Abdestte ve gusülde kullanılmış olan suya müstamel su denir. Cenaze yıkanmış su da, yemekten önce ve sonra sünnet olduğu için el yıkanmış su da müstamel sudur. Müstamel su, İmam Azam’a göre ağır necasettir. İmam Ebû Yusuf’a göre, hafif necasettir. İmam Muhammed’e göre temizdir. Fetva da İmam Muhammed’e göredir. Bu suyla necaset temizlenir ama abdest alınmaz ve gusledilmez. İçmek ve hamur yapmak mekruhtur. Müstamel su, dört mezhebin hâkim görüşüne göre temizdir ama Malikîler hariç üç mezhebe göre temizleyici değildir. Dolayısıyla da o suyla tekrar abdest ve gusül alınmaz. Fakat necaset temizlenebilir. Malikîler müstamel suyun temizleyici olduğuna hükmetmişlerdir.
Şu hususu da hatırlatmak gerekir: İmam Âzam ve İmam Ebû Yusuf, müstamel suya necaset nazarıyla bakıyorlarsa, her ne kadar mezhebin genel görüşü olmasa da bu konuda hassasiyet göstermekte fayda vardır. Mesela abdest alırken üzerimize su sıçratmamaya dikkat edebiliriz.
İslâm hukuku açısından sular; biri mutlak, diğeri mukayyed olmak üzere iki kısma ayrılır. Mutlak su, aslî özelliğini kaybetmemiş olan yağmur, kar, deniz, göl, ırmak, pınar ve kuyu sularıdır. Bunlardan her birine “mutlak su” denir. Mukayyed su ise; kendisine herhangi bir maddenin karışmasıyla renk, koku, tad gibi aslî özelliklerinden birini veya bir kaçını kaybetmiş ve hususî bir ad almış olan sulardır. Gül suyu, çiçek suyu, meyva suyu, et suyu gibi… Bunlardan her birine de “mukayyed su” denir.
İSLAMA GÖRE SULAR
İslâm hukuku açısından sular; biri mutlak, diğeri mukayyed olmak üzere iki kısma ayrılır. Mutlak su, aslî özelliğini kaybetmemiş olan yağmur, kar, deniz, göl, ırmak, pınar ve kuyu sularıdır. Bunlardan her birine “mutlak su” denir. Mukayyed su ise; kendisine herhangi bir maddenin karışmasıyla renk, koku, tad gibi aslî özelliklerinden birini veya bir kaçını kaybetmiş ve hususî bir ad almış olan sulardır. Gül suyu, çiçek suyu, meyva suyu, et suyu gibi… Bunlardan her birine de “mukayyed su” denir.
Mutlak sular, hem temiz hem de temizleyici olup olmama yönünden beş kısma ayrılmıştır. İşte bunlardan biri de, sözlük anlamı itibâriyle kullanılmış su demek olan “mâ-i müsta’mel’dir. Abdest almak veya gusletmek gibi mânevi bir pisliği gidermek, herhangi bir farzı yerine getirmek veya sevap kazanmak niyetiyle insan bedeninde veya bir uzvunda kullanılan sular, kullanılmış su hükmündedir. Keza abdesti olan bir kimsenin sırf sevap kazanmak amacıyla başka bir mecliste veya bir ibadet yaptıktan sonra aynı mecliste tekrar abdest aldığı su da böyledir. Aynı şekilde, yemeklerden önce ve sonra Hz. Peygamber’in sünnetine riayet etmek amacıyla elleri yıkamada kullanılan su da bu gruba girer.
Kullanılmış su, İslâm hukuku açısından temiz olup maddi pislikleri gidermede kullanılırsa da; abdest almada, gusülde ve diğer mânevi kirleri gidermede kullanılamaz. Buna göre, abdest alırken veya guslederken insan bedenine dokunarak akan suları biriktirip de onunla tekrar abdest almak veya gusletmek caiz değildir. Yine, bu tür suları içmek, hamurlu işlerde vs. kullanmak tenzihen mekruhtur. Ancak, bedenden sıçrayan bu sular, dokundukları şeyleri veya abdestten sonra kurulanmak için kullanılan havluyu pisletmezler. Buna rağmen, abdest alırken sıçrayan sulardan sakınmak, kalb huzuru ve gönül rahatlığı açısından daha iyidir.
Kullanılmış suyun temiz olup temizleyici olmaması İmam Muhammed’e göredir. İmam A’zam ile İmam Ebu Yusuf’a göre bu çeşit sular pis sayılır. İmam Mâlik ile İmam Şafiînin bir görüşüne göre de kullanılmış su, hem temiz hem de temizleyicidir. Fakat tekrar kullanılması mekruhtur (bk. es-Serahsî, Kitâbü’l-Mebsût, 1, 52-53; el-Kâsânî, Bedâyiu’s-Sanâyî, I, 83; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihali, s. 49-50; Mehmed Zihni Efendi, Nimet-i İslâm, s. 12).
Abdest suyunun (ma-i müstamel) tekrar kullanılmasının hükmü hakkında bilgi
İçinden su alıp yıkanılan kurna veya herhangi bir kaba elin batmasıyla içindeki su pis olmaz, temizliğinden bir şey kaybetmez. Yeter ki, içine dalan elde bir necaset bulunmasın, bir pislik olmasın.
Yıkanırken bedenden sıçrayan mâ-i müstâmel dediğimiz kullanılmış suya gelince, bu su, temizdir, ama temizleyici değildir. Bu itibarla, temiz bir suyun içine böyle kullanılmış su damlacıkları düşse, hemen o suyu kirletti denmez, bakılır. Sıçrayan kullanılmış su mu fazla, yoksa kaptaki kullanılmamış su mu fazla? Şâyet temiz suya sıçrayan su damlacıkları azınlıkta, temiz su fazla ise, bununla gusül de yapılır, abdest de alınır. Birkaç damlacık su, kurnadaki yahut kaptaki suyun temizliğine mâni olamaz. Bununla beraber dikkat etmeli, kurnadaki veya kovadaki suya eli batırmadan, tasla alıp ötede dökünmeye gayret göstermelidir. Temizlikte titizlik iman kuvvetinin işaretindendir.
Gerek elin kurnadaki suya batmış olmasından, gerekse yıkanırken su damlacıklarının sıçramasından suyun kirlendiği yolunda vesveseye girilirse, kovayı temizleme usûlüne gidilmelidir. Bu usûl gayet kolaydır. Musluk açılır, kurnat / kova aşıncaya kadar doldurulur. Taşmaya başlayan su temizlenmiş sayılır. Dışarıya akan sular kirli sulardan kabul edilir. Kalan su ile hemen gusledilir. Kurnayı tamamen boşaltmak gerekmez.