Haccın rükünleri, yani mahiyetini oluşturan farzları ikidir. Biri, Arafat’ta bir miktar durmaktır ki bunun vakti, zilhiccenin dokuzuncu gününe gelen arefe gününün zeval vaktinden ilk kurban bayramı gününün fecrin doğuşuna kadar olan müddettir. Bunun herhangi bir bölümünde Arafat’ta bir dakika bile olsa durmakla bu farz yerine getirilmiş olur.
Diğeri de ziyaret tavafıdır. Yani Arafat’ta bir müddet durduktan sonra Kâbe-i Muazzama’nın etrafında yedi defa tavaftan (dolaşmaktan) ibarettir. Bunun dört turu rükündür, farzdır. Diğer üç turu ise ziyaret tavafının vâciplerindendir.
Tavafın vakti ise kurban bayramının ilk günü fecrin doğmasından itibaren başlar, hayatın son gününe kadar devam eder. Tekrar belirtmek gerekirse, Haccın rükünleri ikidir. Bunlar;
1 – Arafatta bir müddet beklemek. Buna vakfe denir.
2 – Ziyaret tavafı yapmak. Bu ikisinden birisi yapılmadığı takdirde hac fâsid olur, bozulur. Vakfe, tavafdan daha kuvvetli bir rükündür. Çünkü Arafatta vakfeden önce cinsî münasebet yapılırsa hac bozulur. Fakat ziyaret tavafından önce yapılırsa, hac bozulmaz, ceza gerekir.