Amel defteri; insanın dünya hayatında yaptığı iyi ve kötü bütün işlerin, söylediği tüm sözlerin kaydedildiği defter demektir. Diğer bir ifade ile mahşer yerinde toplanan insanlara, dünyada yaptıkları iyilik ve işledikleri kötülüklerin yazılı olduğu bir defter dağıtılır. Buna: “Amel Defteri” denir.
Amel defteri, Kur’an-ı Kerim’de kitap ve suhuf adlarıyla geçer. Kur’an’ın bildirdiğine göre insanın dünyada benimsediği inanç ve işlediği bütün fiiller tesbit edilmiş olup kıyamet gününde bir kitap halinde kendisine sunulacak; okuma bilen ve bilmeyen herkesten kendi kitabını okuması istenecek. (El-İsrâ 17/13-14)
Amel defterlerinin keyfiyetini ancak Allah bilir. Lâkin bizlere bildirilen husus, en ufak bir amelin dahî gözden kaçırılmadan, kişinin küçük-büyük yapmış olduğu her şeyin yazıldığı bir kitap olduğudur. Bu defter sesli bir film misali insanın her türlü hâl ve hareketini, konuşmalarını zapt eden bir defterdir. Bu kayıt ve zabıtlarla insan ahirette hesaba çekilecek, bu defter insanın leh veya aleyhinde bir şahid olacaktır. Kur’an’da “kitab” olarak zikredilmektedir.
Dünya hayatında devamlı olarak insanla beraber bulunan ve onun yaptıklarını kaydeden melekler vardır. Kur’an-ı Kerîm bu melekler hakkında şöyle buyurur:
“…Halbuki üzerinizde gözetleyici melekler var, şerefli yazıcı (melekler). Her ne yaparsanız bilirler” (el-Infitâr, 82/10-12). “O, (Insan) her ne söz söylerse muhakkak yanında hazır bir gözcü vardır” (Kaf, 50/18).
Amel defterine insanın yaptıklarını yazan meleklere Hafaza (Hâfıza) melekleri veya Kirâmen Kâtibîn (Şerefli Yazıcılar) yahut “Rakîb-Atîd” denmiştir.
Her insana, kendi amel defteri, Ahiret gününde verilecek ve insan kendi yaptıklarını orada bizzat görüp okuyacaktır. Defterleri sağl tarafından verilen kimseler Cennetlik bahtiyarlar, sol tarafından veya arkasından verilen kimseler ise Cehennemlik bedbahtlar olacaklardır. Bahtiyarların hesabı ya çok basit geçecek veya onlar hiç hesaba çekilmeyecek; bedbahtlar ise çok çetin bir hesapla karşılaşacaklardır. Kur’an-ı Kerîm bu hususta da şöyle buyurur:
“….Işte o vakit kitabı (amel defteri sağl eline verilmiş olan kimse der ki: ‚Gelin kitabımı okuyun. Çünkü ben hesabıma ulaşacağımı (hesaba çekileceğimi) zannetmiştim!. Artık o hoşnut bir hayatta yüksek bir Cennet’tedir ” (el-Hâkka, 69/19-22). “Kitabı sol eline verilmiş olan ise, der ki: ‚Eyvah, keşke kitabım bana verilmeseydi… Hesabının da ne olduğunu bilmeseydim!… Tutun onu hemen bağlayın onu, sonra Cehennem’e atın onu…”(el-Hâkka, 69/25-27, 30-31).
İnsan, kendi amel defterinde hayatının bütün teferruatını görünce hayret edecek ve Kur’an’ın tabiriyle şöyle diyecek “Eyvah bize, bu deftere ne olmuş, küçük büyük bırakmayıp hepsini toplamış… ” (el-Kehf, 18/49).
Amel defteri insanın dünya hayatındaki kendi yaptıkları ameller doğrultusunda doldurulduğuna, insan da iradeye sahip olduğuna göre amel defterının iyi veya kötü şeyleri ihtiva etmesinde insanın kendisi etkilidir. “Iman edecek salih amel işleyenlerin amelleri zâyi’ olmaz. Biz onu yazmaktayız. ” (el-Enbiyâ, 21/94). Bu hususta başkasını suçlamasına mahâl yoktur. Arzu edilir ki o defter yüz ağartıcı sahifelerle dolu olsun. Yüzümüzün akı olacak salih ameller, o defteri süsleyecek olanlardır. Bu da ancak Allah’ın dinini yeryüzünde hakim kılmak, bu dini yaşamak ve Allah Resulu’nün gösterdiği yoldan gitmekle elde edilir.
Amel Defteri Sağdan ve Soldan Verilenlere ne denir?
Amel defterleri Cennetliklere sağdan, Cehennemliklere soldan veya arkadan verilir. Defteri sağdan verilenlere “ashâb-ı yemîn”, soldan veya arkadan verilenlere “ashâb-ı şimâl” adı verilir. Defterin sağdan verilmesi bir müjde, soldan verilmesi ise azabın habercisidir.
Öldükten sonra amel defterleri kapanmayan üç kimse kimlerdir?
Ebu Hureyre (ra)’den rivayet edildiğine göre, Rasûlüllah (sav) şöyle buyurdu:
“İnsanoğlu öldüğü zaman, bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: Sadaka-i câriye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat.”