Müfessir; Kur’ân-ı Kerim’i tefsir eden, manalarını açıklayıp yorumlayan ve bu maksatla eser yazan ilim adamı, tefsirci anlamlarına gelir. Diğer bir ifade ile müfessir; Kur’an-ı Kerim’i insanların anlayabileceği şekilde, Kur’an ilimlerinden yararlanarak yorumlayan, Allah’ın ayetlerindeki esas amacı ortaya çıkarmaya çalışan ve tefsir ilminde otorite olan din bilgini demektir.
Kur’an, anlaşılmak ve kendisiyle amel edilmek üzere indirilmiştir;
“(Bu Kur’an), çok mübarek bir kitaptır. Onu sana indirdik ki âyetlerini düşünsünler ve akl-ı selîm sahipleri öğüt alsınlar” (es-Sâd, 38/29).
Müfessir, kelam-ı ilahiden, murad-ı ilahiyi anlayan derin âlim demektir. İmam-ı Beydâvî hazretleri bunlardan biridir. Bu tefsir kitaplarını da anlayabilmek için, yirmi ana ilmi, iyi öğrenmek gerekir. Ana ilimlerden biri, tefsir ilmidir. Bu yirmi ana ilmin kolları, seksen ilimdir. Türkiye’de ilk defa Kur’an tercümesini, Cihan Kitabevi sahibi Misak isimli Hristiyan bir Ermeni başlatmıştır. Maksat dinimizi bozmaktır. İmam-ı Gazâlî hazretleri, (Fâsık ve bid’at ehli, Kur’an’ın mânâsını anlayamaz) buyuruyor. (İhya) [Bid’at ehli, Ehl-i sünnet itikadında olmayan, mezhepsiz olan demektir.]
Tefsir, akla değil, nakle dayanır. Ehl-i sünnet âlimlerinin, Peygamber efendimizden ve Eshab-ı kiramdan alarak yaptıkları tefsirlere aykırı tefsir yazan, küfre düşer. Hadis-i şerifte, (Kur’an-ı kerimi kendi görüşüne göre tefsir eden kâfir olur) buyuruldu. (Deylemî, Mektubat-ı Rabbânî 1/234)