Mehir (mehr) sözlükte, “ücret” mânasına gelir. Mehir, İslam hukukunda erkeğin evlenirken eşine verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para veya başka bir mala denir. Tekrar belirtmek gerekirse İslamda bir kadınla erkek evlendiğinde, nikah yapılırken, erkeğin kadına verdiği, yahut vermeyi taahhüt ettiği bir miktar para veya mala mehir denilir.
Mehir; Allah’u Teâlâ’nın evlenecek kadınlara, erkeklerin vermeyi zorunluğu kıldığı mal demektir. Bunun mutlaka verilmesi lazımdır. Mehir kadının hakkıdır. Onda anne, baba veya bir başkasının hakkı yoktur. Kadın mehrini almadan isterse gerdeğe girmez. Kur’ân-ı Kerîm’de mehir anlamında ecrin çoğulu olarak ücûr, farîza ve saduka (çoğulu sadukat) kelimeleri geçmektedir. Hadislerde bu mânada daha çok mehir ve sadak terimlerine rastlanmaktadır.
Hanefîlere göre mehir, nikâhın sonuçlarından biridir. Bu nedenle nikâh esnasında belirlenmemiş olsa, hatta nikâh esnasında verilmeyeceği şart koşulsa bile evlenen kadın mehre hak kazanır.
Mehir hemen ödenirse buna Mehri Muaccel, daha sonra ödenmesi kararlaştırılmışsa buna da Mehri Müeccel denilir.
Mehrin başlık parası ile hiçbir alakası yoktur. Kadın bu parayla çeyiz düzmek mecburiyetinde de değildir.
Mehir İle İlgili Ayetler
Kur’ân-ı Kerîm’de kendileriyle evlenilen kadınlara mehirlerinin verilmesi gerektiği belirtilmiş (el-Bakara 2/236-237; en-Nisâ 4/4, 24, 25; el-Mâide 5/5), hadislerde de mehirle ilgili fıkhî hükümlerin ayrıntıları yer almış, ayrıca evlenmeyi zorlaştıracak tarzda mehir miktarında aşırıya kaçılmaması öğütlenmiştir. (Miftâḥu künûzi’s-sünne, “nikâḥ” md.)
Mehir ne zaman verilir?
Kadın “Mehrimi alır, babamın evinden öyle çıkarım.” derse bu onun hakkıdır. “Acelesi yok, sen bana borçlanmış ol.” derse bu da onun hakkıdır. Erkek “Hemen ödeyeceğim.” derse kadın hemen alır. “Hemen ödemeyeceğim, üç yıl beş yıl içinde öderim.” gibi esnetirse, kadın da razı olursa böyledir. İş mahkemeye intikal ederse bir İslam düzeninde, erkek şahitlerin huzurunda “Şu kadar mehir verecektim.” dediyse bu mehrin hacmi, büyüklüğü ne kadar olursa olsun; kadın boşanmış da olsa, evinde de olsa, araları iyi de olsa, kötü de olsa kadın mahkeme kararıyla o mehri kuruşuna kadar alır. Mehir daire de olabilir, tarla da olabilir. Nasıl ittifak ettilerse. Gerdek gecesinden sonra mehir, kadının yüzde yüz hakkıdır. Sonraki işleyebileceği kusurları, kabahatleri mehir hakkını düşürmez.
Mehir Miktarı Ne Kadardır?
Mehrin en az miktarı Hanefîlere göre 10 dirhem (o dönemlerde yaklaşık iki koyun bedeli), Mâlikîlere göre ise 3 dirhem gümüştür.
Şâfiî ve Hanbelî hukukçulara göre ise mehrin alt veya üst sınırı yoktur. Mehrin üst sınırının olmadığı konusunda Hanefî ve Mâlikîler de diğer iki mezhep gibi düşünmektedir. Hz. Ömer kendi halifeliği döneminde evlilikleri kolaylaştırmak için mehre üst sınır getirmek istemiş, fakat bir kadının “…Onlara kantarla vermiş olsanız da hiçbir şeyi geri almayın…” (Nisâ, 4/20) âyetini delil getirmesi karşısında bu düşüncesinden vazgeçmiştir.
Mehir, kadını hem evliliğe ısındırmak hem de ona belli bir malî güç kazandırmak düşüncesiyle öngörülmüştür.
Mehir Hangi Durumlarda Verilir?
Nikâh akdi yapıldıktan sonra eşler arasında cinsel birleşme veya sahih halvet (cinsel ilişkide bulunmalarına herhangi bir engel olmayan bir ortamda başbaşa kalmaları) gerçekleşirse, erkek, kadına mehrinin tamamını vermekle yükümlüdür. (İbnü’l-Hümâm, Feth, III, 311).
Mehir Hangi Durumlarda Verilmez?
Evlenme akdi sahih olur, fakat ilişki veya sahih halvetten önce kadının sebep olmasıyla ayrılık vaki olur veya kadın mehri karşılığında eşinden ayrılma yoluna giderse (muhâlaa) mehir hakkı düşer. (İbn Kudâme, el-Muğnî, X, 62-63; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, III, 309; el-Fetâvâ’l-Hindiyye, I, 334)
Mehir olabilecek mallar nelerdir?
Mezhep imamları, karşılığında paranın verilebileceği her şeyin mehir olabileceği hususunda görüş birliği içerisindedir. Ancak en yaygın olan mehir çeşidi bizzat paranın kendisidir. Paralar arasında altındır. Dolayısıyla satın alınması haram olan şeylerin mehir olarak verilmesi caiz değildir. Hatîb Eş Şirbînî bu hususu şu veciz cümleyle özetlemiştir;
Ödenecek mal, kendisi için ödeme yapılan şey, peşin, borç, ister az ister çok olsun kendisinden faydalanılacak her şey mehir olabilir. (Muğni’l-Muhtâc, Hatib Şirbînî, Daru’l Feyhâ DİMEŞK 2009 c.4 s.277)
Şafi ve Hanbeli mezhebine göre mehrin miktarı tam olarak belirtilmemiştir. Bu bakımdan mehir az da olsa çok da olsa geçerlidir. (El Hâvî’l Kebîr, El Mâverdî, Mektebetü’ş Şâmile c.9 s.397) Hanefi mezhebine göre mehir en az on dirhem, Maliki mezhebine göre ise en az çeyrek dinar olmalıdır. (Bedâiu’s Sanâi, İmam Kâsânî, Mektebetü’ş Şâmile c.2 s.276) Dirhem (3,125 gram); gümüş, dinar (4,25 gram) ise altın paradır.
Dolayısıyla bu iki mezhebe göre; nikâh bu miktarlardan az paraya kıyılmışsa, bunu meşru miktarına yükseltmek gerekir.
Şafi mezhebi ve Ahmed Bin Hanbel’e nispet edilen bir kavle göre Kuran eğitimi mehrin yerine geçebilir. Maliki mezhebinin bazı âlimleri ile Ahmed Bin Hanbel’in diğer bir kavline göre ise Kuran eğitimi mehir yerine geçmez. Zira bunlar ibadettir, para karşılığında yapılabilecek şeyler değildir. (El Mevsûatü’l Fıkhiyyetü’l Kuveytiyye c.39 s.157) Ancak günümüzde bazı evli çiftlerin mehir yerine şart koştukları Kuran’ı Kerim’den belirli yerleri ezberlemeleri, mehir olarak geçerli değildir. İki çeşit mehir vardır; müsemma ve misl.. Müsemma; nikâh kıyıldığında belirlenen miktardır. Müsemma mehir, ancak erkek ve kızın akit sırasında kendi aralarında belirlemeleriyle olur. Misl ise nikâh akdinde belirlenmeyen ve evlenecek olan kızın başta yakın akrabaları olmak üzere bazı kimselerin mehrini ölçü alarak kendisine verilen miktardır. Kadın ve erkek mehirsiz evlenmek üzere birbirleriyle anlaşırlarsa, Maliki mezhebi hariç cumhur nikahın geçerli olduğunu belirtmiştir.
Ancak yaptıkları anlaşma geçersiz olduğundan, zifaf veya ikisinden birinin ölmesi durumunda kıza mehri mislin verilmesi gerekir. Malikiler derki: Nikâh akdi geçersiz olmakla birlikte eğer zifaf gerçekleşmişse kıza mehri mislin verilmesi gerekir. (Mevsûatü’l
Fıkhı’l İslami Ve’l Kadâyâ’l Muâsıra, Vehbe Zuhâyli, Daru’l Fikr DİMEŞK 2013 c.8 s.266)
Erkeğin geciktirmeksizin mehrini eşine vermesi gerekir. Zifaftan önce yani muaccel olarak verilmesi en iyi olanıdır. Eğer maddi imkânsızlığından dolayı veremez de vefat ederse bundan dolayı kul hakkına girmiş olmaz. Zira kişi gevşeklik göstermeksizin borcunu ifa edemezse günah işlemiş sayılmaz. Erkeğin mirası dağıtılmadan önce kadına mehrin verilmesi gerekir.
Eğer erkek değil de kadın vefat etmişse, erkeğin mehirle ilgili sorumluğu sakıt olmaz. Bilakis kadının mirasçılarına intikal eder.
Mehrin Belirtilmesi Gereken Yerler
Nikahı kıyılacak kızın;
a) Deli yada sefih olması.
b) Baliğ olmaması.
Kızın tasarruf sahibi olmadığı bu iki durumda, mehr-i mislden daha fazla olan bir miktar üzerine anlaşılmış ise, mehri nikah akdinde belirtmek vâcibtir.
c) Kendisini evlendirmesi yönünde velisine önceden izin vermiş olup da mehr”in mahiyetiyle ilgili olarak kendisine belirleme hakkı vermiş olmaması.
Bu durumda da, mehr-i mislden daha fazla olan bir miktar üzerine anlaşılmış ise, mehri nikah akdinde belirtmek vâcibtir.
d) Kocanın tasarruf sahibi olmaması.
Bu durumda da, mehr-i mislden daha az olan bir miktar üzerine anlaşılmış ise, mehri nikah akdinde belirtmek vacibtir.