Sünnet sözlükte; iyi ahlâk, iyi huy, yol, Allah Tealâ’nın kanunu, adet, davranış hal ve gidiş, giriş, alışılmış yol demektir. Terim anlamı olarak sünnet; Peygamber Efendımiz (sav)’in farz ve vaciplerden hariç olarak yaptığı ve yapılmasını istediği fiil ve davranışlardır. Diğer bir ifade ile sünnet; Hz Peygamber (sav)’in devamlı olarak yaptığı ve bir mazeret olmaksızın terketmediği şeylerdir.
Sünnet fıkıh usûlü terimi olarak, Hz. Peygamber’den nakledilen söz, fiil ve takrirlerdir.
Sünnet, Kur’ân’ın açıklayıcısı olduğu için Kur’ân-ı Kerîm’den hemen sonraki ikinci delildir. Sünnet’in iyi veya kötü yolda gidiş, anlamını şu hadiste görmek mümkündür; “Kim güzel bir âdeti başlatırsa, kendisine hem o davranışın hem de kıyamete kadar onu örnek alan kimselerin sevabı verilir. Yine kim kötü bir âdeti başlatırsa, kendisine hem o davranışın, hem de kıyamete kadar onu örnek alan kimselerin günahı yüklenir.”
SÜNNET KAÇA AYRILIR?
Sünnet iki’ye ayrılır.
a) Sünnet’i Müekkede; Peygamber Efendimizin çoğu zaman yaptığı, pek az yapmadığı sünnete Sünnet-i Müekkede denir. Sabah, öğle ve akşam namazlarının sünnetleri gibi.
b) Sünnet-i Gayri Müekkede; Peygamber Efendimizin ara sıra yaptığı sünnete Sünnet-i Gayri Müekkede denir. İkindi ile yatsı namazının ilk sünneti gibi.
Sünnetin Hükmü
Sünnet-i müekkedenin yapılmasında büyük sevaplar vardır. Kasden veya tembellikle terk edilmesinde Cehennem azâbı yoksa da şefâatten mahrumiyet gibi büyük bir kayıp ve ziyan söz konusudur. Böyle kimseler Resûlullah tarafından kınanıp levmedilmeye de müstehak olurlar. Bu sünnetlerin değiştirilmesi veya inkârı ise bid’attır, dalâlettir.
Sünnet-i gayr-i müekkedenin yapılması da pek güzel ve sevaplıdır. Yemek, içmek, giyinmek, v.s. gibi günlük fıtrî hareketler ve muameleler, sünnete ittiba’ yoluyla, ibadet hükmüne geçer. İşlenmesi âdet olan fiiller, böylece hayat kazanır, şefâate vesile hâline gelir, insan ruhuna feyizler bahşeder çünkü sünnetin en küçük bir edebine riâyet dahi, Allah Resûlünü hâtıra getirir, kalbe nûr ve huzur verir. Bu ikinci kısım sünnetlerin terkinde, hiçbil günah olmadığı gibi kınama ve azar (levm ve itab) da yoktur, fakat yukarıda saydığımız büyük sevabları kaybetme ve sünneti nurundan ve hakikî edebden istifade edememe durumu vardır.
Ayrıca sünnet denildiğinde erkeklerin üreme uzuvları etrafındaki derinin kesilip atılması da anlaşılır. Buna asıl olarak Hıtan ismi verilir.
Müslümanlar bu hususa çok dikkat ederler. Sevgili Peygamberimiz çocukların yedi yaşına kadar sünnet ettirilmelerini bunun için bir düğün bile tertip edilmesini emretmişlerdir. Sünnet merasimleri Yüce Allah’ın rızası için bir vesile kabul edilir. Ancak bu merasimlerde müslümanlara yakışmayacak işlere girişmek içkili, davullu ve zurnalı faaliyetlere başvurmak son derece günahtır. Her şey Allah rızası için ve sevgili Peygamberimizin sünneti için yapılmalıdır.
Sünnet örnekleri
– Gece abdestli yatağa girmek (Şayet ölüm gelirse şehit hükmünde olmak için).
– Tuvalete girerken sol ayakla girmek, çıkarken sağ ayakla çıkmak.
– Konuştuğu kimseye bedeniyle dönerek konuşmak.
– Kapıyı çalarken kapının ya sağında ya da solunda beklemek, karşısında durup da içeriyi izlememek (kapı ilk açıldığında ev sahibinden izinsiz içeriye bakmak haramdır).
– Ezan-i Muhammedi okunurken onu müezzinden sonra tekrar etmek.
– Orucu su veya hurma ile açmak.
– Yolda giderken ayağa takılabilecek veya ona benzer şeyleri kenara çekmek.
– Topluluk içinde yanındaki kişiyle fısıldaşmamak.
– Az gülmek, gülünce kahkaha ile değil, tebessüm ederek gülmek. mütebessim olmak.
– Selamla birlikte samimiyetle, tebessüm ederek musafahada bulunmak.
– Yemeğe sofradakiler ile beraber başlamak.
– Suyu üç yudumda oturarak, kıbleye dönerek içmek. Başında “besmele” çekmek, sonunda “elhamdülillah” demek.
– Pazarlık yapmak.