Din sözlükte; itâat etmek, saltanat ve hâkimiyyet kurmak anlamları yanı sıra; örf-âdet, yol, cezâ, mükafat, hesab, ibadet, boyun eğme, şeriat ve millet manalarına da gelmektedir.
Istılahta ise din; Allah tarafından peygamberler aracılığı ile insanlara ulaştırılan ilahi bir kanundur. Diğer bir ifade ile Din, insanları saâdet-i ebediyyeye yanî sonsuz saâdete, huzura götürmek için Allahü teâlâ tarafından peygamberleri vâsıtasıyla gösterilen yol demektir. İşte insanlar bu İlâhî din sayesinde hakkıyla marifetullah sahibi olurlar. Üzerlerine düşen vazifeleri bilirler. Böylelikle de iki cihan selâmet ve saadetini elde edebilirler.
Dinin başka bir tarifi de şöyledir: Allah fc.c.) tarafından, peygamberleri vasıtasıyla bildirilen İlâhi emirlerin, yasakların ve hükümlerin hepsine birden ‘Din’ denir.
Dinin gerçek sahibi kimdir, insanlar din ortaya koyabilirler mi?
Dinin gerçek sahibi Allah Teâlâ’dır. Hz Peygamber de İlâhî dinin tebliğcisidir. Bütün nebîlerin ve elçilerin tebliğ buyurduklan dinler aslında birdir. İnsanların ise ortaya din çıkarma hakları yoktur, insanların uydurdukları ve tahrif ettikleri dinler ise gerçekte din değildir. Belki birer bâtıl veya tahrif edilmiş dinlerden ibarettir.
Dinin amacı, insanları iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, güzel ile çirkini bildirmektir, onları dünya ve ahiret mutluluğuna kavuşturmaktır.
Kur’ân-ı Kerîm’de din kelimesi doksan iki yerde geçmekte, ayrıca üç âyette de değişik türevleri yer almaktadır. Kur’an’da bu kelimenin başlıca şu anlamlarda kullanıldığı görülür: “Yönetme, yönetilme, itaat, hüküm, tapınma, tevhid, İslâm, şeriat, hudud, âdet, ceza, hesap, millet”.
Kur’ân-ı Kerîm’de din teriminin, sûrelerin nâzil oluş sırasına göre kazandığı değişik anlamları şu şekilde sıralamak mümkündür: İlk dönem Mekkî âyetlerde bu kelime “yevmü’d-dîn” (din günü, hesap, ceza-mükâfat günü) şeklinde geçmektedir ve insanın, iman ve ameline göre hesaba çekile- ceği âhiret gününü ifade etmektedir. (el-Fâtiha 1/4; ez-Zâriyât 51/6)
DİNLER KAÇA AYRILIR?
Dinler üç kısma ayrılır. Bunlar;
Hak Din: Allâh’ın peygamberleri vasıtası ile insanlara bildirdiği ve hiç- bir değişikliğe uğramadan günümüze kadar gelen Bu da İslâm Dîni’dir.
Muharref Din: Allah tarafından peygamberleri vasıtası ile insanlara gönderilen, fakat zamanla insanlar tarafından bozulan, günümüzde geçerli olmayan Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi… Yani bu dinler, İslâmiyet’in gelmesi ile geçerliliğini kaybetmiştir.
Bâtıl Din: Bazı insan veya toplumlar tarafından din diye uydurulup ortaya atılan, ilâhî bir aslı olmayan inançlardır. Yani “uydurma din” olup kaynağı Allâh’ın emirleri değil, insan veya toplumların uydurma kurallarıdır. Güneşe, aya, yıldızlara, kendi elleri ile yaptıkları putlara tapanlar ve satanizm gibi din adına uydurulan inançlar, bu gruptandır.
İslam dini nedir?
İslam dini, Allah’ın, son peygamberi Hz Muhammed (sav) vasıtasıyla bütün insanlara gönderdiği en son ve en mükemmel dindir. İslâm’ın gelmesiyle, diğer dinlerin hükmü sona ermiştir. İslam, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Hz Muhammed (sav)’in Allah’ın kulu ve Resûlü olduğuna şehadet etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekatı vermek, Ramazan orucunu tutmak, yoluna güç yetirip imkan bulduğu zaman Kabe’yi ziyaret (hac) etmek demektir. İslam dinini kabul eden kimseye de Müslüman denir.
“İslâm” kelimesi, selâmet, kurtuluş, barış, huzur, emniyet, teslim olup rahata ermek gibi mânâlara gelir. Bu da İslâm dîninin her yönüyle bütün âleme tam bir selâmet, kurtuluş ve huzur bahşettiğini gösterir. Yani İslâm sadece insanlara değil, hayvanlara, bitkilere ve hatta cansız varlıklara bile rahat ve huzur bahşeder. Nitekim Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in 23 senelik nübüvvet hayatı terörün her çeşidi ile mücâdele ederek geçmiş ve nihayetinde bu âleme ebedî bir huzur ve emniyet kaynağı olan bir hak din lûtfedilmiştir.
İslâm’ın en son ve Allah katında yegâne mûteber din olduğu, Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde belirtilir:
‘Bugün sizin dîninizi sizin için kemâle erdirdim. Sizin üzerinizdeki nîmetimi (lütuflarımı) tamamladım ve size din olarak İslâm’ı seçtim (yalnız İslâm’dan razı ve ondan hoşnûd oldum)‘. (el-Mâide, 3)
‘Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, ondan [seçtiği dîni] kabûl edilmiyecektir ve o, âhirette hüsrâna [büyük zarara] uğrayanlardan [olacak]tır.’
‘Allah katında yegâne [hak] din İslâmdır.‘ (Âl-i İmrân, 19)
İslam dininin gayesi nedir?
1. Canın korunması
2. Neslin Korunması
3. Aklın korunması
4. Dinin korunması
5. Malın korunması
İslam Dininin Özellikleri Nelerdir?
• İslâm dini en mükemmel dindir.
• İslâm dini bütün insanlığa gönderilmiştir. Yani evrenseldir.
• İslâm dini son İlâhî dindir. İslâm’dan başka din gelmeyecektir. İnsanlık var oldukça ve kıyamete kadar devam edecektir.
• İslâm dini her ihtiyaca cevap verecektir.
• İslâm dini kendisinden önceki Allah tarafından gönderilen Peygamberleri ve İlâhî kitapları tasdik eder.
• İslâm dini, önceki İlâhî dinlerin hükümlerini yürürlükten kaldırır.
• İslâm dini bütün esaslarıyla bir bütündür. Tamamının! yaşanılması gerekir.
• İslâm dini kolaylık dinidir.
• İslâm dininde aşırılık yoktur.
• İslâm dini barış ve sevgi dinidir.
• İslâm dini, kaynakları yönüyle de temiz bir dindir. Doğru, bir Allah inancı getirmiştir. Diğer dinlerde olduğu gibi saçma İlahi Tanrı düşüncesi İslâm’da yoktur.
• İslâm dininin getirdiği hükümler akla ve insanın yaratılışına daha uygundur.
• İslâm dini insanları hem dünyaya ve hem de ahirete teşvik eder.
• İslâm dini, insanın dünya ve ahirette mutlu olmasını amaçlar.
• İslâm dininin değişmez esaslan vardır.
• İslâm dini akla büyük önem vermiştir. Akıllı olanı sorumlu tutar.
İslam dininin hükümleri
1. İman: Peygamber Efendimiz (sav)’in getirdiği her şeyi tasdik etmektir.
İnsan, iman esaslarına inanmakla manevî gıdasını almış, kalbini yanlış inançlardan temizleyerek doğru inançla süslemiş ve gerçek değerini kazanmış olur.
2. Amel: Yapılan işlere denir. İnancın gereği ile amel etmektir. Amel ile ilgili hükümler ikiye ayrılır:
a) Allah’a karşı ibadet görevleri.
b) İnsanların kendi aralarındaki ilişkileri düzenleyen hükümler.
3. Ahlâk: Dini açıdan makbul sayılan iyi davranış kurallarıdır.
İslam Dininin Kaynakları nelerdir?
İslam dininin ilk, en önemli ve birinci kaynağı “Kur’an-ı Kerim”‘dir. Dini bir konu öncelikle Kur’an-ı Kerim’de aranır.
İkinci kaynağımız, Peygamberimizin sünnetini oluşturan sözleri ve davranışlarıdır. Kur’an-ı Kerim’den sonra ikinci önemli dini kaynağımız “sünnet”tir.
Üçüncü dini kaynağımız Peygamberimizden sonra herhangi bir çağda yaşayan İslam bilginlerinin kendi zamanlarında dini bir konuda görüş birliğine varmış olmalarıdır. Buna “İcma” denir.
Dördüncü kaynağımız “Kıyas”tır. Kıyas, belirttiğimiz üç kaynakta hüküm bulunmayan bir dini hükmü başka bir dini hükme benzeterek, benzetme yolu ile sonuca varmaktır.
O halde; dinimizin dört ana kaynağı vardır: KUR’AN, SÜNNET, İCMA ve KIYAS. Bunlardan birine dayanmayan dini görüşlere değer verilmez, güvenilmez ve bu tür dini görüşlere göre hareket edilmez.