Taharet, lugatta “temizlik, nezafet” demektir. Bir fıkıh terimi olarak taharet, maddeten pis olan şeylerden ve hades denilen cünüplük hali gibi şer’î bir engelin giderilmesinden ibarettir. Temiz olana “tâhir”, temizleyici olan şeye de “mütahhir, tahûr” denir.
Taharetler iki kısma ayrılır: taharet-i suğrâ (küçük taharet) ve taharet-i kübrâ (büyük taharet).
Taharet-i suğrâ ve taharet-i kübrâ ne demektir?
Taharet-i suğrâ, abdestsizlik halini gidermek demektir. Abdest almakla bu taharet yapılmış olur. Taharet-i kübrâ ise cünüplük, hayız ve nifas gibi hallerden çıkmak demektir. Ağza, burna su verip bütün bedeni yıkamakla yani gusül abdesti almak suretiyle yapılan temizliktir.