak guslü farz kılmıştır. Gusül; farz, sünnet ve müstehap olmak üzere üç çeşittir.
Farz olan gusül cünüplükten, hayız ve nifas kanlarının kesilmesinden sonra yapılır. Sünnet olan gusül Cuma ve Bayram günleri, hac veya Umre için ihrama girerken yapılır. Müstehap olan gusül ise kandil gecelerinde, bir korku veya sevinç anında, günahlardan tövbe ederken veya bunlara benzer hallerde yapılan gusüllerdir. Gusül şöyle alınır;
Öncelikle bütün bedene su dökülür, göbek deliği, kasıklar gibi avret mahalleri yıkanır, sonra namaz abdesti alınır, ardından ağza ve burna su verilerek mazmaza ve istinşak yapılır. Bunlar yapıldıktan sonra ise son olarak bütün beden baştan ayağa kuru kalmayacak şekilde yıkanır.
Gusül alırken vücudu ıslatmak yeterliyken, suyu gereğinden fazla kullanmak câiz değildir. Bu sebeple, fıskiyeden akan suyla değil, kovaya konulmuş yeterli suyla gusül alınması tavsiye edilir. Fıskiye kullanılacaksa da suyun kısık olması gerekir. Ayrıca vücudu yıkarken ovmak da önemlidir. Hatta Mâlikî mezhebinde abdestte deriyi ovmak farzdır. Hanefî mezhebinde farz olmasa da Mâlikîlerin görüşü bize hassas olmamız gerektiğini salıklar.
Gusül abdesti nasıl alınır ayrıntılı
– Gusletmek isteyen bir kimse, banyoya girmeden ”Eûzü- Besmele” çeker ve sol ayağı ile banyoya girer (Eğer banyoya girdikten sonra Besmele çekmek gerekirse kişi, Besmeleyi ağız kıpırdatmadan içinden çeker).
– “Niyet ettim Allah rızası için gusül abdesti almaya” diye niyet eder.
– Önce avret mahallini temizler (Avret mahalli kadınlar için diz kapağı ile koltukaltı hizası arası, erkekler için göbeğin üstü ve diz kapağının altıdır).
– Önce namaz abdesti alır.
– Bundan sonra ağzına üç kere dolu dolu su alır ve her defasında ağzını boğazına kadar gargara yapmak sûretiyle çalkalar (Oruçlu ise boğazına su kaçmamasına dikkat eder).
– Sonra burnuna üç defa su çekerek burnunu temizler, buradaki ölçü, çekilen suyun burnu sızlatacak derinlikte olmasıdır.
– Daha sonra kuru yer kalmayacak şekilde bütün vücut yıkanır. Göbek boşluğuyla küpe deliklerine su gitmesi hususuna dikkat edilmelidir.
– Önce başa, sonra sağ omuza ve sol omuza birer defa su dökülür, bu işlem üç defa tekrarlanır.
– Ayak altında su birikmişse çıkarken ayaklar yıkanır.
– Daha sonra sağ ayak ile gusledilen yerden çıkılır.
– Gusül abdesti niyeti olmadan, bütün vücudu yıkamak gusül yerine geçmez.
Guslün Farzları nelerdir?
1- Mazmaza: Ağıza su alıp boğaza kadar çalkalamak.
2- İstinşak: Burna su çekmek ve burnu yıkamak.
3- Bütün bedeni yıkamak: Tepeden tırnağa bütün vücudu, ıslanmayan yer kalmayacak şekilde yıkamak.
Şafii mezhebine göre güslün farzları
1- Niyet,
2- Bedenin her yerini yıkamak. (Bazı kitaplarda, Şafii’de guslün farzı üçtür deniyor. Bedendeki necaseti temizlemeyi de ekliyorlar. Beden yıkanınca, necaset de temizlenmiş olacağı için, guslün farzına iki denmesinin mahzuru olmaz.)
Guslün Sünnetleri nelerdir?
1- Gusle Besmele ve niyet ile başlamak.
2- Avret yerini yıkamak ve bedenin herhangi bir yerinde pislik varsa onu temizlemek.
3- Gusülden evvel abdest almak.
4- Abdestten sonra, önce başa, sonra sağ omuza, sonra sol omuza su dökmek, bu işlemi aynı sıralamayla üç defa tekrarlamak.
5- Guslederken çok fazla veya çok az su kullanmaktan kaçınmak.
6- Kimsenin göremeyeceği bir yerde yıkanmak.
7- Tenha bir yerde yıkanılsa bile, avret yerini açmamak.
8- Guslederken konuşmamak.
9- Gusül bitince bedeni bir havlu ile kurulamak.
10- Gusülden sonra çabucak giyinmek.
Guslü Gerektiren Haller nelerdir
a. Cünüplük: Cinsî münasebet, ihtilam ve ne şekilde olursa olsun meninin vücut dışına çıkması boy abdestini gerektirir.
b. Hayız ve Nifas (Lohusalık): Hayız ve nifas hali sona erince gusül farz olur.
Şehvetle yerinden ayrılan ve şehvetle dışarıya atılan bir meniden dolayı gusletmek gerekir. Şehvetle yerinden aynlıp, şehvet kesildikten sonra dışarıya atılan meniden dolayı da, İmamı Azam ile İmam Muhammed’e göre, gusletmek gerekir. Fakat İmam Ebu Yusuf’a göre gusül gerekmez.
Rüyada şehvetle ayrılan bir meninin, şehvet kesildikten sonra dışarıya akıtılmasını sağlamak için tenasül organını tutmak ve sonra dışarıya akıtmakta, misafir ve soğukta bulunanlar için İmam Ebu Yusuf görüşünü seçmekte kolaylık vardır. Bu yönden bu görüşün tercih edilmesini uygun görenler vardır. Bakmak ve dokunmak suretiyle şehvetle gelen meniden dolayı da gusletmek gerekir.
Cinsel ilişki halinde sünnet yerinin veya o kadar bir kısmın duhulü ile, buluğ çağına ermiş erkek ve kadının gusletmeleri gerekir. Meninin gelip gelmemesine bakılmaz. Bunlardan yalnız biri buluğ çağına ermiş ise sadece ona gusül gerekir, diğerine gerekmez. Ancak buluğ çağına yaklaşmış bir devrede ise, yıkanmadan namaz kılmasına izin verilmez. Namaza devam için taharette tedbirli olmak lazımdır. Bu ve buna benzer hangi haller olursa olsun ihtiyat olan yol gusletmek suretiyle şüpheli hallerden sakınmaktır.
Uykudan uyanan kimse, yatağında, çamaşırında veya bedeninde bir yaşlık görünce bakılır: Eğer rüyada cinsel ilişkide bulunduğunu hatırlıyorsa, gusletmesi gerekir. Yaşlığın meni olup olmamasında şüpheye düşmesi bir önem taşımaz. Ancak ihtilam olduğunu hatırlamadığı takdirde, yaşlığın mahiyetinin ne olduğu üzerinde durulmaz ve gusül gerekmez. Çünkü akıntının şehvetle geldiği bilinmemektedir. Bu mesele İmam Ebû Yusuf’a göredir, İmamı Azam ile İmam Muhammed’e göre, gelen akıntının mezi olduğunu anlıyorsa, gusl etmesi gerekmez. Fakat meni olduğunu biliyor veya şübheye kapılıyorsa, gusletmesi gerekir. İhtiyata uygun olan da budur. Onun için fetva buna göredir.
Yatağından uyanıp kalkan kimse, ihtilam olduğunu hatırladığı halde, tenasül organında bir yaşlık görse gusletmesi gerekir. Ayakta veya oturduğu yerde uyuyan kimse, uyanıp da bu organında bir yaşlık görse, bakılır: Eğer bu yaşlığın meni olduğuna kanaati varsa veya uyumadan önce bu organı hareketsiz bir halde idi ise, gusletmesi gerekir. Fakat böyle bir kanaati yoksa ve tenasül organı da önceden uyanık durumda idi ise, gusletmesi gerekmez. Bulunan yaşlığın mezi olduğuna hükmedilir. Çünkü organın uyanık olması, mezinin çıkmasına sebeb olur.
Sarhoş veya bayılmış olan bir kimse uykusundan uyanıp da, kendisinde meni bulacak olsa, gusletmesi gerekir. Mezi bulacak olsa yıkanması gerekmez.
İdrarını yaparken, tenasül organı uyanık olduğu halde meni gelse, yıkanması gerekir. Organ uyanık olmayınca; gusletmek gerekmez, çünkü uyanıklık şehvetin bulunmasına delildir.
Bir erkek veya bir kadın rüyada ihtilam olsa da, meni dışarıya çıkmış olmasa, yıkanmak gerekmez. İmam Muhammed’e göre, böyle bir kadının ihtiyat olarak yıkanması gerekir. Çünkü kadından çıkacak bir sıvının yine ona dönmesi ihtimali vardır.
İhtilam olan veya cinsel ilişkide bulunan bir kimse, idrarını yapmadan veya çokça yürümeden veya yatıp uyumadan yıkansa da, sonra kendisinden meninin arta kalan kısmı çıkacak olsa, ikinci kez yıkanması gerekir. Fakat idrarını yaptıktan veya epeyce yürüdükten veya uyuduktan sonra şehvetsiz olarak gelecek meni guslü gerektirmez. Çünkü bu durumda o meni, yerinden, şehvet olmaksızın ayrılmış bulunur. Yine bir kadından, yıkandıktan sonra, kocasının menisi çıkacak olsa, tekrar gusletmesi gerekmez.
Bir yatakta yatıp uyuyan iki kimse, uyandıkları zaman ihtilam olduklarını hatırlamayarak yatakta meni gibi bir yaşlık görseler veya kurumuş meni görüp de o yatakta kendilerinden önce başka bir kimse yatmış olsa bu durumda meninin kime ait olduğu bilinmese her ikisinin de ihtiyaten yıkanması gerekir.
Şehvet olmayıp da döğülmeden, ağır bir yük kaldırmadan ve yüksek bir yerden düşmeden dolayı meni gelmesiyle gusül gerekmez.
(İmam Şafî’ye göre bu hallerde de gusül abdesti gerekir.)
Yerinden şehvetle ayrılan bir meni, bedenin dışına veya dış hükmünde olan yere çıkmadıkça gusül gerekmez.
Bakire bir kızın bekaretini yok etmemek sureti ile yapılan bir ilişkide meni gelmeyince gusül gerekmez; çünkü bekaret, sünnet yerine kadar duhule engel olmuş demektir.
Cünüplük, hayız veya nefselik (loğusalık) halinde iken, gayrimüslim bir kadın veya gayrimüslim bir erkek ihtida etse, gusletmesi farz olur. Hayız veya nefseliği son bulmuş olsa da, yıkanmamış bulunsa, yine gusül gerekir. Fakat yıkanmış bulunan veya henüz cünüplük, hayız ve nefselik haline düşmemiş olan erkek veya kadın gayrimüslim ihtida etse, yıkanması mendub olur.