Mükellef bir müslümanın, ramazan orucuna niyet etmişken özürsüz olarak isteyerek ve kastederek zorda da kalmaksızın orucunu bozması durumunda hem kazâ kem de kefâret gerekir.
Mesela, bu durumdaki birinin yenecek ve içilecek şeylerden birini yemesi-içmesi, tütün içmesi, enfiye çekmesi, gıybetten veya hacamattan veya meni gelmeyen dokunma ve öpmeden sonra orucunun bozulduğunu düşünerek bilerek yemesi ve içmesi durumunda hem kazâ hem de kefâret gerekir.
Tekrar belirtmek gerekirse, aşağıda sayılacak hususlardan herhangi birini mecbur kalmadan, zorlanmadan, unutma durumu olmadan isteyerek işleyen bir kimse için hem kazâ, hem de keffaret lâzım gelir. İşte orucun kaza ve kefaretini gerektiren durumlar;
1. Cinsî münasebette bulunmak.
2. Yemek, içmek veya ilâç yutmak.
3. Ağzına ihtiyarsız giren yağmur, dolu ve kar suyunu isteyerek yutmak.
4. Tütün içmek, tütün veya benzeri bir tütsü maddesini yakıp dumanını içine çekmek.
5. Enfiye çekmek.
6. İçyağı, pastırma veya çiğ et yemek.
7. Susam tanesi kadar bir şey`i ağzına alıp yutmak veya çiğneyerek yemek.
8. Azıcık tuz yemek. (Çok tuz yemek ise, sadece kazâyı gerektirir.)
9. Zevcesinin veya sevdiği bir kimsenin tükrüğünü, ağız suyunu yutmak. Bu saydığımız şeylerde, bedenin tedâvisi veya tegaddîsi (gıdalanması ve beslenmesi) veyahut telezzüzü (zevk ve lezzet alması) vardır. Bu sebeble kazâ ile beraber keffâreti de gerektirir.