Vacip, farz kadar kesin olmamakla beraber kuvvetli bir delil ile yapılması emredilen şeye denir. Vacip, İslam fıkhında yapılması farz seviyesinde olmayan fakat sünnetten daha kuvvetli olan dini hükümlerdir. Vacip sözlükte “sabit, lazım, var ve gerekli olan şey” anlamına gelir. Vacip fıkıh âlimlerinin çoğunluğuna göre farz ile eş anlamlıdır. Hanefî uleması farz ve vacip diye ikili bir ayırım yapmışlardır. Hanefîlere göre vacip, yapılmasının gerekliliğini ifade eden deliller, farz kadar kuvvetli ve açık olmayan vazifelere denir fakat vaciplerin de farzlar gibi kesin olarak yapılması gerekir. Binaenaleyh vacibe, “amelî farz” da denmektedir.
Vacibin hükmü de farz gibidir. Yani, işlenmesi hâlinde sevab, terkinde ise azab vardır. Ancak i’tikad bakımından vâcib, farz gibi değildir. Vâcibi inkâr eden dinden çıkmaz fakat dinde olan bir emri inkâr ettiği için bid’at işlemiş ve günaha girmiştir. Vacibi unutarak veya kasten terk eden daha sonra kaza etmekle mükelleftir. Mesela vitir namazını kaçıran daha sonra kaza etmelidir.
Başka bir örnek vermek gerekirse, namazın vaciplerinden herhangi birinin terkedilmesi namazı bozmaz. Namazın vaciplerinden biri sehven terkedilmişse sehiv secdesi yapmak gerekir. Eğer kasten terkedilmişse, namazın iade edilmesi yani yeniden kılınması gerekir.
Hanefîler’e göre vâcip iki kısma ayrılır;
a) Kat`î bir delile yakın derecede kuvvetli görünen zannî bir delille sabit olan vâcipler. Bu kısma giren vâcipler amelî farz veya zannî farz adını alır. Vitir namazı, abdestte başın dörtte bir miktarını meshetme böyledir.
b) Zannî delil olan haber-i vâhid ile sabit olan vâcipler ise, önem derecesi itibariyle amelî farzın altında ve sünnetin üstündedirler. Meselâ, namazda Fâtiha okuma, vitir namazında kunut tekbiri, bayram tekbirleri, namazın sehiv secdesi ile ikmal edilen vâcipleri böyledir.
Vacip Örnekleri
– Kurban kesmek,
– Fıtır sadakası vermek,
– Vitir namazı kılmak,
– Bayram namazı kılmak
– Tilavet secdesi yapmak,
– Tadil-i erkâna riayet etmek,
– Secdeleri birbiri arkasından yapmak,
– Gerektiğinde secde-i sehv yapmak,
– Namazda zamm-ı sure okumak,
– Cemaatle kılınan namazda imama tâbi olmak,
– Fatiha’yı zamm-ı sureden önce okumak,
– Adağı yerine getirmek.